Sivas’ta tarihi yapılar arasında yer alan Şeyh Çoban Türbesi, bakımsız görüntüsüyle dikkat çekiyor. Manevi öneme sahip olan bu yapı, çevresindeki olumsuz koşullar nedeniyle vatandaşların tepkisine neden oldu. Türbenin hemen kapısının önünde ve bahçesinde rastlanan kedi mamaları, kedi evi ve gelişigüzel bırakılmış çöpler, estetik açıdan eleştirilirken hijyen sorunlarına da yol açıyor. Ayrıca, kediler için türbenin yanındaki çocuk parkına özel bir alan yapılmasının daha uygun olacağı ifade ediliyor. Sivaslılar, türbenin tarihi ve kültürel değerine yakışmayan bu durumun bir an önce düzeltilmesini istiyor.
Türbenin arka kısmındaki mezarlıkta da ciddi bir bakımsızlık olduğu gözlemlendi. Mezar taşlarının eskidiği ve mezarların bakımsız kaldığı görüldü. Vatandaşlar, türbenin çevre düzenlemesinin yeniden ele alınmasını ve bakım çalışmalarının hızla başlatılmasını talep ediyor.
Bölge halkı, hem ziyaretçilerin hem de çevre sakinlerinin daha sağlıklı ve saygılı bir ortamda bulunabilmesi için türbenin restorasyonunun yapılması gerektiğini belirtiyor.
Şeyh Çoban Kimdir?
Sivas’ta Şeyh Çoban Mahallesi’nde yer alan Şeyh Çoban Türbesi, hem tarihi hem de dini kimliğiyle dikkat çekiyor. Taş duvarlarla çevrili geniş alan içerisinde bulunan türbe, yüzyıllardır Sivaslıların manevi hafızasında önemli bir yere sahip.
XII. yüzyılda yaşadığı kabul edilen Şeyh Çoban’ın asıl adı Şeyh Hüseyin Raî olarak biliniyor. Gençlik yıllarında ailesinin büyükbaş hayvanlarını güttüğü için "çoban" lakabını aldığı ifade ediliyor. Tasavvuf dünyasında ise Ebü’l-Vefa’nın yedinci halifesi ve Necmüddin Kübrâ’nın halifelerinden biri olduğu yönündeki rivayetler öne çıkıyor. Horasan’dan Anadolu’ya gelen Alperenler arasında yer aldığı belirtilen Şeyh Çoban’ın, İslamiyet’i yaymak amacıyla Sivas’a yerleştiği ve burada eğitim vererek önemli bir manevi merkez oluşturduğu aktarılıyor.
Türbenin içerisinde, yeşil örtülerle kaplanmış büyük boyutlu sandukalar bulunuyor. Tavanındaki avize ve duvarlardaki dini yazılar ile şiirler, yapının estetik ve manevi dokusunu yansıtıyor. Bu yazılardan birinde, Şeyh Çoban’ın kerametine de değiniliyor. Türbenin hemen yanında 1960’lı yıllarda yer alan ağaçlar ve çeşme, alanın geçmişteki doğal ve işlevsel yapısına işaret ediyor. Şeyh Çoban’a ait olduğu ifade edilen meşhur tokmağın ise bugün Gökmedrese'deki müzede sergilendiği belirtiliyor.
Tarihi kaynaklara göre, Şeyh Çoban Zaviyesi'nin vakfiyesinin Timurlenk döneminde tahrip olduğu, ancak 1455 tarihli Osmanlı tahrir defterlerinde mahalle olarak yer aldığı biliniyor. Zaviyenin, Osmanlı öncesinde kurulan önemli dini yapılar arasında olduğu, Sivas Kalesi'nin güney sınırında konumlandığı ifade ediliyor. 1370 tarihine kadar uzanan kitabelerle belgelenen yapı, halk arasında “Şeyh Hüseyin Râî” ya da “Şeyh Çoban Veli Zaviyesi” olarak anılıyor. Bölgedeki çeşmeler ise Bayram Paşa Vakfı’nın desteğiyle restore edilerek günümüze kadar ulaşmış durumda.