İstanbul'da kan donduran vahşet 4 Ekim 2024 Cuma günü Fatih’te meydana geldi. Olay, 16.00 sıralarında Derviş Ali Mahallesi, Fevzipaşa Caddesi'nde meydana geldi.
Edirnekapı surlarının üzerine çıkan Semih Çelik (19), öldürdüğü bir genç kızın başını kesip aşağı attı. Ardından katil zanlısı surlardan atlayarak intihar etti.
Katil zanlısının bu vahşetten yarım saat önce de Eyüpsultan’da 19 yaşındaki Ayşenur Halil’i katlettiği tespit edildi. Son günlerde Türkiye, iki kadının vahşice öldürülmesiyle sarsıldı. Bu olay, toplumda büyük bir infiale neden olurken, Sivas’taki kadın derneklerinin bu konuya sessiz kalması dikkat çekti. Kadın hakları mücadelesinin sembolü olması gereken bu derneklerin, yaşanan bu acı olaylarla ilgili hiçbir paylaşım yapmaması ve açıklamada bulunmaması, kamuoyunda büyük bir tepki yarattı.
Kadın derneklerinin başında "Kadın" kelimesinin yer alması, toplumun beklentilerini artırıyor. Ancak Sivas’taki kadın derneklerinin bu tür olaylara karşı sessiz kalması, derneklerin gerçekten neye hizmet ettiği konusunda soru işaretleri doğuruyor. Vahşice öldürülen kadınların anılmaması ve bu olaylar karşısında ses çıkarılmaması, derneklerin kadın hakları konusundaki duyarlılığını sorgulatıyor.
Kadın derneklerinin işlevselliği ve toplumda nasıl bir rol oynadığı, bu tür olaylarla daha da önem kazanıyor.Kamuoyunda vatandaşlar:'' Eğer dernekler, kadınları anmayıp kadınlara sahip çıkmıyorsa, bu yapılar sadece bir isimden ibaret mi kalıyor?'' diyerek tepki gösterirken Bu sorular, Sivas’taki kadın derneklerinin geleceği ve etkisi hakkında tartışmalara yol açıyor.
Halk, bu derneklerin aktif bir şekilde kadın hakları için mücadele etmelerini bekliyor. Seslerini yükseltmemek, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine nasıl bir katkı sağlıyor? Sivas’taki kadın dernekleri, bu acı olayları görmezden gelerek neyi amaçlıyor? Kamuoyunun bu sorulara yanıt arayışı, derneklerin geleceği için bir dönüm noktası olabilir.
Sivas’taki kadın derneklerinin yaşanan bu trajik olaylar karşısında sesiz kalması, hem derneklerin hem de toplumun kadın hakları konusundaki duyarlılığını sorgulatıyor. Kadın derneklerinin neye hizmet ettiğine dair eleştiriler, bu yapıların toplumsal etkisinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.
