Güçlü devlet , bizi korumak için vardır ama Aristo`nun ustası Platon`u eleştirirken sorduğu gibi `` Bizi koruyucularımızdan kim koruyacak?`` İnsanlar devlet öncesi doğa durumundan , akıllarıyla doğal hukuk ilkelerini bularak bir toplum sözleşmesi yoluyla çıkmakta ve devletli dönem başlamaktadır. Bir diğer deyişle devletin oluşumu üç aşamalı bir teorik kurguyla açıklanmaktadır: Doğa durumu , toplum sözleşmesi ve devlet toplumu.  Yani kısaca belirtmek gerekirsek Devlet kendiliğinden oluşan organik bir yapı değil , sosyal ve siyasal sözleşmelerle insan iradesi ile kurulan yapay bir kurumdur. İnsanlar , tarihsel süreç boyunca doğadan ve doğal olandan gittikçe uzaklaşmış ve kendi yarattıkları yapay ihtiyaçların peşinden koşarak kendilerini diğerlerine bağımlı , kul ve köle haline getirmiştir . Rousseau`nun ifadesiyle insanlar özgür doğdukları halde her yerde zincire vurulmuşlardır. ` özgür doğan insan ` zaman içinde ` toplumsal köle  ` haline gelmiştir.  Devlete boyun eğmenin nedeninin birisi de toplumun başka türlü var olamayacağı düşüncesidir. Üstün insanlar , sıradan insanlar ve köleler arasında aslında öz olarak hiçbir fark yoktur ama eğer onların farklı olduğuna inanırsak istikrarlı ve sağlıklı bir toplum kurabiliriz. Bu şekilde  insanlar büyük tanrılar , anavatanlar ve anonim ortaklıklar hakkında hikayeler icat ederek ihtiyaç duyulan toplumsal bağları sağladılar. Düzenin bozulmaması ve itirazların olmaması adına ise bir teori de Platon ortaya koymuştur. Platon bu teori de üç yalan üretmiştir: Toprağı altın , gümüş ve demir olanlar… Toprağı altın olanlar bizi yönetenler , toprağı gümüş olanlar koruyucularımız , toprağı demir olanlar ise işçiler olacak şekilde belirlemiştir. Geçmişten bugüne baktığımızda aslında devletlerin yaptığı tek şey insanları aldatmaktır çünkü insanların aldanmaya ihtiyacı vardır yoksa insanlar kendilerini aldatmadıkça hayatta kalmayı beceremezler. Aldanmak için ise inanmak gerekir bu yüzden halkı halk yapan şey ise inanmaktır. Askerler , yargıçlar ve polisler neden inanmadıkları bir hayali düzeni korumak için uğraşsınlar ? Düzenin korunması için askerlerin ve polislerin tanrı , onur , vatan , erkeklik veya para gibi şeylere inanmaları gerekir. Devletin insanları inandırdığı bir diğer şey ise yasalardır çünkü yasalar toplumsal rahatı düzenleyen  sosyal hayatta kişiler ile kişiler veya kişiler ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen zorunlu kurallardır.  Bu nedenle devlet yasalarla yurttaşları inandırarak birleştirmek ve toplumsal düzeni sağlamak ister.