429—“Ben yaratılışta peygamberlerin ilkiyim, peygamber olarak gönderiliş itibariyle de sonuncusuyum.”

Sehavi Makasıd da şöyle demektedir: Bu hadis Ebu Nuaym Delail de, İbn Hatim tefsirinde, ayrıca İbn Lal ve onun tarikiyle de Deylemi Ebu Hüreyre’den merfu olarak rivayet edilmiştir. Ebu Nuaym Delail 1, 42: 3; Deylemi Firdevs 3. 282, 4850. Rivayette geçen Said b. Beşir adında ki ravi, münker-ül hadis olup Katade de münker rivayetlerde bulunan biri olarak bilinmektedir. (İbn Hacer Tenzihüt-Tezhip. Said bu hadisi Katade den rivayet etmektedir. Rivayetin zayıf olduğuna dair ayrıca Münavi, Feyz-ül Kadir ve Elbani, Silsiletül Ehadisü-z zaife ye bakılabilir.

Yine İbn Hacer, çeşitli tariklerle gelen ilavelerin zayıf olduğunu ve Zerkeşi nin aslı yoktu dediğini söylemiştir. Aliyyül Kari de Hadisin teknik standartları bakımından aslının olmadığını bildirir. İbn-ül Cevzi mevzuatında uydurma olduğunu söyler.

Bu hadisin ve benzeri lafızların hadis âlimleri tarafından bu kadar sayılan illetlerine rağmen bir kısım insanlarda lafız olarak olmasa da mana olarak sahih demişlerdir Hâlbuki Kur’an’ı Keriminde “Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. (Al-i İmran 144) Yine De ki: (Ya Muhammed!) Ben Elçilerin ilki değilim ve bende bana ve size ne olacağını bilmem. Sadece bana vahyolunana uyarım. Çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım. (Ahkaf 9)

Bu ayetlerde açıkça “Sen peygamberleri ilki değilsin, bunun böyle olduğunu söyle” diye Allah peygamberine emrettiği halde Peygamberin vefatından 150-200 sene sonra çıkan birileri, Peygamberimizi diğer peygamberlerden daha faziletli göstereceğiz diye hem Allah’a, hem peygambere iftira ediyorlar. Bu günün âlimleri geçinenlerde ayetlere rağmen bu iddiaları sürdürmeye devam ediyorlar.

430—“Allah vardı ve onunla beraber hiçbir şey yoktu. O Allah, şimdi de aynı hal üzeredir.”

Aliyyül Kari diyorki bu hadisin öndeki cümlesi sahihtir” fakat sonra ki: “Şimdi de aynı hal üzeredir” cümlesi vahdeti Vücutçu tasavvufçular tarafından uydurulmuştur” diyor. İbn Teymiye de, Hafız ibn Hacer Askalani de bunun uydurma olduğunu açıkça ifade etmiştir.

Vahdeti Vücut nazariyesini benimseyen tasavvufçulara göre Allah’tan başka yaratılan bir şey yoktur. Kâinatta görünen veya görünmeyen ne varsa Allah’ın zatıdır. Kimi yerde dağ, kimi yerde deniz veya ay, yıldız olarak tezahür eder. Bu tasavvufçulara göre Allah Evliya kullarının suretine girerek halka görünür” derler. Evliya, yani Allah dostu geçinenlerin tek derdi vardır, kendilerini Allah yapmak isterler. Bu sözü hadis diye bunlar uydurmuşlardır.

 431—“Ben bilinmeyen bir hazine idim. Tanınmak istedim. Bunun içinde bir varlık yarattım ve onlara kendimi tanıttım, onlarda beni bilip tanımış oldular.”

İbn Teymiye bu hadis hakkında şöyle söyler: Peygamberin sözlerinden değildir. Ayrıca ne zayıf, ne sahih ne de zayıf hiçbir isnadı mevcut değildir. Zerkeşi, Hafız İbn Hacer, Süyuti va daha başka âlimler bu konu da İbn Teymiye’nin görüşüne tabi olmuşlardır.

Acluni diyor ki: “Bu söz, tasavvuf ehlinin sözlerinde çokça geçen bir cümledir. Bunu esas alırlar ve kendilerine ait ilke ve prensiplerini bunun üzerine bina ederler. (Ahmet el Gazzi, el Ceddül hasis.)

Hadisi Kudsi adıyla yayınlanan bu iki uydurma hadis de tasavvufçuların uydurmasıdır.