Şehrimizde, Türkiye’de ve hatta bütün dünyada etkili olan küresel ısınma artık kendini çok net bir şekilde hissettirmeye başladı.
       Azalan yağışlar, kirlenen su kaynakları, bilinçsiz tüketim ve israf üst üste gelince dünyamızda su krizi yaşanır hale geldi. Bunun en büyük örneğini geçtiğimiz aylarda sultan şehirde hep birlikte yaşadık. Barajdaki su seviyesinin bitme noktasına gelmesi, başka bir barajdan isale su hattı çekilerek geçici bir çözüm bulunması şimdilik Sivaslıların su sorununu halletmiş olarak görülüyor. Lakin uzun vadede Sivas’ın su sorununu tekrar yaşayacağı aşikar.
      Vatandaşların su sorunu yokmuş gibi hala duyarsızca suyu israf etmesi kabul edilebilir bir davranış değil. Hem Sivas yerelinde hem ülkemizde hem de dünyada acilen toplumların bu konuda eğitilmesi gerektiğinin kanaatindeyim. Çok geç olmadan su kaynakları tükenmeden önlem alınması gerekiyor.
     Yetkili mercilerin hem vatandaşları bilgilendirme ve bilinçlendirme görevini yerine getirmesi hem de önlem olarak yeni projeler üretmesi gerekiyor.
     Vatandaşlar bilinçlenip suyu israf etmese de, yetkililer yeni projeler üretseler de şu bir gerçek ki; bunların hiçbiri tek başına yeterli değil. En temel ihtiyacımız yağış olması. Kar yağışının neredeyse hiç yaşanmadığı şehrimizde, yağmuru bile artık ara ara görür olduk. Ne önlem alınırsa alınsın tek çare bol bol şehrimizin yağış alması.
     Şehrimizin yağışsız kalması sebebiyle geçen Cuma günü camilerde kar ve yağmur duası yapıldı. Durum çok vahim. Dört gözle şehrimize bol bol kar yağışı beklemekteyim ve bunun için dua etmekteyim.