MEHMET TIRPAN
Ticaret Borsası Başkanı Abdulkadir Hastaoğlu, yem fiyatlarının üç katı artmasından dolayı besicilerin mağdur olduğunun doğru olduğunu ancak piyasada ‘damızlık hayvanlar ve süt inekleri kesime gönderiliyor.’ şeklindeki söylentinin de çok doğru olmadığını söyledi.
Geçtiğimiz yıllarda yine ciddi fiyat artışları yaşanması sebebi ile o dönem gerçekten damızlık hayvanların kesime gönderildiğini hatırlatan günümüzde ise elimizde çok güzel damızlık hayvanların olduğunu aktaran Başkan Hastaoğlu, “Besicilerin girdi fiyatları arttı mı evet arttı ancak henüz damızlıklarımız çoğu kesime gönderilmedi. Damızlık hayvanlarımızı iyi korumamız lazım. Damızlık hayvanlarımız olmalı ki süt ve danamız olsun. Dana olmalı ki piyasa da et olsun. Bu zincirin biri koparsa sıkıntı yaşarız. Damızlık hayvanlarımızı kesime gönderirsek ne sütümüz ne danamız nede etimiz olur.” dedi.
Bu konuda besicilere damızlık hayvanlarını korumaları noktasında çağrıda bulunan Başkan Hastaoğlu, “Şuanda damızlık fiyatları 30 bin TL civarında. Devletin kazancı bu konuda oldukça fazla. Damızlık hayvan olsa başka ülkelerden döviz karşılığında damızlık hayvan almak zorunda kalacak. Elimizdeki hayvanlar gerçekten çok kaliteli. Bu kaliteyi korumalıyız. Sütteki fiyat artışı ile besiciler biraz nefes aldılar. Üretici süt alım fiyatından memnun. Bir dönem ciddi derece dişi hayvan kesimine başlanmıştı ama besiciler desteklenince kesimler durdu.” ifadelerini kullandı.
“KÖYLERE DÖNÜŞ OLMASI İÇİN ÇİFTÇİNİN VE BESİCİNİN DESTEKLENMESİ LAZIM”
Günümüzde üretim oldukça ön plana çıktığını bu sebeple köylünün ve üreticinin desteklenmesinin oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Hastaoğlu, “Dövizi çok bol olan bir ülke değiliz ki diğer ülkelerden ithal edelim. Bizim üretmekten başka çaremiz yok. Bu nedenle Tarım Bakanlığı’nın politikaları bizler için çok önemli. İlk başta köylüyü köyünde tutmalıyız. Bu durumun sağlanması için de köylünün para kazanması lazım. Yani köyünde üretim yapan çiftçilerimizi besicilerimizi maddi ve manevi olarak desteklemeliyiz. Köylünün çalışmak için şehre gelmesi diğer asgari ücretle çalışanlara da zarar veriyor. Köylümüzün köyde aslında imkanı var. Köylü kazanırsa herkes rahat eder.” dedi.
“DESTEKLERİN ŞEKLİ DEĞİŞTİRİLMELİ”
Günümüzde üreticilere tohum, mazot, gübre ve yem desteği verildiğini ancak bu desteklerin gerçekten üreteni teşvik edecek şekilde verilmesinin daha fayda sağlayacağını savunan Başkan Hastaoğlu, “Köylü üretsin desteği öyle verelim. Örneğin besicinin buzasına 1 TL veriyorsak destek bunu 2 TL’ye çıkaralım. Buğday konusunda da yine üreten çiftçiye ürettiği buğday karşılığında destek verelim. İyi üretene daha çok destek verelim. Çiftçi üretsin ki destek verilsin üretmeyene destek vermeyelim. Üreteni ödüllendirelim. Üreteni takdir edip destekleyelim.” dedi.
Günümüzde şuan hiç hak etmediği halde destek alanların olduğunu hatırlatan Başkan Hastaoğlu, “İstanbul’da yaşayan bir vatandaşın köydeki arazisini çiftçi ekiyor, ekenin alması gereken desteği arazi sahibi alıyor. Çünkü arazi sahibinin Çiftçi Kayıt Belgesi var. Bu destek sadece tapulu araziye ödeniyor. Bu sebeple tarlayı işleyene değil arazi sahibine destek veriliyor. Bu yanlış bir uygulama. Bu sorunlarla ilgili Bakanlığa ve kurumlara dosya veriyoruz. İnşallah bu konuda yapılan yanlışlar düzeltilir.” şeklinde konuştu.
“KÖYE DÖNÜŞLER DURDU”
Köylünün köylere dönmesi ile birlikte bir dönem çok güzel çalışmaların ve desteklemelerin olduğunu ancak piyasalarda yaşanan olumsuzlukların köylere dönüşü durdurduğunu da sözlerine ekleyen Başkan Hastaoğlu konuşmasını, “İnsanlar köylere evler yaparak ekmeye ve besicilik yapmaya başlamışlardı. Piyasa bozulunca köye dönüşler durdu. Vatandaş zaten şehirde yaşamak istemiyor. Bu sebeple hükümetin köylere dönüşü teşvik etmesi lazım. Köye giderek yaşamak isteyen insanları ödüllendirerek üretime teşvik etmemiz lazım. İnsanlar köye gidip ürettiğinde bizim ödüllendirmemiz lazım.” şeklinde sonlandırdı.