Geçtiğimiz üç haftadan beri hayatımızda önemli bir yeri olan Celâl Çelik Abimizi anlatmaya çalıştık. Sevgili Efkan Vural Hocamız kendi form sitelerinde ve yazılarında yüz bölüm hâlinde ayrıntılı bir şekilde Celâl Çelik’in hayat hikâyesini aktarmış. Bizlerde kendisinden alıntı yaparak siz okuyucularımızla paylaşmaya gayret ettik. Efkan Hocam yazısının son bölümünde Celâl Abi’nin hayatını anlamlandıran,gençlere nasihat noktasında kullanılan ifadeleri 100 madde hâlinde ortaya koymuş, bizlerin istifadesine sunmuş. Bizde bu yazımızda bilgelik kokan cümleleri derleyerek sizlerle paylaşmak istiyoruz.

İşte hayata dokunan tespitler:

1-Engelli olmak bana Rabbimden bir hediyedir. Hayat öylede böylede geçecek ve hepimizöleceğiz.

2- Hiçbir engel, Allah’a kul olmaya engel değildir.

3-Ziyarete bahane gerekmez. Dostlarınızı, hastaları ve size ihtiyacı olanları ziyaret ediniz.

4-Engelli olmak veya sağlıklı olmak elimizde değildir.Sakın alay etmeyiniz.

5-Allah her topluma engelli insanlar göstermiştir ki gören ve düşünen insanlaribret alsınlar, kendilerini düzeltsinler.

6-Namaz kılan insan her türlü haramdan, günahtan uzak yaşar.

7- Eşine karşı inadı bırak,harama karşı inadı bırakma!

8- Hastalığım hep ilerledi. Artık heran ölüm gelebilir. Kıldığım her namazı son namazım olabilir diye kılıyorum ve dua ediyorum.

9- Şimdi komşunun kapısını çalan yok. En entelektüelimizbile haftada birkaç dizi seyrediyor. Gençler desen internetli,tabletli, ayrı dünyalarda...

10- Allah’a samimi göz yaşlarıyla edilendualar ile Allah başımıza gelmiş ve gelecekbütün sıkıntılardan kurtarır.

11-Sevgi bu kâinatın mayasıdır. Bizi birbirimize bağlayan görünmez bağdır.Sevgi olmazsa hayat cehennem olur

12-Uyanık olalım,izleyeceğimiz program doğru seçelim dine, ahlaka, geleneklere aykırı dizi ve filmler izlemeyelim.

13-Yaz tatili için plan üstüne plan yapan insanlar, ölüm sonrası ebedî hayatlarını düşünmüyorlar.

14-Allah başımıza gelen sıkıntı, bela, kaza, hastalık gibi hiçbir olayı hikmetsizyaratmaz. Hikmet demek, gizli manevi sebep demektir.

15- Keşke sağlıklı olsam, büyük bir camide alnımı secdeye koyabilsem…

16-Namazsız yıllarıma acıyorum. Namaz kalbime öyle huzur veriyor ki, namaz kılarken Allah’ın büyüklüğünü ve engin merhametini düşünüyorum.

17-Sevgi bir gıdadır. Aynen yemek gibi... Nasıl ki yemek yemeyen çocuk büyüyemezse, yeterince sevgi gıdasını almayan insanlarda ruhen büyümezler. Sevginin tartısı fedakârlıktır.Fedakârlık yapmayanların sevgisine inanılmaz.

18-Ben santralcilik mesleğiyle uğraşırken, bir telefon santralinin kartını 40 santimetrekarelik geniş alana, üç ayda sığdıramazken, Allah dünyadaki katrilyonlarca arının beynindeki kartı, milimetrekarenin onda biri yere nasıl sığdırıyor ve kimbilir kaç katlı?

19- Huzur ve mutluluk, çaresiz bir insana çare olmaktır.

20- Ay sonunda elektrik, su ve doğalgaz faturasını ödemezsek hemen kesiyorlar. Değil mi? İşte beş vakit namaz ile saymaktan âciz olduğumuz nimetlerin günlük faturasını ödemiş oluyoruz.

21-Allah dünyayı güneşle lamba gibi aydınlatıyor, ısıtıyor. Şairin dediği gibi hava bedava, su bedava değil... Namazı kılmazsak ahirete borçlu gideriz.

22-Cennet, Allah’ın ahirete borçsuz gelen sevdiği kullarına bir ikramıdır, lütfudur.

23- Allah insanları, yaşlanınca hayatı tersine döndürüyor, çocukluğu gibi güçsüz, yine bebek gibi bakıma muhtaç, dişsiz yaptığını anlatıyor.Onun için bu fani dünyaya bağlanmayalım, aklımızı çalıştıralım.

24-Günümüzde gençlerimizinen büyük problemi örnek alacağı şahsiyetlerin olmaması... Gençlerimizin çoğu futbolculara, dizi oyuncularına hayranlık besliyorlar.

25- İstanbul iki şeyle fethedildi. Birincisi, Fatih Sultan Mehmet çağın en son teknolojisiyle orduyu donattı ve ikincisi toplumdaki hemen herkesin gözyaşıyla dualarıyla... Fatih Sultan Mehmet geceleri planlar hazırlarken, Akşemseddin gibi âlimler sabaha kadar namaz ve gözyaşıyla Allah'ayalvarıyorlardı. Evet, İstanbul maddi ve manevi güçle fethedildi.

