Allah(cc)'ın bize gönderdiği İslam dini barışın, esenliğin, huzurun ve kardeşliğin kaynağı iken bugün müslümanların elinde ki din tüm yeryüzünde kan, gözyaşı, kavga, çatışma yada katliamın kaynağı haline gelmiştir. Hiçbir yerel, folklorik, ideolojik, beşeri yada mahalli kültür ilahi/vahyi/Kur'ani olanın önüne geçirilmemelidir. İnsanlığın huzuru, mutluluğu için gönderilen bu mükemmel dinin kötü propagandistler elinde fobia yada ütopyaya dönüştürülmemesi gerekir.

     İslam hakkında oluşturan olumsuz algıları bizler yeniden olumlu hale dönüştürmek için çabalamalıyız. Mutlaka her birimizin kafamızda oluşturduğu İslam anlayışını Kur'an'dan, peygamberin yaşam tarzından yada evrensel doğrulardan beslenerek doğru zemine oturtmasını bilmeliyiz. Peki, İslam nedir?

İslam; evrensel bir dindir. Evrensel planda istisnasız bütün insanların haklarını savunmak için vardır. Bu dine mensup kişiler haksızlığa karşı sessiz ve pasif kalmamalıdır

İslam; farklı inanç havzalarının ve kültür bloklarının birbirini ötekileştirmediği ve şeytanlaştırmadığı bir dünya öngören dindir. Müslüman kimse evrensel barışın egemen olmasını ister. Farklılıkları zenginlik sayar.

İslam; toplumdaki ırk, renk ve insanlar arasındaki ayırımı kökten reddetmekte olan bir dindir.

İslam; en son ve en mükemmel bir dindir. Toplumun her iki dünyada saadetini sağlayabilir!

İslam; Allah’tan gayrısına boyun eğmemeyi öğreten dinin adıdır.

 Bu konuda mühtedi Murad Wilfried Hofmann'a kulak verelim;

      "İslam gerçek alternatif bir dindir. Gelecek yüzyıl da İslam en canlı din haline gelecektir. Batıdaki Müslümanların tecrübe ve başarılarından elde edilecek büyük kazanımları, özellikle uyuşturucu alışkanlığının önlenmesi ve kişiler arası soğukluğun giderilmesi konularında, İslam medeniyeti adeta bir şifa kaynağıdır!"

İslam'a inanan ve benimseyen kişilerde şu özellikler daima var olmalıdır.

Mümin vede Müslüman kişi;

Felaket tellallığı yapamaz.

Aklı selim, ferasetli, basiretli ve itidalli olmayı bilmelidir.

Irkcılık denilen illete düçar olmaz.

Vahdeti baltalayıcı unsurlardan uzaktır.

     Aşırı dünya tutkunu değildir.

Asabiyetten kaçınır.

     Ölüm denilen gerçekle yüzleşmekten geri durmaz.

     Farklılıkları zenginlik olarak görür. İhtilafları körüklemez.

     Kibir, gurur ve büyüklenmekten kaçınır.

     Çağı iyi okur.

     Aklını ruhunu benliğini ve yüreğini vahyin merkez kodlarına ayarlar.

    Kısaca; Bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah(cc)'ın bak dediği yerden bakmak, dur dediği yerde durmak mümin vede Müslümanca bir haldir. Allah(cc)'ın hak ve hukukunu koruyup gözetmek her tür menfaat ve çıkardan daha öndedir.