Sevgili okuyucular bu haftaki yazımda beğendiğim, üzerine düşündüğüm bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdiden iyi okumlar dilerim.
‘Sevilen kişiden vazgeçme eşiği
Düşünsenize, kapınız çalıyor ve açıyorsunuz, karşınızda biri var, içeri girmiyor, kapıda konuşuyorsunuz ve gidiyor, siz de kapıyı kapatıyorsunuz. Sonra bir daha çalıyor kapıyı, yine açıyorsunuz, içeri girmiyor ama ayaküstü konuşuyorsunuz bir şeyler, yine gidiyor. Bütün bir gün kapıyı 20 kere çalıyor ama içeri hiç girmiyor. Önemli bir şey de söylemiyor konuşurken, hatta geçiştiriyor belki çoğu zaman. o kapı 21. kez çaldığında siz, "offf yoruldum ayni döngüden!" diyorsunuz. Kalkmak, kapıyı açmak, boşa konuşmak ve kapıyı kapatmak; onu heyecanla karşılamak ve hayal kırıklığıyla uğurlamak yoruyor sizi. bu bir örnek işte, ilişkilere bu örneği oturtunca çok fazla paralellik kurulabiliyor maalesef.
Benim bu örneği verebiliyor olmam bir eşik.
Siz de bu örnekte kendinizden bir şeyler bulduysanız bu yazı sizin için de bir eşik.’
Bu yazıda belirtildiği gibi bazen bazı kişilere, olaylara karşı sevgimiz, heyecanımız, beklentimiz yüksek olabilir. Tabi bu beklentimiz karşılanmadığında bu duygularımız hayal kırıklığına dönüşüp bizleri vazgeçme eşiğine kadar getirebilir. Burada önemli olan düşüncelerimizin, isteklerimizin, beklentilerimizin farkına varıp ifade ettikten sonra gerekli sınırları oluşturabilmek…