Eşinle ilişkiniz bir trajediye mi dönüşüyor? Sorusuna yanıtın ‘’evet ‘’se muhtemelen aşağıdaki durumlar vardır;

Birbirinize karşı çok kırgınsınız, kızgınsınız ve parça döküksünüz,

Tartışmalarınız öfke dolu ve çoğunlukla kavgalarla sürüyor,

Her sözünüz, her davranışınız birbirinize batıyor,

Eşini tanıyamaz oldun,

Eşin de artık seni tanıyamadığını söylüyor,

Bırak eşini kendini bile tanıyamaz oldun,

Bizim evliliğimiz ne ara bu hale geldi diye şaşkınsın.

Çok zor durumdasın.

Ne yapacağını ve nasıl davranacağını bilemiyorsun…

Evet çok zor gerçekten…

Şimdi yazacaklarımı dikkatlice oku lütfen;

Önce evliliğinizi nereye götürmek istediğine, sonra da istediğin yere götürmek için yapılacaklar konusunda sorumluluk almaya karar ver.

Eğer trajedi devam etsin ve evlilik nereye giderse gitsin, kararı verdiysen şu ana kadar olan gibi davranmaya devam et.

Eğer trajedi sona ersin, evliliğim huzur dolu olsun kararı verdiysen zincirin halkasını kırmak ve dönüşüm başlatmak için hazırlan.

Bunun için birkaç önerim var:

Her evlilik ilişkisinde tartışma olur. Tartışmalar ilişkinin kötü gittiğini göstermez aksine sorunlarının çözümünün bir parçasıdır. Tartışmanı, suçlamadan, savunmaya geçmeden, sakinliğini koruyarak, kendini hissettiğin gibi anlatmak için yap. Tartışmaların kavgaya ve bir güç savaşına dönüşmesini engelle. Bunu yaparken kendini sürekli veren ve fedakârlık yapan biri gibi hissetmemek için gerekli önlemleri al. Çünkü böyle hissetmek öfkeyi arttırır.

Tartışmanın amacı anlaşmazlık yaşanan konularda hemen net bir sonuca ulaşmak olmasın. Amaç kendini hissettiğin gibi doğru ifade etmek ve eşini hissettiği gibi doğru anlamak olsun. Bu gerçekleştiğinde çözüm kendiliğinden gelir ve iş birliği için zemin hazırlanmış olur.

Hissettiğin öfkenin sana ne söylediğini bulabilmen için öfkene kulak ver. Çünkü öfke konuşur. Öfkenin harekete geçmesini eşinin bir sözü veya bir davranışı tetiklemiş olabilir ama öfkenin kaynağı olaya veya duruma senin bakış açın, senin verdiğin anlam, senin inancın veya senin yargındır. Öfken konusunda diğerlerini suçlamaktan vazgeç. Öfkene sahip çık.

Tartışmada suçlayıcı ifadeler kullanmak yerine ‘bana göre’ diyerek kendi duygu ve düşüncelerini ifade et. Eşinin de kendine göre duygu ve düşüncelerine kulak ver. Kendi duygu ve düşüncelerine sahip çık ve eşinin tüm duygu ve düşüncelerini olduğu hali ile ve farklılaştırmaya çalışmadan kabul et. Kabul etmek; Aynı fikirde olmak, onaylamak veya artık onun gibi düşünmeye başlamak değildir. Kabul etmek aynı zamanda olanı, olduğu gibi anlamaktır.

Eşinden beklediğin, isteğin mi yoksa ihtiyacın mı netleştir. İstekler ertelenebilir, değiştirilebilir veya isteklerden vazgeçilebilir ama ihtiyaçlar karşılanmak zorundadır.  Beklediğinin ihtiyacın olduğunu belirlediysen, beklentini açık ve net bir şekilde ifade ettiğinden emi ol. Beni seviyorsa ihtiyaçlarımı ben söylemeden bilsin ve ben istemeden karşılasın düşüncesindeysen şu ana kadar boşuna beklediğin gibi yaşam boyu boşuna beklemeye devam edersin. İhtiyacını ifade et, karşılaması için zaman ver, karşıladığında memnuniyetini ifade et. Karşılamadıysa, trip atmak, küsmek, kavga etmek kalıcı olarak işe yaramaz. İhtiyacını ve beklentini ifade etmeye devam et. Yine de olmuyor mu? O zaman ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendin sorumluluk al. Evlilik ilişkin konusunda karar ver ve eyleme geç…

‘’Ya bu deveyi güt ya bu diyardan git’’