Kayserispor’un alt yapısında bulunan, futbol müsabakaları esnasında top toplayıcılık yapan bir çocuğumuz spor ve centilmenlik adına yanlış bir harekette bulundu. Kulüp veya o camiadaki büyükleri tarafından uyarılması gerekirken ödüllendirildi. Maç esnasında topu bilerek rakip futbolcu olan İrfan Can Kahveci’ye vermeyen çocuğumuza, büyükleri yaptığının yanlış olduğunu, spor ahlâkına uymadığını, bundan sonra böyle yanlış hareketlerde bulunmaması gerektiğini söylemediler. Aksine bu çocuğumuza yaptığı çok doğruymuş gibi krampon hediye edip, fotoğraflar çektirip, sosyal medyada yayınladılar. Balık baştan kokarmış derler ya hani, buradaki meselede tam olarak öyle. Baştaki ağabeyleri ona örnek olmak yerine böyle davranırlarsa, bu çocuğunda zihniyeti yanlış yönde gelişecektir. Çocukları eğitirken nasıl bir gelecek yetiştiriyoruz çok dikkat etmemiz lazım. Bizim alt yapılarımızda yetişen çocuklarımız eğer böyle ahlâksız ve yanlış davranışları doğru olarak görür bunu kurnazlık adı altında bir beceri bir başarı olarak algılarsa geleceğimizin ve Türk sporunun vay haline… Buradaki sözlerim o çocuğa değil, onu yetiştiren ve onun yanlışını başarıymış gibi sunan büyüklerine…
Yazımı atamız Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle bitirmek istiyorum: “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.”. Umarım bütün spor kulüpleri bu zihniyet ile sporcularını yetiştirirler.