Suriye'nin kuzeyinde kurulması düşünülen güvenli bölge konusunda çalışmalar sürerken, bunun ileride daha büyük sıkıntılara neden olabileceği endişelerinin de var olduğunu görüyoruz.
Bizim için en önemlisi terörist grupların etkisiz hale getirilmesi ve kendilerine verilen silahların toplanmasıdır. Bu gerçekleşmediği takdirde beka sorunumuz devam edecektir. Artık bu konularda oyalanmak ve geçmişte yaşanan sıkıntılarıyaşamak istemiyoruz.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölgeye ilişkin varılan mutabakatın iyi bir başlangıç olduğunu belirterek "Bu çalışmanın Münbiç yol haritasına dönüşmesine, oyalama sürecine girmesine müsaade etmeyeceğiz" dedi.
Çavuşoğlu'nun bu açıklaması, Amerika ile güvenli bölge konusunda yapılan mutabakatta da bir oyalama taktiğinin olabileceği gerçeğini gösteriyor.
Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge tesisine yönelik ABD ile varılan mutabakata ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki talimatının ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan'ı arayarak ABD'nin buradan çekileceğini söylediğini belirtti.
Çavuşoğlu, bu aşamada oluşturulan görev gücü ve Suriye Çalışma Grubu ile ABD'nin çekilme ve sonrasındaki süreci koordine etmeye çalıştıklarını kaydederek karşılıklı pozisyonlarını anlatan belgeleri ABD tarafıyla birbirlerine ilettiklerini anlattı. Askeri düzeyde teknik çalışmalar da yürüttüklerine işaret eden Çavuşoğlu, bunun sonucunda bir çerçeve belirlenmesi konusunda 7 Ağustos'ta bir mutabakat sağlandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Bu mutabakatı çok iyi bir başlangıç olarak nitelendirebiliriz" ifadesini kullanarak özellikle bundan sonra atılacak adımlar ve detaylarıyla ilgili alınacak kararlara dair müşterek bir harekât merkezinin oluşturulacak olmasının önemine değindi.
Buraya bir nokta koyalım:
Güvenli bölge konusunda bir mutabakat sağlandı ama kafalarda hala soru işaretleri var. Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarında da bu endişelerin var olduğunu görmekteyiz.
Çavuşoğlu, ilgili kurumların katılımıyla detaylar konusunda ABD tarafıyla bir karar vereceklerinin altını çizerek, şu açıklamalarda bulundu.
"Bizim amacımız güvenli bir bölgenin oluşturulması. Bu bölgede YPG/PYD ve PKK tamamen temizlenmeli. Bunların hepsi birdir. Bunların tamamının temizlenmesi... Burada ABD ile Türkiye'nin ortak hareket etmesi, önce güvenlikle ilgili, daha sonra buraların istikrara kavuşturulması, Münbiç yol haritasında olduğu gibi önemli. Türkiye'deki mültecilerin ve Suriye'nin çeşitli bölgelerinden göç etmek zorunda kalanların geri döndürülmesi gibi insani boyutları da var. Bunun kapsamlı bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmanın Münbiç yol haritasına dönmesine, oyalama sürecine girmesine müsaade etmeyeceğiz."
Uzun zamandan bu yana Türkiye'nin yeniden Asya'ya açılma hamlesini geç de olsa çok olumlu buluyoruz. Geçmiş dönemlere baktığımızda Demirel ve Özel gibi liderlerin özellikle Türk Cumhuriyetleri ile olan ilişkileri daha da artırabilmek için Asya politikalarına büyük önem ve ağırlık verdiklerini görmekteyiz.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 'Yeniden Asya' açılımına ilişkin eleştirilere de cevap vererek, Türkiye'nin Asya ile Avrupa'yı birleştiren bir ülke olduğunu söyleyerek bu alanda önemli adımların atılacağı mesajlarını da vermiş bulunuyor.
Çavuşoğlu, Asya'nın şu anda dünyanın ekonomi merkezi olmaya başladığına dikkati çekerek Türkiye'nin Asya ile birçok boyutta ilişkileri daha da ileriye taşımak istediğini dile getirdi. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Yeniden Asya açılımının eksen kayması olmadığının altını çizerek, "Bazı aydın geçinenler Türkiye'nin Asya'ya döndüğünü, Batı'yı ihmal ettiğini söylüyorlar. Bu çok yanlış" değerlendirmesinde bulundu.
Batı'nın Türkiye için son derece önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Asya açılımı ile Batı'nın ihmal edileceğini zaten düşünmüyoruz. Ancak Asya ile olan ilişkilerimizi de her alanda artık geliştirmek özellikle Türk Cumhuriyetlerine yönelik çalışmalarımızı artırmak durumundayız.
Dikkat edilecek olursa Asya ile Amerika başta, Avrupa ve Uzakdoğu ülkeleri de çok yakından ilgilenmekte, askeri, siyasi, ekonomik ve turizm alanlarındaki işbirliklerini giderek güçlendiriyorlar. Biz, bu konularda geç kaldığımızı bile söyleyebiliriz.