İlk döneminde 13-14 maçta sadece 1 galibiyet (o’da hükmen) alarak bizi ligde bırakan, ikinci döneminde takıma gelmek için gelip, kaderine etki edemeyen ve küme düşmemizde önemli bir etken olan, son döneminde ise süper lig tecrübeli bu takımla puan alan ama futbol oynatamayan mesut hoca görevi bırakacağını açıkladı.

İsterdim ki hocamız daha açık olup yaşanılan her şeyi anlatsın. 

Devre arasında maçı bize getirebilecek 2-3 oyuncudan biri olan Emre’yi çıkardım. Yerine top tutamayan ne yaptığı belli olmayan Leandro’yu aldım. Şampiyonluğa oynayan takımın kazandığı penaltıyı 2-3 haftada bir sonradan oyuna aldığım Leandro’ya attırdım. Bir puanın bile çok değerli olduğu haftalarda takımı komple ileri çıkararak savunmada inanılmaz açıklar verdim. İki golde kalecinin hatası olsa da kontra ataktan yedim, biri öndeyken diğeri 1-1’ken. 2-3 tane de net kaçırdılar.

Bu oyun stilim yaşlı takımımı da yordu. Zaten takım oyunu oynayamıyorduk, şimdi tamamen işleri karıştırdık. Takımın kalitesi bu. Bundan başka bir şey yapma ihtimalim yoktur, çünkü benim kapasitem de tam olarak budur. Hadi paramı ödeyin ben gideyim…

5 hafta puan kaybı yaşayıp (4B,1M) yinede şampiyonluğa inanan Eskişehirspor ve 3 haftalık kayıpla, hala ikinci sırada olmamıza rağmen karışan bir Sivasspor var. Hoca inansa, elle tutulur veya sonunu getirebileceğimiz bir ekip ve futbol olsa, inanın hoca böyle bir fırsatı kaçırıp takımı bırakmaz. Mesut hoca bu işe inanmış ve üst düzey bilgiye sahip olsa devre arasında bu takımın ikinci yarı ne yaşayacağını tahmin eder ona göre bir ekip kurmak isterdi. Yönetim bu isteğini reddederse görevi bırakmalı, istediği adamlar alınırsa da yoluna devam eder bizi süper lige çıkarırdı. Yani hoca işsiz kalmamak için kaldı ve şimdi kariyerini kurtarmak için gidiyor. Hoca’ya sorulacak tek soru budur. Ardından mutlaka gönderilmelidir.

 Alınan mağlubiyeti kaleciye mal etmek çok doğru değil. İkinci sıradaki takımın hocası görevi bırakıyorsa sorun daha büyük demektir. Ters giden bir şeyleri göstermeye çalışırken hatanın nerede olduğunu belki de en net söyleyen benim. Hocada, futbolcuda zamanı gelince gidecek ama memlekette kalıp yüz yüze bakacak olan bizleriz. Hakeme, futbolcuya, rakibe, hatta taraftara isyan edip söylemediği söz kalmayan ama yönetime asla toz kondurmayan ağabeylerim de çok masum sayılmazlar. Yanlış giden veya haksızlık yapılan bir işin doğrusunu söylemek, dürüst olmak insanın yapısı ve karakteriyle alakalı bir durumdur. Aklı sıra vefa örneği göstermeye çalışmayın. Biz 4 yıldır vefamızı gösterdik. Şimdi son sözümü söylüyorum;  YA İCRAAT, YA İSTİFA!