Uzaktan akrabası da olan öğretmeninden alınan karaciğer parçasının nakledildiği Naciye, tıp fakültesini kazandı, misyonunu “nakil hastalarına umut” olarak belirledi Hayatını tehdit eden yüksek kolesterol yüzünden karaciğer nakli olmak zorunda kalan Naciye Dereli (19) artık bir doktor adayı. Hastane günlerinde dahi test çözerek hazırlandığı üniversite sınavında başarılı olup Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan Naciye, hayallerine kavuşmanın sevinci yaşarken, misyonunu da belirledi. Doktor adayı genç kız, “Şifa bekleyen hastalara umut olmak adına organ bağışı ve organ nakli konusunda elimden geleni yapacağım” dedi. TEŞHİS 6-7 YAŞLARINDA KOYULDU Karaman’da yaşayan Kübra- Ahmet Dereli’nin iki kızından biri olan Naciye Dereli, kötü kolesterol denilen LDL değerinin normalden çok yüksek olması nedeniyle küçük yaşta hastanelerle tanıştı. Naciye’ye 6-7 yaşlarındayken “hiperkolesterolemi” tanısı koyuldu. Çocukluk yaşlarında 100-110 aralığında olması gereken LDL düzeyi binlere ulaşan, yüksek kolesterol yüzünden dirseklerinde yağ bezeleri çıkan Naciye’nin bu durumuna karaciğerindeki bir protein eksiğinin yol açtığını saptandı. Yüksek kolesterolün, özellikle kalp damarlarının çevresinde plaklar oluşturarak erken dönemde kalp damarlarının tıkanmasına ve kalp krizi denilen tablonun gelişmesine neden olması yüzünden hayatı tehdit altında olan genç kız ve ailesi yıllarca bu derde çare aradı. Naciye her 15 günde bir Ankara’ya Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne giderek kanının temizlendiği plazmaferez cihazına bağlandı. Bu gidiş gelişlerde hayatını tehdit eden hastalıktan karaciğerinin değişmesiyle kurtulabileceği söylenen Naciye’ye karaciğer nakli önerildi. İyileşme umuduyla büyük sevinç yaşayan Naciye Dereli karaciğer nakli için İzmir Kent Hastanesi’ne başvurdu. Ancak Naciye’nin rahatsızlığının genetik olması genç kızın önüne büyük engel olarak çıktı. Naciye’ye anne, baba ve abla Emine’nin yanı sıra çok yakın akrabalarının verici olamayacağı bildirildi. Nakille iyileşmeyi umarken, bir anda verici sorunuyla karşı karşıya kalan Naciye’ye 2012’de 17 yaşında, 11. sınıf öğrencisi olduğu Karaman’ın Ermenek İlçesi’ndeki İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi’ndeki Beden Eğitimi Öğretmeni, 4. kuşaktan da akrabası olan Orhan Dereli gönüllü oldu. ÖĞRETMENİ 4. KUŞAKTAN AKRABASIYDI, GÖNÜLLÜ OLDU Yapılan tetkikler sonucunda Orhan Dereli’nin donör olmasında engel bulunmadığı belirlendi ve Naciye ile öğretmeni 3 Mayıs 2012 günü nakil için İzmir Kent Hastanesi’nde ameliyat masasına yattı. Nakli Doç. Dr. Murat Kılıç ve Doç. Dr. Murat Zeytunlu başkanlığında Prof. Dr. Mehmet Alper, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen ve Dr. Onur Duygu’dan oluşan ekip gerçekleştirdi. Başarılı geçen nakil sonrasında hızla iyileşen öğretmen Dereli ile öğrencisi Naciye taburcu edildi. Mayıs 2012’de nakil için yattığı Kent Hastanesi’nde üniversite sınavlarına hazırlanan, fırsat buldukça hasta yatağında test çözüp tıp fakültesi hayalleri kuran Naciye Dereli, hedefine bir yıl gecikmeyle ulaştı. Nakilden sonra son sınıfı okuyup başarıyla mezun olan Naciye, o yıl girdiği