İsmini vermek istemediğim bir televizyon kanalında, finans uzmanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş hakkında bazı konuşmalar geçti. Özgür Demirtaş’ın sosyal medya hesabından asgari ücret ile ilgili yaptığı açıklama hedef alınarak, yalanlarla dolu bir program izliyordum. İzlerken hayretlerle bakıyordum, inanamıyordum. Okuduğunu dahi anlayamayan insanlarla ve hatta basın mensuplarıyla dolu demek ülke diye içimden geçirmedim değil.
Her şeyden önce medya çalışanlarının herkesten daha çok okuyan, araştıran, anlayan, algısı geniş, bilgili ve kültürlü olması gerekiyor çünkü yaptığı iş kamu hizmeti. Kamuya hizmet ederken söylediği veya yazdığı her sözün ne anlama geldiğini bilmesi gerekiyor veya olaylara konulara hakim olması gerekiyor. Kamuyu yönlendireceği için sorumluluğunun farkında olarak hareket etmeleri, bunun bilincinden çıkmamaları lazım.
Kanaldaki programa gelirsek eğer, gerçekten bir yanlış anlaşılma ya da okuduğunu anlamama gibi bir sorun olduğunu şahsen düşünmüyorum. Kasten bilerek çarpıtılmış bir şekilde yorumlandığına inanıyorum. Bile bile bir insanı suçlamak, iftira atmak, söylemediklerini sanki öyle demişçesine saptırmak ne insanlığa ne de bu mesleğe hiçbir şekilde yakışmıyor. Böyle yaparak aslında hem kendi kimliklerine, hem de diğer meslektaşlarına bir kara leke sürüyorlar. Aslında çok büyük değeri hak eden bu meslek, böyle yanlış yapanlar yüzünden artık ayaklar altına alındı. Medya kuruluşlarına ve çalışanlara artık eskisi kadar itibar edilmiyor.
Söz konusu programda Özgür Demirtaş’ın asgari ücret ile ilgili söylediklerini merak edenler için de kısaca şöyle özet geçeyim; asgari ücrete ciddi oranda zam geleceğini ancak bunun vatandaşa bir katkısı olmayacağını çünkü aynı şekilde gıda ürünleri başta olmak üzere birçok şeye zam geleceğini ifade etti. Haliyle alım gücünde bir artış olmayacağını anlatmak istedi. Önemli olan bilindiği üzere ne kadar zam geleceği değil, aldığımız ücretin daha doğrusu paramızın ne kadar alım gücü olduğu! Hâl böyleyken iki sene önce iki bin lira ile alım gücümüz daha yüksek iken, şimdi dört bin lira olsa bile iki yıl önceki halimizi arayacağız. Keşke asgari ücrete zam gelmesi yerine, paramızın alım gücü artsa ve diğer her şeye yapılan zamlar geri alınsa... Eminim ülkede kimse bundan şikayetçi olmaz, çokta memnun kalır.