Ekonomiden, siyasetten, geçim sıkıntısından veya hayatın zorluluğu konusundan ne zaman bir muhabbet açılsa, büyüklerimiz derdi ki "Çok şanslısınız yağ, tüp, ekmek kuyruğunda beklemediniz. Saatlerce sokaklarda beklerken mahvolurduk." Bilerek stok yapan esnaflar, kasten arttırılan fiyatlardan, devletin esnafa denetlememesinden, sürekli gelen zamlardan şikayet ederlerdi. "Siz bilmezsiniz eskiden ne kuyruklar vardı." cümlesi dillerine pelesenk olmuş durumdaydı.
Şimdi bu sözleri hatırlayınca sadece gülüyorum sevgili büyüklerim artık kuyruk nedir biliyoruz. Üstelik sizlerde olduğu gibi esnaf bilerek stokçuluk yapmıyor, üretim ve üretilen mallar çok pahalı olduğu için mecburen pahalıya satıyor. Kasten etiket artırımı değil, paranın alım gücü olmadığından bizlerde nerede ucuz bir ürün görsek kuyruğa giriyoruz. Her gün gelen zamlar nedeniyle bizlerde artık büyüklerimizin deneyimlerine ortak olmaya başladık. Şehrimiz Sivas'ta girilen yağ kuyruğu, Mersin Tarsus'ta girilen ekmek kuyruğu, akaryakıt istasyonları önündeki zam gelmeden bir önceki akşam kuyruğu...
Her şey öyle pahalı ki, alım gücü öyle düştü ki, halkın gücü kalmadı. Her kuruş hesaplanır oldu. Şimdi büyüklerimiz gibi olduk. İleride bende gençlere geçim çok zordu; biz zamanında yağ, ekmek için bile kuyruğa girerdik ucuza gelsin diye, siz bilmezsiniz demeye korkuyorum.