387—“Bir dirhem kadar kan sebebiyle namaz iade edilir.”

Nevevi, Müslim’in mukaddimesinin şerhinde şöyle demiştir: “Buhari bunu tarihinde zikretmiştir. Ancak hadis ehline göre aslı olmayan batıl bir rivayettir. (Nevevi Şerhü sahihil Müslim.)

388—“Allah Âdem’i kendi suretinde yaratmıştır.”

Şaban Çitçi’nin bu hadis ile ilgili yaptığı tahriç değerlendirmesinden bir bölüm: Rivayetlerin sahih olduğunu söyleyen araştırmacı, “Bu hadisin bir insanın yüzüne vurmayı yasaklamak için söylendiğini de ifade etmiştir.

“Allah Âdem’i kendi sûretinde yarattı” ifadesine çeşitli itirazlar da olmuştur. Bu konudaki bir örnek, Hz. Ali’nin askerlerine hitabında görülür. el-Hâris el Hemedânî’nin naklettiğine göre; Hz. Ali’ye, askerleri içinde bazılarının ifrata kaçıp Allah’a teşbihte bulundukları haberi ulaştığında Hz. Ali insanlara hitap etmiş ve ikazda bulunmuştur. Rivayete göre: “Hz. Ali, Allah’a hamd ve senada bulunarak; Ey İnsanlar! Bu ârika’dan uzak durunuz dedi. İnsanlar: ‘Ey mü’minlerin emiri ârika nedir?’ diye sordular. Hz. Ali: ‘Allah’ı kendilerine teşbih edenlerdir’ diye cevap verdi. İnsanlar: ‘Allah’ı kendilerine nasıl teşbih ederler?’ dediler. Hz. Ali: Söyledikleri sözlerle, ‘Allah Âdem’i kendi sûretinde yarattı’ diyerek küfre düşen Ehl-i Kitâb’a benzerler. Hâlbuki Allah misli olmayan vâhid’dir. Onun vahdâniyyeti, kudret ve azâmeti kendine mahsustur. O, zatına mahsus irade, kudret ve ilmi ile dilediğini yerine getirendir... Çünkü O, yaratılmışların sıfatlarından herhangi biri ile tavsif edilemez, (Teşbihi) iddia edilen kendi dışındaki hiçbir şey ona denk değildir. İddia edilen şey batıl, Allah ise yücedir.” Rivayeti tenkit edenlerden biri de İmam Mâlik’tir. İmam Mâlik’e ‘Allah Âdem’i kendi sûretinde yaratmıştır’ hadisi hakkında sorulmuş, O bunu şiddetle reddedettiği gibi, başkalarına rivayet edilmesinden de nehyetmiştir. Bunu ilim sahibi insanların rivayet ettikleri söylendiğinde, ‘kim onlar” demiş? İbn Aclân’ın Ebu’z-Zinâd’dan rivayet ettiği haber verilince de: “İbn Aclân bu gibi şeylerden anlamaz” cevabını vermiştir. Her iki rivayette de söz konusu edilen ifadenin “Allah Âdem’i kendi sûretinde yaratmıştır” sözünden ibaret ve bağlamından kopuk bir metin olması dikkate değer bulunmuş ve Hz. Ali ile İmam Mâlik’in tepkilerinin bu noktada değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.

389—“Sizin en hayırlınız, ahiretini dünyası için, dünyasını da ahireti için terk etmeyen ve insanlara da yük olmayandır.”

Deylemi bunu Enes’ten rivayet etmiştir. Benzer bir lafız için bak. (Deylemi Firdevs, 3. 409) Hadisin uydurma olduğuna dair ayrıntılar için bak. İbn Ebi Hatim, İlelül Hadis. 4. 141; İbn ül Cevzi, el ilelül Mütenahiye, 2. 99; Münavi Feyzül kadir; Elbani Silsiletül Ehadisüz zaife.

390—“Dünya, ahiret ehline haramdır. Ahiret de dünya ehline haramdır. Dünya ve ahiretin her ikisi de Allah ehline (Evliya üllah’a) haramdır.”

Şimdi bu hadisten ne anlayacağız? Ahireti düşünenler, dünyayı terk ederler. Dünyaya kendilerini verenler ahireti düşünmezler. Peki, Ehlüllah denen Evliya ne yapacak? Dünya da haram, ahirette haram. Yani bunlar dünya ile hiç ilgilenmezler, ahireti de çantada keklik gördükleri için hiç sorumlulukları yoktur. Halbuki kendilerini Ehlüllah diye gösterenler, dünyaya en çok bağlananlar, Hatta ahiretlerini dünya nimeti kazanmak için bol keseden satanlardır.

Bu hadis hakkında Acluni şunları söylüyor: Deylemi’nin Firdevs te İbn Abbas kanalıyla rivayet ettiği bir hadistir. Münavi şöyle demektedir: İsnadında ki Cebele b. Süleyman’ı, Zehebi (Zayıf Ravi saydığı) Dufa’sın da zikretmektedir. İbn Main de bu kişi hakkında güvenilir değildir” demiştir. Rivayetin uydurma olduğu yönündeki bilgi için bak: Elbani Silsiletül Ehadisiz Zaife.