Toplum olarak öyle bir alıştık ki tüketmeye, üreten toplumdan tüketen topluma doğru dönüş yaptık. Her konuda üretkenliğimizi kaybettik. Gerek tarım gerek sanayi gerek diğer sektörler kimse üretmek, çalışıp çabalamak istemiyor. Toplum olarak tüketimin tadına vardık ve buna aşırı derecede alıştık. Bizi bitiren şey tüketime bu denli alışmamız. Hazır olan herşeye konmamız. Fikir işçileri bile artık özgün şeyler veremez oldular. Yeni şeyler düşünemez, yeni yapıtlar koyamaz oldular. Sanatçılar özgün ve biricik eser vermek yerine, sıradan toplumun alıştığı bilindik eserler vermeye başladılar. Haliyle herşey sıradanlaştı. Herkes aynı şeyleri yapar oldu. Farklılık istendiği an, insanlar alıştıkları düzen bozulmaması adına çekingen davranıyorlar. Oysaki bu durum onların yaratıcılığını etkileyen en büyük etkenlerden biri. İnsanımız yaratıcılığını, üretkenliğini kaybetti hemde her konuda. Bazı konularda hala üretkenliğe devam eden, birşeyleri başarma arzusuyla hareket eden hala insanlarımız var lakin onlarda nereye kadar devam ederler veya kaç kişi bundan sonra üretken olmak adına adımlar atar bilinmez. Toplum bu şekilde tek düzeliğe doğru devam ediyor. Bu ise tek bir düşünce, tek bir kültür, tek bir yaşam tarzı demektir. Bu ise toplumlar için büyük felaket anlamına gelir. Dünyada insanlar tek tip olma yönünde ilerliyor.