Eski Kültür Merkezi’nin önüne kadar sloganlar atarak yürüyen gençler, basın açıklaması yaptı.
Aralarından bir sözcü seçerek açıklama yapan gençlerin açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Yüz yıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen İsrail, yine pervasız eylemlerine yenisi ekledi, bombalardan kurtulan insanların sığındığı hastaneyi bombaladı ve pervasızca zulümlerine hala devam ediyor.
Bunca zamandır İsrail’in zulümlerini Tel’in için toplandık, zalimlere karşı nefretimizi haykırdık. Kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissederek duaya durduk, kıyama kalktık.
Günlerdir ölüm olup Gazze’nin üstüne bombalar yağdıran, küçücük bir toprak parçasında 2 milyonu aşkın insanı evsiz yurtsuz bırakan, su ve elektrik gibi can damarlarını kesen, hiçbir kural tanımadan savaş suçları işleyen tarihin en büyük terör örgütü İsrail’i, hamileri Amerika ve Avrupa’yı, lanetlemek için buradayız!
Dünya başlarına yıkılsa da bir adım geri atmayan Gazzeli kardeşlerimizin acısını paylaşmak, İsrail’e unutulmaz bir şok yaşatan Mücahitlerinin yanında olduğumuzu haykırmak için buradayız!
İlk kıblemiz, haremimiz, etrafı mübarek kılınmış Mescidi Aksa’mız, her gün terörist İsrail ve Yahudi işgalciler tarafından düzenlenen baskınlarla taciz ve tahkir ediliyorken, sokaklarda masum siviller kurşuna diziliyorken, on yaşında çocuklar tutuklanıyorken, hastaneler, camiler bombalanıyorken Gazze’de ambargo ve abluka şiddetini artırmışken, sadece Filistinli kardeşlerimizin değil tüm Müslümanların izzeti her gün her an çiğnenmeye devam ediyorken gerçekleştirilen operasyonlar, yalnız İsrail’e değil, dünyayı kana boğan tüm zalimlere verilmiş bir cevaptır.
Dünyayı zulüm kulelerinden tahakküm ile yöneten kafirlere karşı bir avuç mücahit, bir kere daha; arzın yegâne ve mutlak sahibinin Cenâb-ı Allah olduğunu hatırlatmış, delinemez, geçilemez, yapılamaz denilen ne varsa hepsini yapmıştır. Milyarlarca dolar harcanan sistemler, uydular, istihbarat ağları, silahlar ve hepsinden önemlisi yenilmezlik algısı yerle yeksan olmuştur.
Tüm İsrailliler, Filistin topraklarında işlenen her suça ve işgale doğrudan ortaktır. Evlerinden kovulan Filistinlilerin mülklerine istilacı böcekler gibi koşuşturarak doluşan tüm Yahudiler işgalcidir, zalimdir.
Bu kadar zulme ortak olmalarına rağmen Filistinli kardeşlerimizin büyük bir hassasiyetle merhametli tavırları ortadadır. Bu mesele bahane edilerek ortaya konulmaya çalışılan algı, zalimlerin zulümlerini gölgelemeye çalışmaktadır.
On yıllardır, dünyanın her yerinden Filistin’e gelip ben çalmazsam başka bir Yahudi çalacak diyerek Filistinlilerin hayat hakkını elinden alan, Kudüs’ün tarihi sokaklarında Filistinli ninelere saldıran, çocuk yaşlarından itibaren silah eğitimleri alan bir topluluk, sivil değildir, milis kuvvetlerdir.
İslam ülkelerinin suskunluğunun bedelini Filistin halkı canıyla malıyla ödemektedir. Müslüman toprağı olan Kudüs’ü başkent olarak ilan eden İsrail, Kudüs’te mahalleleri boşaltmakta, Gazze’de ablukayı sürdürmekte, Batı Şeria’da Müslümanların arazileri üzerinde yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmekte, Mescidi Aksa ’ya yönelik tecavüzlerini günbegün arttırmaktadır.
Daha önce haykırdığımız gibi yine buradan haykırmayı bir vazife biliyoruz:
İsrail’in başkenti ne Kudüs ne de Tel Aviv’dir. İsrail’in başkenti cehennemin dibidir!
Siyonist lobiler ile dünyadaki terörün ana merkezi olan ABD'nin İslam coğrafyasında yaptıkları katliamlar, işgaller, tecavüzler, sömürü faaliyetleri ayan beyan ortadadır. Kafirlerin birbirlerini nasıl desteklediğini görmemek için kör, duymamak için sağır, dertlenmemek için vicdan ve izandan yoksun olmak gerekir.
İşte Amerika, İngiltere Doğu Akdeniz’de konuşlandırdıkları filolarla İsrail’in emrine amade olduklarını, olası bir savaşa karşı onu korumak için ne gerekiyorsa yapacaklarını ilan ediyorlar. Avrupa ve diğer batılı ülkeler İsrail’in zulümlerine karşı çıkanları hapse atmakla, sınır dışı etmekle tehdit ediyorlar.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz! Bizler ancak Allah’tan korkar ve ona itaat ederiz. Bizi sindiremeyecek, korkutamayacak, yok edemeyeceksiniz! Yüz yıllarca haçlı seferlerini nasıl püskürttüysek, Kudüs’ü defalarca nasıl fethettiysek, İstanbul’u nasıl İslam’ın başkenti yaptıysak, Allah’ın arzında adım atmadık yer bırakmadıysak yine yaparız, yine yapacağız. Allah’ın yardımı bizimle olduğu sürece ancak biz galip geliriz!
İşte bu inayete nail olmak için Müslümanların Filistin davasına gerekli önemi ve önceliği vermesi, tüm maddi ve manevi desteğin mücahitlerin hizmetine sunulması şarttır. Kudüs ve Mescidi Aksa için gayret göstermek imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir.
Buradan başta ülkemiz olmak üzere tüm Müslüman devlet yöneticilerine sesleniyoruz: malımızla canımızla Aksa’nın hizmetindeyiz. Siz de bu zulmü kökten ortadan kaldırmak için halklara öncülük edin.
Kendine Müslümanım diyen herkes hatırlamalıdır ki; Elbet bir gün toprak olacağız, tek gayemiz Allah’ın rızası olmalıdır. Rıza-i ilahi ancak Müslümanların sevindiğine sevinmek, üzüldüğüne üzülmekle olur.
Cenab-ı hak İsrail’e karşı çarpışan yiğit kardeşlerimize kuvvet versin, attıklarını isabet ettirsin, aksa tufanı operasyonunu mutlak zaferin ve özgür Kudüs’ün habercisi eylesin!
Zafer İslam’ındır. Zafer Allah’ındır. Zafer inananlarındır. Zafer yakındır!