Ülkemizde alınan kararlar 6-7 ay süreyle devam ettirilebiliyor. Belli bir süre sonra alınan kararlardan vazgeçilip, yeni kararlar alınıyor yeni şeyler deneniyor. Deneme yanıl yöntemiyle hayatımıza devam ediyoruz. Bu sefer ki deneme sürecimiz sağlık sektöründen geliyor.

               Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tavsiyesi kararı ile aşısız olanlardan seyahat, sosyal etkinlik, okullarda Pcr test şartı kaldırıldı. Kamu kurumları, milli eğitim bakanlığı kurumu çalışanları, öğretmenler, servis şoförleri, okullardaki temizlik görevlileri veya diğer bu kurumlarda çalışanlardan ya aşı olmaları ya da düzenli bir şekilde test yaptırmaları isteniyordu. Şimdi bir anda bir sabah kalkıp test zorunluluğunu kaldırıyorlar. Şehirlerarası yolculuklarda uçak, tren, otobüs veya diğer toplu taşıma araçlarında aşısızlardan istenen Pcr testi de kaldırıldı. Konser, tiyatro, toplantı, sinema veya kapalı salonlarda yapılan diğer etkinliklerde de bu test zorunluluğu kaldırıldı.

                Bu karar ile öncelikle aşı olma hızı düşecektir. Daha sonra testler yapılmadığı için olası pozitif hastalar toplu yerlerde bulunup çocuklarımıza veya diğer insanlara bulaştıracaktır. Tedbir alalım diye her gün dolaşanlar, bangır bangır tedbiri elden bırakmayalım diyenler şimdi böyle skandal bir karara imza atıyorlar. Üstelik salgının rekor seviyede olduğu günlerde… Her gün açıklanan pozitif hasta sayısına bakarsanız neden şimdi diye düşünmemiz gerekiyor.

                 Koronavirüs salgın hastalığına yakalanan vatandaşımızın sayısı bu denli yüksek iken, hastaneler yoğun bakımlar doluyorken hatta ek servis açan hastanelerimiz mevcut iken, vakalar artıyorken Pcr testinin zorunluluğunun kaldırılması akla mantığa aykırı bir karardır.

                  Bu kararın alınmasında başka faktörler olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncelerimden biri şu; Pcr testlerinde ya bir sorun yaşanıyor ya da ülkeye yetecek kadar Pcr test kiti yok elimizde. İleride olası sorun yaşamamak adına böyle bir karar alındı diye düşünüyorum.

                   Her ne sebepten olursa olsun, bunun mantıklı tek bir açıklaması olamaz. Söylemler, yapılanlar verilen kararlar birbirleriyle çelişiyor. Nasıl bir yöntem izleniyorsa sürekli kararlar değiştiriliyor. Hem kendi bireysel sağlığımız hem toplum sağlığımız önce Allah’a sonra bizlere emanet çünkü bizi bizden başka düşünen yok, toplumun her bireyini göz göre göre riske atmış durumdalar.