Eşler arasındaki en sık görülen tartışmalardan biri “beni sevmiyorsun, eğer sevseydin………… yapardın” ve karşılığında “sevmeseydim boşanmış olurdum” tartışmalarıdır.

“Eşim beni sevmiyor” diyorsun ve devam ediyorsun;

“Bir şey anlatmaya kalksam hemen lafımı bölüp neler yapmam gerektiğini kendi kafasına göre söylemeye başlıyor. Aslında, ben sadece beni anlasın istiyorum ama o hemen, şöyle yapsaydın böyle söyleseydin diyor, laflarımı bitirmemi engelliyor. Ben de öylece kalakalıyorum. Ya bir anlatayım diyorum ama ne fayda, bunlarla kafanı doldurma boşuna, at gitsin, güzel güzel oturalım, benim de kafamı şişirme diyor.

Şöyle oturup muhabbet edelim desem ya telefonuyla ya televizyonla ilgileniyor, ben konuşurken yüzüme bile bakmıyor. Söylediklerime de boş laf bunlar, aslı astarı olmayan şeyler diyor.

Saçlarımı kestirmiş ya da boyatmış oluyorum veya yeni bir şey giymiş oluyorum, farkına bile varmıyor. Fark etmedin bile, beni önemseseydin fark ederdin dediğimde ise sürekli seni mi takip edeceğim, benim bir sürü derdim var zaten, diyor. Artık benden önemli neyi varsa. Bana hiç değer vermiyor.

Yaşadığım bir sorunu anlatıyorum, hemen amma da abartıyorsun, bunda bu kadar dert edecek ne var, boş ver gitsin diyor. Anlatacaklarım ağzımda kalıyor.

Evde o kadar çok iş yapıyorum, kendi isteklerini daha ağzından çıkarken anlıyorum ve harfiyen yerine getiriyorum, çocukların her bir ihtiyacına koşuyorum, bütün bunlar yetmezmiş gibi hem onun annesi gilin hem benim annem gilin her işine koşuyorum gene de yaranamıyorum. Görmüyor bile.

Çocuklara da aynı, onlarla da doğru dürüst ilgilenmiyor. Bir şey söyleyecek olsalar başından savıyor ve sadece dersleriyle ilgili konuşuyor, o da hadi gidin derslerinizle ilgilenin demek oluyor.

Bazen beni gerçekten seviyor musun diye soruyorum, her dakka seviyorum demeye ne gerek var her gün eve geliyorum ya diyor. Eve geliyor ama sadece bedeni evde. Aklı evde değil ki. Ne beni ne çocukları gözü görüyor.

Akşamları işleri bitirip çocukları uyutunca karşısına oturuyorum, fark etmiyor bile. Sanki ben görünmezim. Bekle bekle sonunda dayanamıyorum ve varsa yoksa telefonun, onda ne buluyorsun bilmiyorum. Yüzüme bak biraz da benimle ilgilen benimle konuş diyorum ve aynı konuşma başlıyor.

“Seninle ne konuşacağız ki şimdi yine şikayetlere başlarsın ne şikayetlerin bitiyor ne sitemlerin, sürekli bir suçlama sürekli bir memnuniyetsizlik. Yediğin önünde yemediğin arkanda, her gün evine gelen bir eşin var.  Bir insan daha ne ister anlamıyorum ki. Açta değilsin açıkta değilsin. Çocukların dizinin dibinde. Ben de kazanıyorum çok şükür hiçbir eksiğin yok. İstediğini alıyorum istediğini pişiriyorsun.

Ben dır dır istemiyorum. Eve gelince şöyle kafamı dinlemek istiyorum. Ama nerdeeee. Yok benimle ilgilenmiyorsun, yok beni dinlemiyorsun yok sen beni sevmiyorsun. Senin derdin ne anlamadım ki. Ayrıca ben senin neyini dinleyeyim ki. Hiçbir şeyden memnun olmuyorsun, bir de takdir et iyi ki varsın de. Bizim için çalışıyorsun, bütün gün yoruluyorsun de, güzel bir söz söyle, bir güler yüz göster.

Ya ben sana bir sıkıntın olunca boş ver dert etme kafana takma diyorum o bile suç oluyor, bir de sen beni anlamıyorsun diyorsun. Ben senin iyiliğin için diyorum ama tabi bunu anlamak için de iyilik bilmek lazım. Zaten çocuklara da sürekli beni kötülüyorsun. Akşamları benim yanıma bile uğramıyorlar. Senin yüzünden bana düşman kesildiler. Kendi yaptıklarını görmüyorsun sürekli suçu bana atıyorsun.” Diyor.

Her gece aynısı oluyor. Böyle karşılıklı bağırış çağırıştan sonra ben çekip yatak odasına gidiyorum ağlaya ağlaya uykuya dalıyorum. O da oturma odasında artık uyuyor mu ne yapıyor bilmiyorum. Sabah uyandığımda çıkmış oluyor.”

Özetle ne olacak;

Her iki eş de;

Evlilik ilişkilerinde kendi sorumluluklarına odaklanacak.

Suçlamaktan vazgeçecek.

Gitmezlikler konusunda sorumluluk alacak.

Kendini ben dili ile ifade etme, etkili dinleme, empati yapma, algıların farklı olduğunu kabul etme, birbirini değiştirmek yerine olduğu gibi olması konusunda destekleme ve kabul etme, önyargılarının farkında olma, bireysel ve cinsiyete özgü farklılıkların farkında olma vb. gibi becerileri edinip uygulama konusunda girişimde bulunacak.

Özünde her biri her birinin insan olduğunu akıllarında tutacak belki de sadece birbirlerini insan yerine koyarak iletişim kurduklarında sorunları büyük bir oranda çözülecek.

Önerilerimi emek ve çaba gerektiren bitmez bir yol olduğunu bilerek yazdım ve farkındayım.

Çünkü;

Evliliğin, karşılıklı olarak birbirinin mutluluğuna sonsuza kadar kendini adamak olduğunun ve bunun da bitmeyen bir emek ve çaba harcamaktan geçtiğinin de farkındayım…