Gün geçmiyor ki güzel ülkemde canına yandığımın memleketinde sorunsuz, sıkıntısız günlerimiz olsun. O kadar çok dert ve tasa ile uğraşıyoruz ki, o kadar çok endişelerimiz var ki bu durum yapılan araştırmalar ile de ortaya kondu. Dünya üzerinde toplam 204 ülkenin içinde yer aldığı araştırmada ülkemiz birinci sırada yer aldı. Gerçekten ülke olarak ilk sıradayız en tepedeyiz ancak maalesef bu araştırma olumlu bir konu için değildi. Anksiyete ve depresyonda birinci sıradayız.

Araştırmanın sonucuna şaşıran veya inanmayan olduğunu sanmıyorum. Halk olarak öyle bir süreçten geçiyoruz ki, öyle bir döneme denk geldik ki hangi konuyla ilgili olursa olsun mutlaka kaygılarımız var. Üstelik bu kaygılar öylesine veya abartı değil, ciddi ciddi endişe duymamız gereken olgular.

Herşeyden önce evlat sahibi olup, bebek bakımıyla başlıyor. Ancak ülkemizde bebek ürünleri ve mamaları öyle pahalı ki, insanlar çocuklarını nasıl büyüteceklerini, nasıl doyurabileceklerini düşünüp duruyorlar. Sıra eğitime gelince kalitesiz, içi boş ve işlevsiz bir eğitim alıyor çocuklar. Eğitim hayatları bitince de diplomasız işsizler kervanına katılıyorlar. Sevdiği işi yapmak yerine mecburen ekmek parası için mutsuz bir şekilde üç kuruş paraya çalışıyor insanlar. Emekli olunca rahat ederim deyip, emekli olunca iş arayanlar… Ev geçindirme derdi, borçlar, krediler, vergiler derken milletin beli doğrulmuyor ki… Her an her kadının herhangi bir nedenle öldürülme korkusu, katile ödül niyetine cezalar verilen bir toplumdayız. Güvensizlik, adaletsizlik, eşitsizlik diz boyu… İnsanların ne birbirlerine, ne adalete, ne sisteme, ne devlete güveni kalmadı. Kadına, çocuğa, ağaca karşı düşmanlığın tavan yaptığı dönem… Hoşgörünün, anlayışın, samimiyetin, doğruluğun olmadığı bir devir… Ülkenin haline bakıp, gelecekten endişe duyan bir millet…

Böyle bir ortamda bu sonuçtan başka ne bekliyorduk ki..!