HANİFE KANAT

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz Şubat ayında boşanma oranlarını açıkladı. Açıklanan oranlara göre boşanma hızı Türkiye’de gün geçtikçe artıyor. Sivas Medicana Hastanesi doktorlarından Uzm. Psikolog Kerime Begüm Özkaya, aile içerisinde ki bir çok nedenin boşanmaya sebebiyet vereceğini belirterek açıklamalarda bulundu.

Son yıllarda, boşanma oranlarının giderek arttığını bu duruma sadece haberlerde veya gazetelerde yazılı olan rakamlarla değil, çevremizden de birebir tanık oluyoruz diyerek sözlerine başlayan Özkaya; “Genel olarak bakıldığında toplumda her bireyin; kendisi, bir arkadaşı veya akrabası boşanma sürecinden geçiyor. Boşanma süreci ve sürecin getirdiği değişiklikler, her aile üyesini farklı şekillerde etkiliyor. İlişkide yaşanan çatışmalar ve anlaşmazlıklar ile birlikte gelgitlerle giden bir süreç sonunda, boşanma kararı ile sonuçlanır. Fakat bazı insanlar için; sosyo-ekonomik durum veya yalnız kalmaya dair endişe, kaygı, korku veya ‘’boşandığım durumda çocuklarım ne olacak?’’ gibi sorular da yaşanılan gelgitlerde önemli etkendir.” dedi.

TÜİK verilerine değinen Özkaya; “Türkiye’de son 20 yılda evlenme oranı düşerken boşanma oranı hızla yükseliyor. 2021’de 562 bin evlilik yapıldı, 174 bin de boşanma kayda geçti. 2001-2021 arasını kapsayan son 20 yılda bin kişilik nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden 'kaba evlenme hızı' yüzde 20 düşerken 'kaba boşanma hızı' ise yüzde 47 arttı.” ifadelerini kullandı.

Evlilikte yaşanılan sorunların birbine benzer olduğunu aktaran Özkaya; “Evlilik sürecinde yaşanan çatışmalar, tartışmalar her ilişkinin kendisine özgüdür ve benzersizdir. Her kişinin yaşadığı kendisine özgü, fakat tepkileri farklı olsa da, sonuçlarının kişiler üzerinde benzer olduğu görülür.” ifadelerini kullandı.

Boşanma nedenlerinden bahseden Özkaya; “Çatışmayla artan gerilimin yüksek olduğu noktada; ilgisizlik, yalan, aldatma, eleştiri veya şiddet gibi travmatik deneyimler olmaktadır. İlişki, bu gibi kişiler üzerinde yarattığı travmatik etkilerle birlikte, yara alır. İlişki travmaları, kişilerin kendilerine dair yetersizlik veya değersizlik düşünceleri geliştirmelerine sebep olabilir. İlişki sürecinde kendisini; yetersiz, değersiz, yalnız olduğu gibi düşüncelerle birlikte çaresiz hissetmiş kişiler, bu gibi düşüncelerin boşanma sonrasında ortadan kalkacağını sanabilirler. Fakat bunun bir garantisi olmayacağı gibi, kendimizi mutlu, huzurlu hissetmenin tamamen kişinin kendi elinde olduğu da bilinmesi gerekmektedir. Genel olarak boşanmanın sebepleri: Güven sarsıcı davranışlar, cinsel ilişkiden kaçınma, eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama, eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi, aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma, eşini sevmediğini beyan etme, eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kalma, eşin ev işlerini yapmaktan kaçınması, eşlerin çocuklarının bakımı, eğitimi vs. ilgilenmemesi, evlilik sırlarının başkalarına anlatılması, Eşin ahlaksızlıkla itham edilmesi.” açıklamasını yaptı.

Sorun yaşayan ailelerin mutlaka uzman desteği alması gerektiğini belirten Özkaya; “Bu tarz sorunları aile olarak yaşayan çiftlerin öncelikle psikologlar, aile danışmanları veya aile terapistlerinden destek alması gerekiyor. Bir uzmana danıştıktan sonra sorunlar tespit edilip, sorunların üzerine giderek çözümü sağlanabilir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.