SÜLEYMANCI KURSLARININ DİĞER
TASAVVUFÇULARA BAKIŞLARI:
Kurslarda ki sohbetlerde unutmadığım tasavvufçulardan biri de şüphesiz “Enel Hak” yani ben Hakkım-Allah’ım diyen Hallacı Mansurdur. 244'te (858) İran'ın Fars eyaletinde bulunan Beyzâ'nın kuzeydoğusundaki Tûr'da doğdu. Dedesi Mahamma Mecûsî idi. ö. 26 Mart 922, Bağdat), zındıklıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde Abbâsî Halifesi Muktedir Bi'llâh'ın emriyle idam edildi.
Hakkında anlatılan bir hikâyeye göre Bağdat’ta açıkça Hak yolunda canını feda etmek istediğini, kanının dökülmesinin halk için helal olduğunu ilan etti. Karmatiler’in Abbasi Devleti’ni tehdit ettiği, 870 yılında başlayıp 883 yılına kadar devam eden Zenc isyanının izlerinin henüz silinmediği, istikrarsızlığın devam ettiği bir dönemde Hallâc’ın sözleri ve davranışları halk ve ulema arasında yeni bir huzursuzluk meydana getirdi.
Davûd ez-Zahiri (Zahiri Mezhebinin İmamı) öncülüğünde bir grup alim Hallâc’ın aleyhinde bir faaliyet başlattı; bazıları onun sihirbaz, şarlatan veya deli olduğunu ileri sürerken bazıları da keramet sahibi bir veli olduğunu söylüyordu. Mahkeme ilk seferinde sekiz sene süren bir göz hapsinden sonra idama götüren mahkemesi başladı.
Mâlikî kadısı Ebû Ömer Muhammed b. Yûsuf el-Ezdî idamına hükmetti. Hanefi kadısı İbn Bühlûl’ün muhalefetine rağmen bu hüküm diğer kadılara ve şahitlere imzalatıldıktan sonra Halife Muktedir-Billâh tarafından tasdik edilince Hallâc, 26 Mart 922 tarihinde Bağdat’ın Bâbüttâk denilen semtinde önce kırbaçlandı; burnu, kolları ve ayakları kesildikten sonra idam edildi. Başı kesilerek Dicle üzerindeki köprüye dikildi; gövdesi yakılıp külleri nehrin sularına savruldu. Kesik başı iki gün köprüde dikili bırakıldıktan sonra Horasan’a gönderilerek bölgede dolaştırıldı.
Hallâc’ın öldürülme sebebi:
Hallâc-ı Mansûr’un öldürülme sebebi hakkında, Abbasiler’e karşı ayaklanmış olan Karmatiler’le gizlice mektuplaştığı, “Ene'l-Hakk” sözüyle ulûhiyyet (ilâhlık) iddiasında bulunduğu, haccın farz oluşunu inkar edip yeni bir hac anlayışı ortaya koyduğu şeklinde çeşitli iddialar ileri sürülmüştür.
Onu tasavvuf alanında meşhur eden “Enel Hak” sözü, Bayezidi Bistami gibi Mecusi olan dedsinin inancı da tasavvufa soktukları Hulul ve ittihat inancı idi. Allah’ın insana girmesi anlamına gelen Hulul ile İnsan ile Allah’ın birleşerek bir olması demek olan İttihat inancı Mecusiliğin ve Hind dinlerinin itikatları idi.
Anlatıldığı gibi vahşice öldürülmesi onun halk nazarında masum hale gelmesine sebep oldu. Aslında idamına sebep olan suçu “Enel Hak” demesinden çok devlet aleyhine batınilere destek eder görünmesi idi. Tasavvufa soktuğu Hulul ve İttihat inancını görmezden gelen tasavvuf ve tarikatçılar onu adeta tasavvufun kahramanı ve şehidi haline getirdiler.
İşte bizim Kurslarda okuduğumuz sıralarda Hocalarımızın sohbetlerinde anlattıkları “Enel Hak” şehidi Hallac’ı Mansur böyle birisi idi. Fıkıh ilmine çok önem veren Süleyman Efendinin talebeleri, Zahiri Mezhebinin İmamı ve Maliki Mezhebinin kadısı tarafından “Enel Hak” Ben Allah’ım dediği için Şeran suçlu bulunup idam edilen Hallacı Mansuru yüeltirler ve idamına fetva veren İmamları, kadıları suçlarlar.
Devam edecek inşallah