HANİFE KANAT
Kahve, atasözleri ile bile beslenmemize dahil olmuş bir içecektir. Son dönemlerde kahve çeşitlerinin artışı ve yoğun iş temposunda enerji artırdığı düşüncesiyle Türkiye’de ve dünyada sık tercih edilen içecekler arasında bulunmaktadır. Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, kültürümüzde oldukça büyük yere sahip Türk kahvesi hakkında bilgi ve tüketim önerileri verdi.
Konuşmasına kahvenin oluşma aşamasından bahsederek başlayan Uçar; “Kahve, Afrika, Güney Amerika ve Güney Asya gibi tropik ülkelerde yetişen coffea arabica, coffea caneford gibi kahve ağaçlarının tohumlarından elde edilir. Dünyada tüketilen kahvenin yarısından fazlası Brezilya'da üretilir. Yetiştirildiği bölgenin özelliğine göre değişik türde kahve vardır. Coffea ağacı; çiçekleri beyaz ve hoş kokuludur. Kahve meyvesi dış yapısı sebebiyle kiraza benzetilmektedir. Kahve tohumları kullanılmadan önce kavrulur. Kavurma esnasında kahve tohumundaki gazlar açığa çıkar, su kaybolur, tad veren aromatik esanslar oluşur. Ortaya çıkan bu öğeler kahveye kendi özelliğini kazandırır.” dedi.
Kahvenin tek başına kalorili bir içecek olmadığını belirten Uçar; “Kahve içerdiği kafein sebebiyle uyarıcı bir özelliğe sahiptir aynı zamanda da antioksidanlar acısından da zengin bir besindir. Kahvenin kendisinin kalorisi yoktur, içerdiği krema veya süt sebebiyle kalori içeriği değişir. İçerdiği kafein sayesinde enerji düzeyini artırır ve gün içerisinde hisssedilen yorgunluğu önler. Aynı zamanda kilo yönetimine yardımcı olur Bunun nedeni metabolizma hızını önemli ölçüde arttırarak yağ yakımını hızlandırmasıdır. Vücutta bulunan yağların parçalanmasına ve ortaya çıkan serbest yağ asitlerinin enerji üretiminde kullanılabilmesine yardımcı olan kahve, bu olumlu etkilerine karşın sade olarak tüketildiğinde sıfıra yakın bir kalori içeriğine sahiptir. Kafein etkisiyle adrenalin hormonunu üretimine katkı sağlar ve fiziksel preformansın artmasına yardımcı olur.” açıklamasını yaptı.
Kahvenin sağlık ile yakından ilişkili olduğunu söyleyen Uçar; “Alzheimer, parkinson ve demans hastalıklarına karşı korur. Nörodejeneratif hastalıkların önlenmesi konusunda oldukça etkili olduğu bilinen kahveyi düzenli olarak tüketenlerde alzheimer hastalığının görülme olasılığının yüzde 65'e kadar azaltılabileceğini, parkinson hastalığının görülme olasılığının ise yüzde 30-60 civarında azaltılabileceğini gösteren bilimsel araştırmalar mevcuttur. Japonya’da 554 hastanın dahil olduğu kesitsel bir çalışmada metabolik sendrom ve kahve tüketimi arasında ters bir ilişki bulunmuştur. Bu ilişkinin kahvenin trigliserid seviyesini düşürücü etkisinden kaynaklanıyor olabileceği düşünülmektedir.” ifadelerini kullandı.
Hamile kadınların çok fazla kahve tüketmemesi gerektiğinin altını çizen Uçar; “Gebelikte içeriğindeki kafein sebebiyle kahve kullanımını önermiyoruz. Gebelik döneminde kafeinin fazla alınımı bebeğin gelişim sürecinin negatif etkilediği düşünülmektedir. Bu sebeple kafeinli kahve kullanımı yapılmamalı, tercih edilecekse de yine miktarına dikkat ederek kafeinsiz kahveler kullanılmalıdır. Yapılan bir çalışmada 300 mg dan fazla kafein alınımının gebe kalmayı geciktirdiği bulunmuştur. Günde 3 veya daha fazla kahve içmenin kadının doğurganlık oranını azaltabiliyor.” diye belirtti.
Her besinde olduğu gibi kahveninde fazlasının zararlı olabileceğini aktaran Uçar; “Aynı zamanda kafeinin kan basıncını etkileme sebebiyle bazı bireylerde fazla kullanımda kalp ritmini bozabilir. Çok fazla kahve kullanımı idrarla kalsiyum atımını artırıp kemik problemleri oluşturabilir. Fazla kullanımı uyku düzensizliği ve asabiyet gerginlik oluşturabilir. Kahve üretim yöntemlerinden dolayı çözülebilir kahvelerin oluşumu esnasında akrilamid denen kanserojen bir madde oluşur bu sebeple çözülebilir kahveler tercih etmemelisiniz. Bu sebeple türk kahvesi ve filtre kahve gibi kahveleri daha çok tercih ediyoruz. Her şeyde olduğu gibi kahvede de tüketim miktarı çok önemli günlük 2 fincanı geçmemelisiniz. Kafeinsiz kahvelerde bu miktar biraz daha fazla olabilir. ‘Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’ sözüyle de beslenmemize yerleşen kahvenin sağlıklı etkilerinden faydalanabilmek için günlük maksimum 2 fincan kahve içmeye özen gösteriniz. Birlikte kahve içeceğiniz dostlarınızın hayatınızda çoğalabilmesi dileğiyle.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.