üniversite sınavında istediği puanı alamadı. Bunun üzerine bir yıl yeniden sınava hazırlanan Naciye 2014 üniversite sınavında Denizli Pamukkale Tıp Fakültesi’ni kazandı, hayalleri gerçek oldu. Şimdi ailesinden uzakta Denizli’de tıp öğrenimine başlayan genç kız, karaciğer nakliyle ikinci hayata başlamış bir hasta olarak önemli bir misyon belirledi. Nakil bekleyen, nakil olan hastaları çok iyi anladığını, onlara yardımcı olabilmek için çabalayacağını belirten doktor adayı Naciye Dereli, hedefi olan tıp fakültesini kazanmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Henüz branş konusunda bir karar vermediğini belirten genç kız şöyle konuştu: NAKİL HASTALARINA DESTEK VERECEK “Doktorlarla, hastanelerle çok küçük yaşlarımdan beri iç içeyim. Oralarda hep hasta olarak bulunmuştum. Şimdi doktor adayıyım. Henüz yolun çok başındayım ama şimdi öğrenci ileride de doktor olarak organ nakli ve organ bağışı konusunda elimden geleni yapmaya çalışacağım. Bana yeni hayatın kapılarını hem akrabam hem de öğretmenim olan Orhan Dereli açtı, ona minnettarım. Benim gibi şanslı olmayan, donörü bulunmayan hastalar var. O nedenle organ bağışı çok önemli. Çabalarım organ nakliyle yeni hayat bekleyen hastalara yol gösterici, organ bağışı ve farkındalığını artırma yönünde olacak” dedi. HİPERKOLESTEROLEMİ DE KARACİĞER NAKLİ NEDENİ Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Naciye Dereli’yi karaciğer nakline götüren nedenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Kolestrol değeri genel olarak normalde her yaş grubunda değişmekle birlikte 130’un altında olması isteniyor. Çocuk yaşta bu değer 100- 110’a düşürüldü. Naciye’nin halk arasında kötü kolestrol denilen toplam kolesterolü normalin çok üzerindeydi, binlere ulaşıyordu. Bu kadar yüksek kolesterol, özellikle kalp damarlarını çevresinde plaklar oluşturarak erken dönemde kalp damarlarının tıkanmasına ve kalp krizi dediğimiz tablonun gelişmesine neden oluyor. Ve bu şekilde de çok büyük çapta olmayıp, küçük küçük krizler bu çocuklarda ileride kalp yetmezliğine neden oluyor. Kalbin çalışmasını bozuyor ve ani ölümlere neden oluyor. Yağların kanda taşınmasını sağlayan proteinler karaciğerlerde yapılıyor. Bu kolesterol taşıyan proteinin yapımında doğuştan bozukluk olduğu zaman bu tür kolesterol yüksekliği oluyor. Naciye’deki de durum da buydu, protein eksikti. Karaciğeri sağlam ama olay karaciğerde gerçekleştiği için normal protein üretimi yapan karaciğer yerine konulduğu zaman bu olay çözümlenmiş oluyor. Buradaki önemli nokta şu; yaş ilerledikçe bu damarlardaki değişiklikler daha çok yerleştiği için kalbin durumu karaciğer nakline de izin veremiyor. O yüzden kalp çok etkilenmeden özellikle daha erken dönemde karaciğer nakli yapılarak bu hastalarda kalp hastalıklarını, erken ölümleri önleyebiliyoruz. Şu anda artık ilaç da kullanmıyor, kolesterolü normal düzeyde. Daha önce sadece ilaç kullanmıyor kandan kötü kolesterolü plazmaferez yöntemiyle temizleniyordu. Bu hem maliyeti yüksek hem de sadece geçici çözüm oluyordu. Dirseklerde, büklüm yerlerinde özellikle, kollarda yağ depolanmasını gösteren nohut büyüklüğünde oluşumları vardı. Bunlar da artık kayboluyor.”