Edebiyat nedir?
Edebiyat nedir sorusuna nasıl cevap verilebilir? Türk Dil Kurumu’nun tanımı; Düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı şeklinde. Bu tanımı ulus bazında değerlendirirsek; bir ulusun çağlar boyunca oluşturduğu sözlü ve yazılı eserlerin tümü diyebiliriz. Bu da biraz kafa karıştırıcı sanki. “O zaman gazete yazıları, tıp kitapları da edebiyat mı oluyor?” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, onlar da edebiyat. Hani bazı heyecanlı ebeveynlerden şöyle bir cümle duyarız; Çocuğum folklor oynuyor. Bütün halk kültürünü içeren folklor sözcüğünü sadece halk oyununa indirgeyince böyle yanlışlıklar oluyor. Edebiyat için de benzer hata yapılıyor. Edebiyatı salt roman, öykü, şiir ve benzeri basılı kitaplardan ibaret zannediyoruz. Oysa kazın ayağı öyle değil. Platon edebiyatın ayna gibi bir yansıtıcı olduğunu söylemiştir.
Ayna nasıl varlıkları yansıtıyorsa edebiyat da dünyayı, yaşamı yansıtır. Bu tanım çok tutulsa da hala edebiyatı tam anlatamıyor gibi değil mi? Ayna gibi gördüklerini yansıtan bir eser edebiyat olur mu? Daha doğrusu sanat olur mu demeliydim. Tüm yazılı ve sözlü eserler edebiyattır tamam ama sanat olacaksa bir fark olmalı. Bize gördüklerimizi yaşadıklarımızı olduğu gibi değil de biraz süsleyerek anlatmalı, sözcükleri dans ettirmeli, cümlelere sihir katmalı. Bir yazar sadece gördüğümüz renkleri değil kendi içindeki renkleri de bize yansıtmalı. O zaman edebiyat, sanat kelimesine daha bir yakışacak diye düşünüyorum.