“Yaşam size verilmiş boş bir film; her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.”

            Ara GÜLER, Türk fotoğrafının ustalarından birisi olarak dünya fotoğraf tarihinde de seçkin bir yere sahiptir. Belgeci bir fotograf biçiminin ustası olması ona ün kazandırmıştır. 17 Ekim gecesi hayatını kaybetti. Rabbimden kendisine rahmet diliyorum.

            Bugünkü yazımıza Merhum Ara GÜLER'in bu sözleri ilham olacaktır umarım.

            İnsan düşünen bir varlıktır. Düşünmek ise dinimizce farzdır. Bize hayat veren Allah(cc) bizi başıboş bırakmamış ve çeşitli sorumluluklar yüklemiştir. İnsanı mükemmel bir şekilde yaratmıştır. En güzel kıvamda yaratılmış olan insan Allah(cc)'ın adeta bir şaheseridir. Yaratan yarattığını elbette bilir.

            Ama insan isyankardır, unutkandır, acelecidir, nankördür, günahkardır, hakka gözlerini kapayabilendir, kötülük üretebilendir, kabalaşabilendir, artniyet taşıyabilendir, kötü söz söyleyebilendir ve tahribat açabilendir.

            Böyle kötü meziyetlere sahip olan bir insan elbette ki kendisine Allah tarafından bahşedilmiş olan boş bir filmin bütün karelerini çirkinleştirebilir. Bu tür örnekler her toplumca çok fazlasıyla mevcuttur. Ama esas olan bu çirkin örnekleri azaltmak ve güzel örnekleri çoğaltmaktır.

            İnsanı Allah(cc) başıboş bırakmamıştır. Başıboş bırakıldığını zanneden bir kimse yanılgı ve hüsrandadır.

            Allah(cc) merhametlilerin en merhametlisidir. Rabbimiz bize rahmeti ve merhameti gereği kitap, din ve peygamber göndermiştir.

            Şu ayetleri derin derin düşünelim mi?

            “Size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, mü'minlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir!” Tevbe, 9/128-129
            İşte böylece sizin vasat (dengeli/ölçülü/ifrat ve tefrite düşmeyen) bir ümmet olmanızı istedik ki, insanlığa örnek ve model olasınız ve Rasul de size örnek ve model olsun!” Bakara Sur, 2/143

            İçerisinde herhangi bir şek ve şüphe bulunmayan, herkesin kolaylıkla anlayabileceği Kur'an'la ilgili şair Cengiz NUMANOĞLU oniki kıtalık şiirinin ilk iki kıtasında şu sözlere yer vermiştir:

            “Bir kitap ki; Allah’ın, beşere son kelâmı,
             En büyük mûcizesi, ve en büyük selâmı.
             Bir kitap ki; Ne dengi, ne benzeri, ne eşi; 
             İnsanlık âleminin, batmayan tek güneşi.

            Bir kitap ki; nûrunda, karanlıkları boğan,
            Bindörtyüz yıldan beri, hergün yeniden doğan.
            Bir kitap ki; barışın, kurtuluşun rehberi,
            İdrâkin temel taşı, akılların cevheri.”

            “...Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim ve size olan nimetimi tamamladım; ve (Allah'a) teslimiyeti sizin için hayat tarzı olarak benimsedim!...” Maide Sur, 5/3

            Bu ayet defalarca okunacak bir ayet.

            Böyle bir Rabb sevilip, itaat edilmez mi, emir ve nehiylerine dikkat edilmez mi?

            Hayatımızı mükemmelleştirmek ve güzellleştirmek için bize Rabbimizden daha güzel şeyler vad edecek var mıdır?

            Peki böyle bir Rabbi göz ardı edipte başka Rabler edinmenin gereği var mıdır?

            Bizi esas yaratıcımızdan/sahibimizden ve ona itaat/kulluk etmekten uzaklaştıracak ne olaki?

            Allah(cc) mükemmeldir ve mükemmel olanı sever.           

            Allah(cc) güzeldir ve güzel olanı sever.

            Allah(cc) kullarına hep merhamet edendir.

            Allah(cc)'tan gayrısı sahte ve yalandır.

            Kem aletle kemalat olmaz. Kemalat ancak Allah(cc) bilincine erişmekle, peygamber ahlakı kuşanmakla, Kur'anı hayatımıza taşımakla ve dinin esaslarını yerine getirmekle mümkündür.

            Şimdi düşünüyorum. Düşünmenin suç olmadığını bilakis farz olduğunu düşünüyorum. Düşünerek gelişebileceğimizi ve değişebileceğimizi düşünüyorum. Allah(cc)'ın bize bahşetmiş olduğu akıl, vicdan ve fıtrat gibi yetileri düşünme uğruna seferber etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

            Düşünene, düşünceye ve düşünürlere ambargo koyanların ne akla hizmet ettiklerini düşünüyorum. Cehaleti, karanlığı, kaosu, kargaşayı, zulümatı bertaraf etmek için düşünme melekemizi harakete geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

            Ham softa kaba yobazların, dinden geçinen dindar gözüken, din(i)darların nasıl ahlaktan yoksun olduklarını düşünüyorum.

            Din özgürleştirmek, adalet dağıtmak, köleliği ve fakirliği ortadan kaldırmak için gelmişken birbirimize karşı bu yumrukları sıkmak niye?

            Mükemmellikler ayrıntılarda gizlidir. Allah(cc)'ın boyası, isimlendirmesi ve sınıflandırması bize neden yetmez ki?

            Hani manevi heybelerimizi en güzeli ile dolduracaktık!

            Hani Allah(cc) için sevecek Allah(cc) için buğz edecektik!

            Hani zalime arslan kesilecek mazlumu koruyup kollayacaktık!

            Hani Resul (sav)'de bizim için güzel örneklikler mevcuttu!

            Hani anamız babamız tüm sevdiklerimizi Allah(cc) yolunda feda edecektir!

            Ne dersiniz?

            Var mı sizinde her satırını mükemmelliklerle dolduracak bir  yol hikayeniz?

            Varsa çok çok şanslısınız.

            Ya yoksa vay halinize vay halimize!