Küresel ısınmanın dünya dengelerini değiştirebileceği ve bazı ülkelere göç dalgalarının olabileceği ihtimalleri üzerinde duruluyor. Türkiye, böyle bir kargaşada 20-30 milyon göç alabilecek. Düşündürücü ve ürkütücü bir senaryo ama buna hazırlıklı olunması gerektiğinin de ciddi olarak altı kalınca çiziliyor.
ABD merkezli Climate Central adlı organizasyonun hazırladığı bir rapor var. Bu raporda kuraklığın ve küresel ısınmanın etkileri ve sonuçları ayrıntıları ile değerlendiriliyor. Yakın bir gelecekte İstanbul’un kıyı haritasının bile değişebileceği söyleniyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz, ABD merkezli Climate Central adlı organizasyonun küresel ısınma ile ilgili hazırladığı yeni çalışmayı değerlendirdi. Açıklamaları gerçekten ürkütücü boyutlarda.
Kurnaz, Türkiye için en kötü senaryonun kuraklık ve Pakistan, Mısır, Etiyopya gibi ülkelerde yaşanan sıcaklık artışları sonrası Türkiye’nin 2 yıl içinde 20-30 milyonu bulacak göç dalgasıyla karşı karşıya kalması olduğunu belirtiyor. Kurnaz, bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda diğer tüm sorunların ikinci planda kalabileceğini de ekledi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, ABD merkezli Climate Central adlı organizasyonun küresel ısınma ile ilgili hazırladığı yeni çalışmayı değerlendirdi. Çalışmaya göre, en son ‘iklim değişikliği’ haritasında 1 buçuk derecelik ısınma sonucunda 40 yıl içinde İstanbul’un kıyı haritası da değişecek, 3 derecelik kötümser senaryo gerçekleşirse deniz suları sahillerden iki kilometre kadar içeri girecek, başta Dolmabahçe ve Çırağan sarayları olmak üzere birçok yapı ve bölge sular altında kalacak.
Prof. Dr. Kurnaz, Climate Central’ın hazırladığı yeni çalışma sonuçlarının bilimsel açıdan doğru olmadığına dikkat çekerek, yükselmenin bu yüzyılın sonuna kadar 2 metreyi bulacağını belirtti. En kötü senaryoda ise yükselme yine yüzyılın sonunda 6 metreyi bulacak. Kurnaz’ın asıl dikkat çektiği konu ise Türkiye için kuralık ve sıcak hava artışlarına bağlı 20-30 milyonları bulması, beklenen göç dalgaları.
Prof. Dr. Levent Kurnaz, yaptığı değerlendirmede, özetle şu bilgiler veriliyor:
“Bilimsel açıdan ciddi, doğru bir çalışma değil. Çünkü önümüzdeki 40 yılda deniz seviyesindeki yükselmeyi söylüyorlar, önümüzdeki 40 yılda deniz seviyesi o kadar yükselmez” diyerek şunları kaydetti:
İnşallah yükselmez. Çünkü sıcaklık 4 derece yükselecek olursa Kadıköy Boğa heykeline kadar deniz seviyesinin yükselmesinden bahsediyorlar, bu önümüzdeki 40 sene içerisinde olası bir şey değil. Ama dünyanın sıcaklığı 4 derece yükselirse, deniz seviyesi Boğa heykeline kadar gelir mi? Kesinlikle gelir. Ne zaman gelir? 100 sene sonra, 300 sene sonra… Yani bugün yaşayan insanların çok fazla uykusunu kaçırmaya gerek yok. Bilimsel konularda daha fazla ince eleyip, sık dokuyarak haber yapmakta fayda var. Bu olmaz değil ama çok detayları olan bir konu. Böyle ‘aman Allah’ım İstanbul bitti artık, önümüzdeki 40 sene deniz seviyesi şöyle olacak’ şeklinde paniğe gerek yok.”
Son bir not:
Dünya liderleri küresel ısınma konusunda bir araya gelip değerlendirmelerde bulunuyor ve raporlar hazırlanıyor.
Sıcaklık dalgaları ve şiddetli sellerle birlikte tüm istatistiki veriler ısınmanın neredeyse tamamen insan kaynaklı olduğuna dair şüpheleri rafa kaldırmış durumda.
BM’nin iklim şefi Patricia Espinosa hazırladığı bir açıklamada, “Yıllardır tüm bu felaketlerin mümkün olduğu konusunda uyardık, tüm bunların geleceği konusunda uyardık” dedi.
2014’teki son kapsamlı IPCC raporundan bu yana önemli gelişmeler oldu. Paris İklim Antlaşması bunlardan biri. Anlaşma, gezegenin yükselen yüzey sıcaklığını 19. yüzyılın sonlarındaki seviyelerin iki dereceyi geçmemesi için yapılan toplu bir sözleşmeydi.
Yanan fosil yakıtlardan, metan sızıntılarından ve tarımdan kaynaklanan karbon kirliliği, termometreyi şimdiye kadar 1,1 derece yükseltti. 2015’teki anlaşma aynı zamanda 1,5 derecelik bir ısınma sınırına sahipti ve pek çok taraf bu hedefin göz ardı edilebileceğini düşündü.
Ancak 2018’deki bir başka IPCC özel raporu, insanlık ve gezegen için fazladan 2 derecenin ne kadar yıkıcı olacağını gösterdi. Son IPCC raporunun başyazarı Maynooth Üniversitesi Profesörü Peter Thorne de yaşanan felaketler sonrası AFP’ye verdiği demeçte, “1,5 derece artık fiili hedef haline geldi ve IPCC’nin küresel politikayı şekillendirmedeki etkisinin kanıtı oldu” dedi.
Bilim adamları, sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 50 azalması ve artışın 1,5 derece aralığında kalması için 2050 yılına kadar tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini hesaplıyorlar.
Espinosa ise “Gerçek şu ki, Paris Anlaşması’nın iklim değişikliğini yüzyılın sonuna kadar 1,5 derece ile sınırlandırma hedeflerine ulaşma yolunda değiliz” diyor ve mevcut eğilimlerin dünyanın hedeflenenden iki kat daha fazla ısınacağını kaydediyor.
Türkiye için göç dalgası tehdidi…
Selahattin KURUR
Yorumlar