Bazen canım sıkılır,

İçim daralır,

Hiçbir yere sığmaz olurum.

Ne bedenim durur yerinde,

Ne zihnim,

Kıpır kıpır olurum…

Aklıma üşüşen karamsar düşüncelerimi,

Boşları doldurmaz,

Doluları aldıramaz olur.

Ayaza çeken ruhum,

Yanan yüreğimle,

Kala kalırım…

Sonsuz bir boşluğa düşmüşüm,

Kalkamayacakmışım gibi gelir.

Zordur benim böyle zamanlarım...

Alışılmış hallerimden eser kalmaz,

Kendim kendime yabancı gelirim.

Tam böyle zamanlarımda bir ‘dost ‘iyi gelir…

Ancak bir dost sıcaklığı ısıtabilir ruhumu,

Genişletebilir içimi,

Serinletebilir yüreğimi…

Bu dost bazen bir anne olur, bazen bir baba olur, bazen bir kardeş, bazen eş, bazen evlat,  bazen de candan öte can olur…

Dostlarıma ve dostu olduklarıma selam olsun…

 

DOST

Dikkatlice bana bak,

Oku, gözlerimden hikâyemi,

Beni üzenleri, dertlerimi

Ya da dert saydıklarımı…

Dök şöyle ortaya bütün gizlilerimi,

Sırala bana, anlat bana…

Ya da ben anlatayım sen dinle…

Hiç sözümü kesme,

Biraz sesimi yükselteyim,

Biraz isyan edeyim,

Ağlamak istersem eğer,

Sakın, engel olma gözyaşlarıma

Müsaade et lütfen,

Hıçkırıklarımda kaybolayım…

Sonra,

Susayım hiç konuşmayayım,

Sessizliğimi dinle,

Sende bozma sessizliğini,

Sadece gözlerime bak.

Anladığını hissedeyim.

Ağladığımda tut ellerimi

Tuttuğun ruhum olsun.

Yüreğime dokun,

Sar sımsıkı dost sıcaklığınla,

Sardığın yüreğim olsun,

Yüreğim ruhumda…

Ruhuma dokun, bakışlarınla…