“Ya öğrenen ol ya öğreten ol. Üçüncüsü olma helak olursun!..”
Nice kimseler var ki bize çok şey öğretti. Onlar hayatımızın kahramanları. O kadar çok şey öğrettiler ki bir kervan yükü para verseler öğrendiklerim yanında değersizdir!..
Onlar bize okumayı, anlamayı, anladıklarımızı hayata geçirmeyi öğretti..
Düşünmeyi öğretti
ler bizlere. Düşünmenin farz olduğunu, düşünmemeyi telkin eden her hissin şeytan işi olduğunu öğrettiler!..
Onlar bize biz olmayı, 
bizi biz yapan değerleri öğrettiler. Ben olmayı değil biz olmayı!..
Onlar bize esas bilgeliğin diğerlerini çoğaltmak değil değerleri yaşatmak olduğunu öğrettiler!..
Bize imanın en büyük imkan olduğunu, imanın tekeden süt çıkartacağını, 
imansız olan paslı yüreklerin sinede yük olduğunu onlar öğretti bize!..
Belki tatlı dilin yılanı dahi deliğinden çıkartacağını biliyorduk.
"Sevdirin nefret ettirmeyin. Müjdeleyin korkutmayın. Kolaylaştırın zorlaştırmayın!" nebevi ilkesinin farkındaydık. Ama sözün her türlüsünü dinlemeyi en güzeline tabi olmayı, gücün sözcülüğüne değil sözün gücüne inanmayı, sesin desibelini değil sözün gücünü yükseltmeyi hayat felsefesi haline getirmek gerektiğini de öğrendik!..
Tatlı dilin yılanı dahi deliğinden çıkartacağını da biliyorduk.
"Sevdirin nefret ettirmeyin. Müjdeleyin korkutmayın. Kolaylaştırın zorlaştırmayın!" nebevi ilkesini de...
Ötekileştirici, yabancılaştırıcı, başkalaştırıcı, yaralayıcı, cepheler açıcı, düşmanlaştırıcı, duvarlar örücü, sınırlar oluşturucu dilin ne büyük bir felakete yol açtığını / açabileceğini onlar öğretti bize..
Ama sözün her türlüsünü dinlemeyi en güzeline tabi olmayı, gücün sözcülüğüne değil sözün gücüne inanmayı, sesin desibelini değil sözün gücünü yükseltmeyi hayat felsefesi haline getirmek gerektiğini de onlardan öğrendik bizler!..
Müslüman olmanın ne büyük erdem olduğunu, İslam ile insan arasındaki engelleri kaldırmanın ne büyük büyük bir cihad olduğunu öğrenmekte onlar sayesinde oldu.
Din, akıl ve bilim üçlüsünün hakikat duvarlarını örmek için şart olduğunu, aklımıza ruhumuza ve tüm benliğimize vahiyle abdest aldırmak gerektiğini onlar bize öğrettiğinden bu yana anlamlı bir hayatın kapısını araladık bizler.
Onlar bazen bir kişi idi, bazen bir grup, bazen bir külliyat, bazen bir mektep, bazen bir akil insan, bazen bir öğretmen, bazen bir makale, bazen bir aktivist, bazen bir akademisyen, bazen bir şair, bazen bir yazar bir düşünür bir araştırmacı idi.

Selam olsun onlara!..