HANİFE KANAT
Özel Medicana Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği Doktorlarından Prof Dr. Ayhan Koyuncu, son zamanların en yaygın hastalığı olan obezite hakkında bilgiler verdi.
Latince kökeni çok kilolu insan anlamına gelen obezite hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Koyuncu, “İstatistiklere göre toplumun yüzde 36’sının aşırı kilolu. Tüm Dünyada obezite ile mücadele edilmesi gerekli. Obezite kronik bir hastalıktır" dedi
Obezitenin yaygınlaşmasının temel sebeplerinden bir tanesinin sanayileşme ile beraber artan hazır yiyecek tüketimine hızlı bir geçiş yapılmasının olduğunu belirten Koyuncu; “Yediklerimize dikkat etmememiz, çocukluk çağında yenilen fazla kalorili gıdalarda obezitenin başlıca sebeplerindendir. Bu nedenle tüm Dünyada obezite ile savaşılmaktadır. Gerek tıbbı yöntemlerle gerekse cerrahi yöntemlerle." İfadelerine yer verdi.
Tüm alternatiflerin göz önüne alınması halinde işin cerrahi kısmının ise genel cerrahlara düştüğünü söyleyen Koyuncu; "Kilo veremeyen özellikle altı ay diyet yapmış ve başarılı olamamış kişilere obezite cerrahisi uygulanabilir. Cerrahi obezite ameliyatları ikiye ayrılır. İlki midenin hacmini küçülten ve son zamanlarda popüler olan tüp mide ameliyatıdır. Bu ameliyatla kapalı olarak midenin yaklaşık yüzde sekseni alınmakta ve mide tüp şekline getirilmekte. Midenin belli yerlerinde salgılanan açlık hormonunun ortadan kaldırılmasıdır. Bu ameliyatı genelde vücut kitle indeksi yüzde 35’in üzerindeki hastalara önermekteyiz. İkincisi ise, Gastrik Bypass diye adlandırılan daha çok metabolik bozukluğu, tip2 diyabet ya da diyabet hastalığı olan hastalara önerilmektedir. Bu yöntemde ise mide çıkarılmıyor fakat midenin belli bir kesiminde bir torba oluşturuluyor ve bu mide kısmına da ince bağırsağın aşağı kısımlarından getirilip buraya birleştirme yapılıyor. Yani yediğimiz gıdalar bu torbadan direk ince bağırsağa geçiyor ve on iki parmak bağırsağı ve pankreas enzimlerinin olduğu bölgeden geçmediği için emilim bozukluğu oluyor. Bu emilim bozukluğunun olduğu noktada da hastalar kilo verebiliyor. Çünkü burada gıdaların en çok emildiği noktalar yukarı kısımlardır. Bu da hem şeker hastalığını tedavi etmekte hemde diğer metabolik hastalıkları tedavi etmekte kullanılan bir yöntem. Son yıllarda daha az kullanılmakla birlikte tüp mide ameliyatı ile aynı işlevleri görebildiği için kullanılmakta" şeklinde konuştu.
DOĞRU YAŞ ORTALAMASI 18 İLE 65 ARASI
Obezite hastalığına yakalanan kişilerin 65 yaşına kadar ameliyat olabileceğini de sözlerine ekleyen Koyuncu; " 18 ile 65 yaş arasındaki hastalarımız ameliyat olabilirler. Ama en doğru yaş ortalaması 20 yaş sonrası. Cerrahi müdahale geçiren hastalarımızda diyetisyen gözetiminde en az bir sene ek gıdaları özellikle protein yönünden zengin gıdaları almaları önemli. Kilo verirken protein kaybı olmamasını dikkat ediyoruz. Kilonun yağdan verilmesini istiyoruz çünkü yağ kütlesi fazla. Bunun içinde hasta değişik ek besinlerle ve diyet programlarıyla takip ediliyor en az bir sene. ideali hastanın bir ya da bir buçuk sene sonra ideal kilosuna gelmesi. Tabii ameliyat sonrası diyetine dikkat etmenin yanı sıra spor yapmakta çok önemli çünkü protein kısmını spor yaparak desteklemek gerekiyor. Bunun için ameliyat olan hastalara her gün bir saat yürüyüş önermekteyiz." şeklinde sonlandırdı.