26-Param çok diye güvenme... Ağaca yaslanma çürür, insana güvenme ölür...

27-Çok istediğimiz şey olmuyorsa bir hayır vardır. Bu hastalık benim için ceza değil, cenneti kazandıracak bir sabır imtihanıdır. Sabretmeyi bu hastalıkla öğrendim. “Allah sabredenlerle beraberdir.” ayeti ışığım oldu.

28- Bu imtihan dünyasında, hastalıklarda, kazalarda, zenginlikte, şöhrette, güzellikte, mutlulukta, makamda, fakirlikte, açlıkta, sevinçte, beden sağlığımızda her şey geçicidir...

29-Aklın gıdası ilim, mantık, bilim ve fenlerdir. Kalbin gıdası ise sahibini bulmak onu tanımaktır; tespihtir, namazdır, duadır, ibadettir. Biri eksik oldu mu, insan da eksik olur.

30- Madenciler karanlıkta başlarındakiışıkla önlerini görüyorlar. İnsan da şu karanlık dünyada Kur’an’ın nuruyla bakarsa ileriyi görebilir. Aklımızın ışığı Kur’an’dır.

31- Engelli veya sağlıklı aklı başında olan her insan, ayette Rabbimizin buyurduğu gibi dünyada imtihandadır. Allah, karnelerimizi kıyametten sonra bizi yeniden dirilttiğinde mahşerde verecek.

32-Ben milyonlarca engelliden sadece birisiyim. Her insan bir romandır.Dertsiz insan yoktur.

33-Gençken bir kıza âşık oldum. Sonra birdaha görüşmedik. Şimdi anladım ki içimdeki aşk ilahi aşkmış. Ben beşeri aşk ile ilahi aşkın stajını yapmışım.

34-Namaz kılarken şeytan vesvese veriyor, diyor ki"Çabuk kıl namazını, maç başlıyor."Ben de namazımı hiç acele etmeden usulüyle, huşu ile kılıyorum.

35- Bir gözlük kendi kendine olamaz. Mutlaka yapan bir usta vardır. Peki en gelişmiş kameralardan daha mükemmel gözü yapan bir sanatkâr yok mudur? Gözlüğü alırken ustaya teşekkür ediyoruz. Peki neden gözümü yaratana teşekkür etmiyoruz…

36- Bir sağlıklı insan namaz kıldığında diyelim ki on sevap alıyor. Bir engelli ise samimiyetine göre yüksek katsayı ile belki yediyüze kadar sevap alabilir.

37-Engelli olan biz miyiz? Yoksa asıl engelli yaşamanın anlamını çözemeyenler midir sizce?

38- Bilgisayardaki pilin ne zaman biteceği görülüyor, ama insanların pilinin ne zaman biteceğini bizler bilemiyoruz. Ancak Yüce Allah bilir. Her insanın şarjı aynı gitmeyebilir. Ölenler hep ihtiyar mı? Yüce Allah her gün çevremizde ve televizyonlardaki yüzlerce ölüm haberiyle bizlere gösteriyor ki, ölüm kaçınılmazdır ve her yaşta her an karşılaşabiliriz...

39- Ey engelli kardeşlerim! Lütfen kendinizi üzmeyiniz, Eğer çok sağlıklı olsak bile,madem ki yaşlanacağız, madem ki öleceğiz, bu dünyada yapılan incir çekirdeği kadar bile iyilik veya kötülüğün birgün karşılığı var; o hâlde verilen bu engele sabredelim ki cennetteki makamımız yükselsin. Sağlıklı bir insanın şükretmesiyle, engelli birinin şükredip kazanacağı sevap çok farklıdır.

40-Engelliye bakan ana baba, kardeşler isyan etmeden sabırla, belki de bir ömür boyu meşakkatlere katlanacaklar. Etrafında engelli komşusu veya tanıdığı olan ona güzel muameleyle duasını alıp sevap kazanacak. Ödül, ahirette cennettir inşallah.

41-Neden Kitap Yazıyorum?Bunun cevabı aslında çok basit; Benden geriye faydalı bir eser kalması için, böylelikle ölünce amel defterimin kapanmaması için, bu kitabı yazıyorum. “Ey gökleri ve yeri yaratan Yüce Rabbim! Güzel ve faydalı bir kitap yazmam için bana yardım eyle. Canımı seve seve vereceğim vatanımın gençlerinin imanlı gençler olarak yetişmesini nasip et. Allah’ım bu kitapta hep doğruları anlattım. Sen de gençlerimizin doğru yolu bulmasında bu kitabı da vesile eyle. Allah’ım sen biliyorsun ki benim bu kitaptan hiç bir maddi beklentim yok. Senin yardımınla senin rızanı kazanmak için yazıyorum.

42-Program sunucularının kulaklıkla gelen sesleri ve talimatları uygulamalarıbana şeytanı hatırlatıyor. Şeytanda aynen o kulaklık sahnesi gibi kulağımıza kötü şeyler fısıldıyor. Fakat bizler o düşünceyi hemen uyguluyoruz. Hâlbuki zihnimize düşen o vesveselerin şeytandan olduğunu bilsek kendimizi kontrol edeceğiz.

43-Arkadaşlar ne iş yaparsanız yapın uzmanı olun, aranılan bir eleman olun. Ayakkabı bile boyasan, işini öyle güzel yapmalısın ki herkes sana gelsin.

Kalın sağlıcakla.