Bir babanın 16 yaşındaki çocuğu ile iletişimi 16 yaşına gelene kadarki iletişim şeklinden etkilenir. Ergenlik dönemindeki iletişim sorunları durup dururken ve birden bire ortaya çıkmaz.  Bu durumun farkında olmak gerekir. Sorunlar için her zaman yapılabilecekler vardır, bunu da akılda tutmak gerekir.

İletişim sorunlarını çözmede gençlere görevler düşüyor elbette ama en büyük sorumluluğun erişkinlerde ve anne babalarda olduğu göz ardı edilmemelidir.

Erişkinler ne yapacaklar?

16 yaşında olmanın ne demek ve nasıl bir şey olduğunu öğrenecekler. Kendi yaşamlarından hatırlamaya çalışacaklar. Dolayısı ile çocuklarında görüp de kızdıkları pek çok durumun aslında o yaşa özgü doğal özelliklerden kaynaklandığının farkına varıp kabul edecekler. Onların davranışlarının ve düşüncelerinin gelişimsel özelliklerinden kaynaklandığının farkında olmak kızgınlığı engelleyerek olaylara daha sakin bakabilmeyi sağlar ve hoşgörüyü arttırır. (dönemin doğal özelliklerinden önceki yazımda söz etmiştim)

Çocuklarına, çocuklarının gereksinimlerine uygun özellikte zaman ayıracaklar. Birlikte geçirilen zaman kendimizin onunla birlikte olma gereksinimimizi karşılasın ama daha çok onun bizimle birlikte olma gereksinimine hitap etsin.

Konuştuklarının sözlerini hiç kesmeden, sonuna kadar dinleyecekler, söylediklerinin onlar için ne anlama geldiğini çocuklarının bakış açısı ile anlamaya çalışacaklar. Fikirlerini onaylama zorunluluğu yok. Ama sonuna kadar sabırla dinleme ve anlamaya çalışma zorunluluğu var.

Konuşma konuları sadece okulları ve derslerine yoğunlaşmayacak. Gençlerin bu yaşlarda ilgileri çok farklılaşmıştır. Onların gündeminde ne olduğunu etkin bir şekilde dinlemeden öğrenme şansı yok.

Sürekli nasihat etmek, neler yapması gerektiğini söylemek, yargılamak, eleştirmek, yaptıklarına bahaneler bulmak, azımsamak, küçümsemek, tehdit etmek işe yaramaz bu davranışlardan vazgeçmek gerek.

Çocukta beğenilmeyen bir davranış varsa ve o davranış erişkin tarafından da yapılıyorsa (örn; sigara içmek, şiddet uygulamak, ses tonunu yükseltmek, eve geç gelmek, bilgisayarı uzun süre kullanmak, telefonundan ayrılmamak, çok televizyon seyretmek, kitap okumamak, arkadaşları ile çok vakit geçirmek, yalan söylemek, abur cubur yemek vb.) öncelikle erişkinin bu davranışlarından vazgeçmesi sonra çocuğuna beklenti koyması yerinde olur. Çünkü çocuklar ebeveynlerinin söylediklerinden daha çok yaptıklarını öğreniyorlar. Dolayısı ile çocuğumuzda gördüğümüz hoşumuza gitmeyen bir davranışın kaynağı biz miyiz? Farkında olmalıyız. Ben bırakamıyorum, benden geçti, ben olamadım sen ol, dilek ve söylemleri  etkili olmaz.

Gençlerin hatalarından daha çok doğru yaptıklarına odaklanıldığında, hatalı davranışlarından da vazgeçmeleri kolaylaşıyor. Bu nedenle olumlu geribildirimler, etkili dinlemeler, yaptıklarının farkına varıldığına ilişkin ifadeler, etkinliklerinde yanında olmalar, ilgilerine ilgi göstermeler, onunla sohbet içinde kalmalar, iletişim sorunlarını azaltıyor.

Gencin yaşamı çok didiklenmemeli, gizli alanlarına saygı duyulmalı ama yaşamında olup bitenler konusunda da bilgi sahibi olunmalı. Bu güven sarsıcı özellikte değil değer verildiğini ve önemsendiğini gösterir özellikte olmalı.

Yaptığı riskli davranışlar varsa sonuçları ile yüz yüze getirilmeli ve sonuçlarının bedelini ödemesi konusunda kararlı davranılmalı. Örn; Çocuğunuzun arkadaşları ile sigara denemeye başladığını öğrendiniz; Böyle bir durumda şunlar yapılabilir;

Özel bir görüşme planlayın, duyduğunuz ve gördüğünüz şekli ile durumu özetleyin, konu hakkında konuşmasına sözlerini hiç kesmeden izin verin, olaydan etkilenimlerinizi ve hissettiğiniz duyguları ben dili kullanarak ve suçlayıcı olmadan ifade edin. Endişe ve korkularınızı paylaşın. Arkadaş olmanın ve arkadaş ortamlarında bulunmanın sorumluluğunu anlayıp öğrenene kadar arkadaşları ile görüşmesini sınırlayın. (arkadaş olmak ve arkadaş ortamlarında sorumluluk sahibi olarak bulunmak ne demek; riskli davranışların denenmesine izin vermemek, teklif edildiğinde kesin bir dille hayır demek, diğer arkadaşları riskli davranışlar konusunda teşvik etmemek, bunlar konusunda etkili olamıyorsa o arkadaş grubundan ayrılmak demektir) sınır koyma süresi bittikten sonra karalılığı konusunda konuşun. Takip süresi verin ve davranışlarını kontrol altında tutun. Gencin zorlandığı durumlar olursa destek olun.  Doğru olarak üstesinden geldikleri konusunda olumlu geribildirim verin. Yapamadıklarını anlamaya çalışın ve başarması konusunda yüreklendirin. Bunu yaparken başarılı olabilmenin en önemli koşulu çocuğunuzdan beklediklerinizi sizin yapabiliyor durumda olmanızdır. Siz beklediklerinizi yapmıyor durumda iseniz örneğin sigara içmemesini isterken siz içiyorsanız başarılı olma şansınız daha düşük olacaktır. Belki bu durumu daha etkili yapmak için sizde bu arada sigarayı bırakabilirsiniz. Yetemediğinizi düşünüyorsanız mutlaka profesyonel yardım alın.

Son olarak insanın gençlik döneminin çok özel olduğunu belirtmek isterim. Gençlik dönemine ilişkin olarak çocuğunuzun yaşamında çok değerli anılar oluşturabilmenizi diliyorum.