Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
Sahur vaktine kalan
Sivas
Şiddetli yağmur
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
38,0264 %-0.01
41,1505 %-0.17
Ara
reklam
Sivas’ın Kimliği ve Geleceği İçin Doğru Karar!

Sivas’ın Kimliği ve Geleceği İçin Doğru Karar!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tarih, milletlerin hafızasıdır. Geçmişini doğru bilmeyen, geleceğine sağlam adımlarla yürüyemez. İşte bu yüzden, Sivas Belediyesi’nin Gök Medrese karşısındaki alanın yanlış tescilini iptal ettirerek, bölgenin gerçek kimliğini ortaya koyması son derece önemli bir adım. Aziz Vlas Mezarlığı adı altında yapılan yanlış tescil, bilimsel gerçekler ışığında çürütülerek ve bölgenin tarihine uygun şekilde yeniden düzenlenmesine karar verildi. Bu karar, yalnızca Sivas’ın değil, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren stratejik bir hamle.

Öncelikle şu gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Bilim insanları ve tarihçiler tarafından yapılan araştırmalar, Sivas’ta Aziz Vlas’a ait herhangi bir mezarın veya yapı kalıntısının olmadığını kesin bir şekilde ortaya koydu. Buna rağmen, geçmişte bölgeye yanlış bir kimlik yüklenmiş ve “inanç turizmi” adı altında bu iddia desteklenmişti. Ancak turizm bahanesiyle tarihi çarpıtmak, uzun vadede telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilirdi. İşte bu yüzden Sivas Belediyesi’nin attığı bu adım sadece bir düzeltme değil, aynı zamanda gelecekte şehrimizin başına gelebilecek muhtemel tehlikelere karşı alınmış stratejik bir önlem.

Başkan Adem Uzun’un “İnanç turizmi adı altında bazı belki iyi niyetle çalışmalar yapılmış olabilir, ancak bu çalışmaların 500 yıl sonra bu şehre ne getirip ne götüreceğini çok iyi hesaplamak lazım.” sözleri oldukça dikkat çekici ve değerli. Bu söz, tarih bilinci olan herkesin üzerinde düşünmesi gereken bir gerçeği ifade ediyor. Bugün yanlış bir temel üzerine kurulan bir iddia, ilerleyen yıllarda Sivas’ın tarihi kimliğine yönelik farklı girişimlerin kapısını aralayabilirdi. 

Burada mesele sadece bir mezarlık ya da yapı kalıntısı değildir. Mesele, Sivas’ın bin yıllık Türk kimliğinin korunması, tarihi gerçeklerin çarpıtılmaması ve ilerleyen yıllarda şehrin üzerine oynanabilecek oyunların engellenmesidir. Van ve çevresinde Vaspuragan Ermeni Krallığı yerleşim gösterirken, 1021 yılında Ermeni Prensi Senekerim topraklarını Çağrı ve Tuğrul Beye direnemediği için Bizans’a satarak güvenilir, Türk saldırısına uğramayacak bir yerden ailesinin ve bir grup ermeni soylularının yaşayabileceği toprak ister. Toprak olarak da Sivas bölgesi tahsis edilir, yalnız dikkatinizi çekerim topraklar Ermenilere verilmiyor, Bizans himayesine giriyorlar. Malazgirt Zaferi’nden önce Emir Yakuti ve Salâr-i Horasan isimli Selçuklu komutanlarının öncülüğünde 1058 yılında Malatya ve Divriği, 1059 yılında Sivas fethediliyor. Bu aşamadan sonra Sivas’a topyekün bir Türk göçü başlıyor. 1059 yılından itibaren Sivas Türk yurdu haline geliyor. Bin yıldan fazla bir Türk tarihi geçmişi olan bu şehirde, çok daha geçmiş bir tarihte Sivas’ta olduğuna dair iddia edilen bir kişiye ait mezar ve yapı kalıntıları iddiasının gündeme getirilmesi yalnızca basit bir hata olarak değerlendirilemez. 

Bugün alınan bu karar, geleceğe yönelik bir müdafaadır. Eğer bu yanlış tescil iptal edilmeseydi, yıllar sonra farklı çevreler bu alan üzerinden tarihsel ve siyasi iddialar ortaya atabilir, Sivas’ın tarihi kimliği üzerinde tartışmalar yaratabilirdi. İşte tam da bu noktada, Sivas Belediyesi’nin bilimsel verilere dayalı olarak hareket etmesi, büyük bir sorumluluk örneği. Belediye öncülüğünde yapılan çalıştay, tarihsel mirasımıza sahip çıkarken aynı zamanda şehrin gelecekte karşılaşabileceği tehditleri de bertaraf etmiştir.

Bu kararın yalnızca Sivas için değil, Türkiye’nin geleceği için de büyük bir önem teşkil ettiğini düşünüyorum. Çünkü tarihine sahip çıkmayan milletler, başkaları tarafından yazılan tarih anlatılarına mahkûm edilir. 

Bu kararın alınmasında öncülük eden Başkan Adem Uzun’u, çalışmalara katkı sağlayan tarihçileri ve tüm yetkilileri bir Türk olarak canı gönülden tebrik ediyorum. Alınan bu karar, yalnızca Sivas’ın tarihine değil, Türkiye’nin milli varlığına sahip çıkmak anlamına geliyor. Geleceği inşa ederken geçmişimizi unutmamalı, ecdadımızın bize bıraktığı mirasa sadakatle sahip çıkmalıyız. Bu uğurda yapılan her çalışmayı destekliyor ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *