Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerden sonra yıkılmayan binalardan eşya indirmeye Eskişehir’den giden nakliye firmasının müdürü, deprem bölgesinde yaşadıkları tecrübelerden bahsetti.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen 2 büyük deprem sonrasında 11 ilde büyük yıkım ve binalarda bağır hasar meydana gelmişti. Depremde evleri yıkılmayan ve kalan eşyalarını kurtarmaya çalışan vatandaşlar olayın şokunu atlattıktan sonra eşyalarını kurtarmak için nakliyecileri aradı. Meydana gelen felaket sebebiyle bölgedeki nakliyeciler de etkilendiği için vatandaşlar başka şehirlerden çağırdıkları nakliyeciler eşyaların kurtarılmasında önemli rol oynadı. Eskişehirli nakliye firmaları da bölgeye giderken uzun süre vatandaşlara hizmet verdi.
Bölgeye giden nakliye firmalarından birinin müdürü olan Bahattin Akbıyık ise, deprem bölgesinde yaşadıkları zorlukları anlattı. Merdivenleri yıkılan binalardan bile eşya indirdiklerini belirten Akbıyık, konaklayacak yer olmadığı için personellerin arabalarda yatıp kalktığını söyledi.
“İnsanlar birikiminin enkaz altında kalmasını ister mi?”
Eskişehir’de yaşayan ve uzun yıllardır nakliyecilikle uğraşan Bahattin Akbıyık, deprem sebebiyle bölgedeki nakliyecilerin de etkilendiğini ve oradaki taleplere yetemediklerini söyledi. Buna bağlı olarak deprem bölgesine başka şehirlerdeki nakliyecilerin gittiğini ifade eden Akbıyık, “Deprem bölgesindeki çoğu yapı yerle bir oldu ve ağır hasar aldı. Depremde hayatını kaybeden insanlar maalesef ki geri gelmeyecek. Ancak binaları yıkılmayan vatandaşlar canlarını kurtardıktan 1 hafta sonra, ‘malımı nasıl kurtarabilirim, eşyalarımı nasıl alabilirim’ derdine düştü. Sonuçta mal canın yongasıdır, tabii ki eşyalarını almak isteyecekler. Oradaki firmalar da depremden etkilendiği için bu talebi karşılamakta yetersiz kaldı ve başka illerdeki meslektaşlarımız deprem bölgesine çağırıldı. Müşterilerimiz, ‘ne olursa olsun çıkın gelin, mazot parası neyse bir karşılayalım ama yeter ki bizim işimizi görün’ dediler. Yalan söylemeye gerek yok, biz o şekilde gittik. İnsanlar kendileri bizi oraya davet etti, biz de oraya gittik ve hizmet verdik. Şimdiki hayat şartları zor, dolayısıyla bu insanlar o mobilyaları belki de tekrardan almayacaklar. Bu sebeple depremzede vatandaşlar en azından eşyalarını kurtarmak istediler. Belki de evlerinde ziynet eşyaları var. O bina yıkıldığı zaman bunlar gidecek, sonuçta herkesin köşesinde öyle ya da böyle 3 kuruşu var. İnsanlar birikiminin enkaz altında kalmasını ister mi? Binanın merdivenleri yıkılmış, kimse çıkamıyor. Bu asansörler sayesinde o mallar indirildi.
“Maddi durumu olmayanlar da yardım etmeye çalıştık, her şey para değil ancak para da kazanıldı”
Deprem zamanında nakliyecilere karşı farklı bir bakış açısı oluştuğunu dile getiren Akbıyık, bir asansör kurmanın maliyetli olduğunu belirtti. Genel olarak para karşılığında iş yapıldığını, ancak maddi durumu olmayanlara da yardımın esirgenmediğini aktaran nakliyeci Bahattin Akbıyık, "normal olarak gergin bir atmosfer vardı, ancak oradaki firmalar ‘pastayı biz yiyelim’ derdine düştükleri için de bazı sıkıntılar oldu. Yaklaşık olarak 1 ay orada çalıştık. Tüm personellerimiz arabada yatıp kalkıyordu, orada konaklayabileceğiniz bir alan yok. Aynı şekilde restoran da yok, oradakiler nasıl çadırdan yiyorlarsa bizimkiler de çadırdan yiyip içtiler. Ancak bunun karşılığında para da kazanıldı, inkâr edemeyiz. Nakliyecilere karşı farklı bir bakış açısı oluştuğunu da biliyorum ama o gün nakliyeciler orada olmasaydı o insanlar ürünlerini indiremezdi. Bir makineyi kurmanın bedeli saatlik olarak 1000 lira, oraya gidildiğin de şartlar daha da ağırlaşıyor ve saatlik olarak ortalama maliyeti bin 500-2 bin liraya denk geliyor. Maddi durumu olmayanlar da yardım etmeye çalıştık, tabii ki de her şey para değil ancak para da kazanıldı. Orası çok farklı bir atmosfer, gidip görmek gerekiyor. Biz de farklı duygular yaşadık, sonuçta insanlar canlarını kaybettiler. Oradakilerin aileleri ve malları gitti. Bu adamların tekrardan hayata tutunması, düzen kurması ve psikolojik olarak düzelmesi uzun yıllar sürer” şeklinde konuştu.