Evlilikte eş ilişkilerinin yolunda gidiyor olması şans ya da tesadüf değildir. Bilinçli bir çaba ve emek gerektirir. Bu emek ve çaba da bir yerde başlayıp diğer yerde bitmez evlilik ilişkisi sürdükçe devam eder.

Evlilik ilişkilerinde emek ve çaba rast gele harcanmaz. Emek ve çaba, değerler esas alınarak birbirinin değerleri doğrultusunda harcanır. Bunun için de önce kişi kendi değerlerinin farkında olacak. Değerlerini yaşamına geçirmiş olacak ve değerlerini evlilik ilişkisinde yaşatmak için bilinçli bir farkındalığa sahip olacak. O işler, “istiyorum olacak” la olamıyor maalesef…

Değerler, insanının hem bireysel hem ailesel hem mesleksel hem de toplumsal yaşamının en önemli belirleyicileridir. Değerleri olmayan ve değerlerine uygun bir yaşam oluşturmayan insanın yaşamı son derece rastgeledir ve nereden geldiği, nereye gideceği belli değildir.

Evlilik ilişkileri de rastgele olmayı kaldıramaz. Çöker…

Değerlerini oluşturmuş ve yaşamının tüm hücrelerinde yaşatan kişinin, eşini değerlerine göre seçmesi ve evliliğini de değerlerine göre oluşturması beklenir. O zaman o evlilik ilişkisi aynı zamanda “ortak değerler ilişkisi” olur. Ortak değerlerle kurulan ve sürdürülen evliliklerde eşler artık birer geçim ehli insandır.

Geçim ehli olmak, güçlü görünenin sözünden çıkmamak, otorite gördüğüne boyun eğmek, içinden gelmeyeni yapmak, sorun çıkmasın diyerek sesini çıkarmamak, değerlerini hiçe sayarak fedakârca kendini yok etmek ve benliksizleşmek değildir.

Doğan Cüceloğlu “Evlenmeden Önce” isimli kitabında geçim ehli olmakla ilgili şöyle söylüyor;

“Geçim ehli olmak, Korku Kültürü’nde ‘güçlü olana itaat edip onun sözünden çıkmamak’ anlamına gelir. ‘Erkeğinden korkan kadın’ makbul kadındır. Böyle kadına güvenilir. Evli kadının evde ne yapacağı, kiminle nasıl konuşacağı yörenin gelenek göreneklerine göre belirlenmiştir. Kadın bu evlilik ilişkisinde sosyal bir kimlik, yani YÜZ olarak tanımlanmıştır. Bu tür evlilikte insanın özü olan CAN yalnızdır, bir kenara itilmiştir. Ve bu evlilikte doğup bu ortamda büyüyen kişi Korku Kültürü’nün şablonunu farkına varmadan aynen devam ettirir.

Değerler Kültürü’nde, evlilikte ‘geçim ehli olmak’, değerleri yaşatarak birbirine güvenmek, birbirini saymak ve sevmek anlamına gelir. Bu evlilikte sosyal yaşam ve diğer insanlarla ilişkiler önemsenir ama hem kadın hem de erkek için hesap verilecek en yüce makam kendi vicdanlarıdır. Eş ilişkisi CAN ilişkisidir. Eşler birbirlerinin özlerini, CAN’larını umursarlar, doğal, değerli, güvenilir, sevilmeye layık ve saygıya değer bulurlar. Birbirlerine, yaşamlarında yer alan ‘çok özel insanlar’ olarak bakarlar.”

Ben evlilik ilişkisinde çok önemli gördüğüm, eşlerin bireysel olarak sahip olmaları ve evlilik ilişkisine de taşımaları gerektiğini düşündüğüm bazı temel değerleri aşağıya yazdım. Anlam olarak ayrışmaları önlemek için de o değerlerin ne anlama geldiğini Türk Dil Kurumunun açıklamalarından yararlanarak yanlarına ekledim.  

Doğruluk (Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük),

Dürüstlük (Doğruluk),

Sevgi (İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu),

Saygı (Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet ve başkasını rahatsız etmekten çekinme duygusu),

Sadakat (İçten bağlılık),

Güven (Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat),

Nezaket (Başkasına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik),

Önemsemek (Önemli saymak, önem vermek, mühimsemek, saymak),

Değer vermek (değerli saymak, önem vermek),

İş birliği (Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı),

Sabır (Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi ve olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme).

Anlaşmak (Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek),

Destek olmak (Güç sağlamak, yardımcı olmak),

Sorumluluk (Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi).

Şimdi sıra sizde. Aşağıdaki soruları yanıtlayarak kendinizi ve evlilik ilişkinizi değerlendirin;

Kendi yaşamınızdaki değerler konusunda neredesiniz ve nasılsınız?

Evlilik ilişkinizdeki değerler konusunda neredesiniz ve nasılsınız?

Kendi değerlerinizi yaşatma konusundaki sorumluluk algınız ve sorumluluk alma durumunuz nasıl?

Evlilik ilişkinizde geçim ehli misiniz? (Değerler kültürüne göre mi yoksa korku kültürüne göre mi?)

Benim dileğim;

Herkes önce insan olarak kendi değerlerini oluştursun. Sonra da kendi yaşamını değerlerine uygun yaşıyorken değerlerini ortaklaştırabileceği bir evlilik ilişkisi oluştursun.

Geçim ehli olsun ve eşi ile birlikte mutlu mesut yaşasın…