Bir medya şirketinde çalışan kendisini gazeteci, yazar veya sunucu olarak gören bir şahsın terbiyesizliğine karşı bir şeyler yazmadan duramadım. Yayın sırasında kendisine yardım etmeye çalışan muhabire tokat atarak saygısızlığını ve hadsizliğini gösteren Muharrem Sarıkaya’dan bahsediyorum. Aslında kendisi hakkında konuşup ona prim kazandırmak dahi istemiyorum ancak bazı kişilere gereken cevap verilmeli ki, benzerleri de aynı terbiyesizliğe cesaret edemesinler.

       Hiç görevi değil iken ancak buna rağmen yardım istediği için kayıtsız kalamayan muhabir Ahmet Demir, iyilik yapmak istediğine eminim bin pişman olmuştur. Kendisine yardıma gelen meslektaşına şiddet uygulayan sözde yazar ve gazeteci olan bu saygısız, görüntüler sosyal medyada tepki toplayınca özürler diliyor. Tokat atmaya zerre hakkı yok iken, kendini muhabirden üstün gören, sınıfsal ayrım yapan ve sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi pişkince yayına devam eden insan, özür dilediğini ifade ediyor. Yaptığı açıklamaları samimi bulup ve inanacak insan olduğunu düşünmüyorum. Pişman olacak olan insan öyle rahat bir şekilde yayına devam edemez. Aynı şekilde konuğu da tamamen sessiz bir şekilde izleyip, tepki göstermeden sanki az önce gözlerinin önünde birisine karşı şiddet uygulanmamış gibi hoş sohbet eşliğinde devam ediyor yayına. İnanılmayacak derecede umursamazlık, rahatlık sezdim görüntülerde. Sanki tokat atılması çok doğalmış gibi... Bu konuda tek sevindirici haber, çok şükür ki muhabir arkadaşımız şikayetçi olacağını ve gereken adli işlemi başlatacağını ifade etti. Bu olaya dair tek temennim ekran karşısında kaliteli insan rolleri oynayanların, hakettiği cezayı almaları...

      Tokat atan Sarıkaya’yı meslektaşım ve “gazeteci” olarak tanımlamadığımı ve kesinlikle artık bu sıfatlara layık olmadığını düşünüyorum.