“İçi huzurum yok” diyorsun ve devam ediyorsun. “Hayatımdaki en büyük eksik huzur. Gittiğim her yerde, kurduğum her ilişkide ve yaptığım her şeyde huzur arıyorum ama bulamıyorum”

Huzur diye aradığının ne olduğunu anlamlandırmayı istiyorsan ve huzuru yaşamına koymak istiyorsan aşağıda yazacaklarım işine yarayabilir.

Huzuru, yaşadığı anlık hazlarda arayanlar;

Yaşamının gerçekleri ile yüz yüze geldiğinde sana verdiği acıdan kaçmak için kendine oluşturduğun sanal her şey gerçeklerinden kaçmaya devam etmeni pekiştirir. Kaçarken kullandığın yollar sadece kendini mutluymuşsun gibi zannetmeni sağlar. Alkol, madde, internet, teknoloji vb. bağımlılıklar yaşamının gerçeklerinden uzaklaşmak ve kaçmak için kendin için oluşturduğun kaçma yollarıdır. Anlık, geçici ve sanal hazlar o sığındığın meşguliyetlerin içindeyken gerçeklerinin acısının üstünü örtmüş gibi olur. Seçtiğin yollar böyle ise hayatının içinde kayboluyor yok oluyorsun demektir. Ayrıca üstünü örttüğün her şeyin altında kalmaya mahkumsun. Huzursuzluk devam eder!

Huzuru yaşadığı sevinçlerde arayanlar;

“Hedeflediğim herhangi bir şeyi başardığımda, kazandığımda veya istediğim bir şeye sahip olduğumda çok seviniyorum. Adeta havalara uçuyorum. Ama oraya kadar. Elde ettiklerim, elde ettikten sonra anlamını yitiriyor ve yenilerinin peşinden koşmam gerekiyor. Ömrüm yeni hedefler koyup onların peşinden koşmakla geçiyor.”  Diyorsan ve huzuru elde ettiğin bu sevinmelerde arıyorsan bulamazsın. Kendinden bu beklentin sürdürülebilir bir durum da değil. Her başarı, her kazanma ve her sahip olma seni sevindirebilir. Fakat o sevinçlerin aradığın o derin huzuru sana yaşatmaya yetmez. Yaşamında bütün amacın aklına koyduğun herhangi bir şeyi başarmak ya da herhangi bir şeye sahip olmak ve sürekli kazanmak sa ve sadece başarılı hissettiğin ve sahip olduğun sürece mutlu, huzurlu olacağına inanıyorsan, bu işin de sonu gelmez. Hele bir de başarmak, kazanmak ve sahip olmak için değerlerinden ödün veriyorsan “her yol mübah” diyorsan o başarın sana uzun vadede daha çok huzursuzluk verir. Huzursuzluk devam eder!

Ayrıca yaşam sadece kazanmak, başarmak ve sahip olmaktan ibaret değil. Yerli yerinde yaşandığında ve ederi verildiğinde kaybın, başarısızlığın, acının, hüznün, üzüntünün de kendine özgü muhteşem bir tadı vardır. Bazen de huzur, kendine olumsuz yaşantıları yaşamaya hakkın olduğunu kabul etmekte ve izin vermektedir.

Şimdi huzur nerdedir ona bakalım;

Eğer kendi canına, özüne odaklanırsan ve o can da muhteşem bir potansiyel olduğunu kabul edersen ve kendini kendine özgü tüm her şeyinle olduğun gibi kabul etmeyi başarırsan,

Beğendiğin yönlerine sıkı sıkıya sarılıp geliştirmeye devam edersen ve beğenmediğin yönlerini kendine özgü yöntemlerinle değiştirmek için elinden geleni yaparsan,

Değerlerinin farkında olup durumlar ve koşullar ne getirirse getirsin değerlerinden ödün vermeden davranırsan, yani için dışın bir olursa,

Yaşamın, “içinde bulunduğun o an”da gerçekleştiğini, “o an”da yaptıklarının bir “o an” bir de “gelecek” oluşturduğunu ve her yaşantının geçmişle bir bağı olduğunu kabul edip kendini anlamaya çalışırsan,

Kendine ve diğer insanlara yargılamadan oldukları hali ile, hoş görü ile ve hoşça bakabilirsen,

Yaşamındaki herkese kendilerine özgü yollar ve kendi özellikleri ile olabilecekleri en iyi insan olmaları konusunda yol verir ve destek olursan,

Dünyadaki her varlığa “mucize” olarak bakabilirsen,

Doğadaki tüm canlılara küçük büyük demeden yararlı zararı diye ayırmadan yaratılış amaçlarını kavrayıp ona göre anlam verebilirsen,

Dünyada, herhangi bir insanın yaşadığı herhangi bir şeyi senin de yaşayabileceğini yani insan olduğunu kabul edersen,

Eşin benzerin olmadığını ama bir o kadar da sıradan bir insan olduğunun farkında olarak davranırsan,

Her insanın iyi insan olarak doğduğunu ama yaşam yolculuğu sırasındaki yol uğraklarında kötülüğe bulaşabileceklerini ve kötülük de yapabileceklerini bilirsen,

Kötülük olasılıklarına karşı kendini güçlendirip önlemlerini alırsan,

Yaşamında her türlü duyguya yer verip hepsini her geldiklerinde bedeninde en değerli misafir kabul edip (bazen seni darmadağın etseler bile) elinden geldiğince ve en iyi şekilde ağırlayabilirsen,

Kendi yaşamına anlam katmanın yolunun senin dışındakilerin hayatına anlam katmaktan geçtiğini bilir, ilgi alanların ve yeteneklerin doğrultusunda elinden gelenin en iyisini hiç vazgeçmeden yapmaya devam edersen,

Yaşamına giren ve çıkan her kişi ve durumun mutlaka bir anlamı olduğunu fark eder ve anlamlarını kavrayıp sükûnetle kabul edersen,

Gelen her ne ise tüm içtenliğinle hoş geldin deyip, gidene güle güle diyerek gönül hoşluğu ile gönderebilirsen,

Acısı, kederi, hayal kırıklıkları, coşkusu ve neşesi ile hikâye olabilecek bir yaşam için çaba harcamaya devam edersen,

Huzur kendiliğinden sana eşlik eder.

İç huzurun bol olsun…