Ülkemizde her gün kadına şiddet ya da kadın cinayeti yaşanmazsa olmuyor. Kurbanlar genelde kadın istisnalar hariç çünkü savunmasız, korumasız... Ceza konusunda da zaten indirimleri bol bol dağıtıyorlar söz konusu kadın olunca... Geriye toplum baskısı kalıyor ancak ne ilginçtir o bile şiddet uygulayana ya da katile değil, öldürülen kadına karşı. Toplumumuzda akıl almaz bir şekilde kadın düşmanlığı hâkim. Dikkatli bakıp incelediğimiz zaman kadınlara karşı nasıl bir düşmanlık söz konusu herkes farkedebilir. Hal böyleyken biz kadınlar her gün korkuyla yaşıyoruz. Ummadığımız anda beklemediğimiz bir yerde hiç tanımadığımız birisi tarafından öldürülebilme korkusuyla baş başayız. Nitekim bunun en büyük örneğini gördük. Piskopatın biri, güzel bir kızımızı sırf korumasız gördüğü için hayattan kopardı. Caninin ifadesi bile dehşet doluydu. Bütün bunlar yaşanırken bu ruh hastalarının aileleri hiçbir tedbir almıyor, tedavi ettirmiyor. Devlet bu ruh hastalarını takip etmiyor mu? Nasıl toplumun içine çıkmasına izin veriliyor? Bu ülkede ciddi bir çalışma yapılması gerekiyor. En yetkililerden başlayıp toplumun her tabakasına rehabilitasyon şart durumda. Şiddette, kadına cinayette öyle önde ilerliyoruz ki, yetkililer bir çözüm ya da caydırıcı yolları neden aramıyorlar? Toplumun yarısını bastırarak, döverek, öldürerek ne ilerleyebiliriz ne de bir şey başarabiliriz.