İnsanlık olarak zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri atlatabilmek için topyekün bir savaş veriyoruz. İnsanlık bu savaşı kazanmak zorundadır. Başka çaresi yoktur. Dün gitti bugün yepyeni şeyler söylemek vaktidir. Bugün hayata yeniden tutunmak yepyeni bir hayatın kapılarını aralamak vaktidir. Bugün genelde tüm insanlığın özelde ise müslümanların ellerini taşın altına koyma vaktidir.  

Karanlık dünyaların karanlık adamları yaptıkları karanlık işleri bize aydınlık gibi, kötü işleri iyi gibi, yanlış işleri doğru gibi yansıtmaktadır. Batı/l ideolojiler ve paradigmalar on yıllarca bir süredir tüm yeryüzünü özellikle Ortadoğu'yu savaş alanına çevirmiş, yüzbinlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın ise yaralı evsiz barksız kalmasına sebebiyet vermiştir.               O yüzden de bundan sonrasında hayat bir başka güzel olmalı. Güzel olmalı ki tüm insanlık huzur bulmalıdır. Bu konuda biz Müslümanlara çeşitli görevler düşmektedir. Bizler:

1- Anlamlı bir hayata talip olmalıyız. Anlamlı bir hayat ancak Allah’lı olmakla mümkündür.

Anlam’lı bir hayattan söz edebilmek için öncelikli olarak aklımıza, ruhumuza ve benliğimize vahiyle abdest aldırmamız gerekmektedir. 

2- Tasavvur dünyamızı şeytana inşaa ettirmemeliyiz. 

Çünkü, şeytan da şeytanın rolüne soyunanlarda aldatıcıdır. Aldatıcı olan kim varsa ne varsa hiçbir türünün bizi aldatmasına müsaade etmemeliyiz. 

Doğru ve yanlışlarımızın içini şeytana doldurtmamalıyız. İyi ve kötünün tarifini şeytana yaptırmamalıyız. Kısaca şeytana paçayı kaptırmamalıyız. 

3- Kibirden uzaklaşmalıyız. Kibir şeytandandır ve günahtır. Kibir insanı şaytana yoldaş eden bir vasıftır. Hem de şeytanı sevindiren kötü bir vasıf. Kibir şeytanın avukatlığını yapmaktır. Kibirlenenler elbette ki şeytanın değirmenine su taşırlar. Kibirlenmek cennetin kapılarını kendine haram kılmaktır.

4- Merhamet eksenli bir yaşam geliştirmeliyiz. Merhametli olmak insan olmamızın gereğidir. İnsanoğlunun yüreğinde ki en büyük sanatı merhamettir. Merhametli olmak cennetin kapılarını aralamaktır. Merhameti gazabına galebe çalan, ev ev merhemet şebekeleri döşeyen, etrafında merhamet iklimi yeşerten insan insandır.

5- Adalet, merhamet, iyilik, ahlak, erdem ve yardımlaşma eksenli bir medeniyet inşaa etmeliyiz. 

6- İnsani, islami, ilahi, irfani, imani ve vicdani tüm değer yargılarımızı yeniden aktif ve aktüel hale getirmeliyiz. 

7- Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimselerden olmalıyız. 

8- Kötülüklerden vazgeçmeli, pişman olup tövbe etmeli, doğru yola dönmeli, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koymalıyız. 

9- Kula kul olma değil Allah’a kul olmalı, kullukta kalite ve kalibreyi artırmalı, şirkin nifakın ve inkarın her türlüsünden arınmalıyız. Kısaca, Allah’ı gereği gibi takdir edebilmeliyiz. 

10- Akıl, din, bilim ve ahlak dörtlüsünün işbirliğini geliştirmeliyiz. 

11- Sosyal, siyasal, sanatsal, sportif, sendikal, bilimsel ve ekonomik vs ne tür kazanımlarımız varsa bütün bunların hepsini ahlak ile taçlandırmalıyız. 

12- İyiliklerle yüreklere yürümeli ve hayırda yarışmalıyız. 

13- Sözü güçlü kılmalı, sözlerin her türlüsünü dinlemeli ve en güzeline tabi olmalıyız. 

14- Asla zulümde ısrar edenlerden yana eğilim göstermemeli onlara tarafgirlik etmemeli, mazlumlara kol kanat germeli ve onlarla kucaklaşmalıyız. 

Gün bu gündür dostlar!                              Bugün zilletten ve esaretten kurtulup izzeti ve onuru yakalamanın vaktidir.  

Duamız oki:                                              “Allah’ım! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru!”.