Dünyada ve ülkemizde son yıllarda sağlıklı yaşam adına birçok programlar düzenlenmeye başladı. İnsanların yeme içme alışkanlıklarının değişmesi, hareketsizlik, zararlı maddeler tüketmesi gibi etkenler ile mücadele edebilmek ve topluma bilinç kazandırmak amaçlı hem devlet destekli hem de özel girişimler ile etkinlikler düzenlenmekte.
        Düzenlenen programların tamamının tek gayesi sağlıklı nesiller yetiştirmek. Daha çocuk yaşta ortaya çıkan obezite ile başlayıp, yaş ilerleyince sağlıksız yaşam yüzünden ortaya çıkan diğer hastalıklar ( şeker, tansiyon vb.) ile devam eden uzun bir süreçten bahsediyoruz. Sokakların eskisi kadar güvenli olmaması sebebiyle, artık çocuklarını sokaklara, parklara gönül rahatlığı ile gönderemeyen veliler, çocuklarını evlere hapsetmeye başladılar. Lakin evde vakit geçiren çocuklar yeteri kadar enerjilerini atamıyorlar. İnsanların hayatı boyunca en hareketli olduğu dönem olan çocukluk çağında, çocukların eve kapanıp hareketsiz bir yaşam sürmelerine ve buna alışmalarına sebep olmak çok büyük bir hata. Bu yüzden onları mutlaka spora yönlendirmeli ve hareketli yaşama teşvik etmeliyiz. Daha şimdiden kilo derdi ile uğraşan yüzlerce çocuk görebiliyorum etrafımda.
         Öğrenciler derslere, sınavlara odaklanmaktan sürekli kitap başında çalışmaktan hareket etmeyi unutuyorlar. İş sahibi olan biz büyükler ise gün boyu işte çalışıp akşamda dinlenmeyi tercih ederek, bedenimizin ihtiyacı olan hareketi yerine getirmiyoruz.
         Bu şekilde vücudumuz sağlıksız bir yaşama adım atarken, aynı zamanda beslenme stilimize de dikkat etmiyoruz. Sağlıklı ve faydalı ürünleri tercih etmek yerine, atıştırmalık ürünleri veya aşırı yağlı şekerli gıdaları tercih ediyoruz.
         Vücudumuza birde bu açıdan yüklenirken, uyku düzenlerimiz ve uyuma saatlerimizin yanlış olması da cabası. Yapılan araştırmalara göre, insanların eskisine göre artık daha geç yattığı ispatlanmış. Daha geç yatıyoruz ancak dinlenmek istiyoruz oysaki vücudumuzun bir biyolojik saati olduğunu unutuyoruz. Doğru saatlerde kaliteli bir uyku ile daha dinç daha sağlıklı bir vücuda ulaşabiliriz.
        Bedenimiz sadece sağlıklı beslenme, hareketlilik veya uyku düzeni sayesinde kaliteli bir yaşama kavuşmuş olmuyor çünkü insan aynı zamanda ruhsal ihtiyaçları olanda bir varlıktır. Psikolojik açıdan rahatlamaya ihtiyacı olan, stresten uzak durması gereken insanın, ayrıca ruhunu besleyecek faaliyetlerde de bulunması gerekiyor. Kitap okumak, ibadet etmek, doğanın sesini dinlemek gibi aktiviteler ile ruhunu da kaliteli bir yaşama sunması gerekiyor. Özetle, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmek istiyorsak beslenmemize, uyku düzenimize, hareket etmemize dikkat etmemiz ve ruhumuzu da aynı şekilde doyurmamız gerekiyor.