Maide Suresi 27. Ayetle giriş yapalım konumuza.

Onlara Adem’in iki oğlunun haberini, Hak olarak anlat… Hani ikisi de birer kurban takdim etmişlerdi de, birinden kabul olunmuş, diğerinden kabul olunmamıştı… (Kabul olunmayan Kabil) şöyle dedi: “Kesinlikle seni öldüreceğim!”… (Kabul olunan Habil) ise: “Allâh yalnızca muttakilerden kabul eder!” dedi. Ayet bu.

Habil sahip olduğunun en değerlisini Kabil ise en değersiz ve çürüğünü Allah(cc)’a layık görüyor. Habil olayı ciddiye alıyor. Kabil ise en başta kendini ciddiye almadığı için Allah(cc)’ı da ciddiye almıyor. Habil en değerli olanı sunmakla en değerli olana sahip olacağını ve ciddiye almakla ciddiye alınacağını biliyor.

Ve yine Habil içgüdüleri ile hareket edenlerin, nefislerine yenik düşenlerin, kıskançlık krizine girenlerin kesinlikle mağlup olacağını, eylemlerinin merkezine Allah(cc)’ı oturtanların ise mutlaka galip geleceğini biliyor.

Burada esas olan çift kutuplu bir dünyayı öngören Habil’i mi yoksa tek kutuplu bir dünyayı esas alan Kabil’i mi referans alacağımızdır. Habilleşenler zülümlerinde ısrar edenlerden yana eğilim göstermezler. Habilleşmek demek;

1- Hakkı bâtıl ile karıştırmamak, bile bile gerçeği gizlememektir.

2- İnsanlara iyiliği ve erdemli olmayı öğütlediği halde, kitabı okuduğu halde kendisini unutmamaktır.

3- Namaz kılmakla beraber, iyiliklerle yüreklere yürümek, iyilikleri çoğaltmak ve aynı zamanda da kötülüklerden alıkoymak demektir.

4- Fıtrata yatırım yapmak, vicdanları diri tutmak, insaniyet, hakkaniyet, hürriyet, izzet, kardeşlik, iyilik, erdem, adalet, merhamet ve ahlak denilen değerleri ayakta tutmaktır.

5- Zulmete, zillete, zorbalığa, sömürüye, ihanete ve cinayete karşı çıkmak demektir.

6- Hira’dan yükselen sese kulak vermek, yüreğinin kıblesini Kabe’ye çevirmek demektir.

7- Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda hayata yön vermek, her türlü kötülükten titizlikle sakınmak ve yapılan iyiliklerle yetinmeyerek, O(cc)’na yaklaştıracak daha güzel ve yararlı davranışlar sergilemeye çalışmaktır.

8- İnsani, islami, fıtri, vicdani ve ruhi duygularımızı zengin ve güçlü kılmak demektir.

9- Yatırımı âhirete yapmak, dünyanın gelip geçici güzelliklerine kapılıp da gerçek/ebedi hayatı ihmal etmemek demektir.

10- Asla ölmeyecek olan, mutlak diri olan Allah(cc)’a dayanmak ve O(cc)’nun sınırsız kudret ve aşkın yüceliğini sürekli/kesintisiz anmak demektir.

11- “Teslim oldum alemlerin Rabbi olan Allah’a!” diyerek aklını, ruhunu, benliğini ve iradesini başka güç ve otoritelere teslim etmemek demektir.  

12- Adetlere değil ayetlere sarılmaktır. “El alem ne der?” putunu kırıp “Allah(cc) ne der?” gerçeğine göre hareket etmek, sulhtan ve barıştan yana olmak, her konuda adil ve insaflı davranmaktır.

Kısaca;
Kabilleşmek, İblisleşmektir, katilleşmektir. Zira İblis nasıl ki Adem’e hased edip Allah(cc)’a isyan ettiyse, Kabil’de Habil’e olan kıskançlık ve hasedinden dolayı yeryüzünün ilk adam öldürme işini gerçekleştirmiş oldu ve katillerden oldu. Hz. Âdem’in oğullarından Kâbil’in kıskançlıkla kardeşi Hâbil’i öldürmesi yeryüzündeki şiddetin ilk örneğidir.