MEHMET TIRPAN
Süt Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Turan Kuzu, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği çiğ süt fiyatının 8 TL 50 kuruş olduğunu, bu ücrete ilaveten ise üreticilere 0,50 kuruşluk litre başı destek sağlandığını ancak Sivas’taki bir çok üreticinin bu desteklemeden yararlanamadığını söyledi.
Devletin 0,50 kuruşluk desteği soğuk süte verdiğini bu desteği de süt üreticilerinin büyük bir kısmının alamadığını aktaran Kuzu, “Kentte henüz soğuk süt zincirini oluşturamadık. Sivas üreticilerinden süt desteğini alan gerçekten nadir. Para kazanamayan çiftçi kendisine sütünü muhafaza edecek soğuk süt tankı da almıyor. Günümüzde yaklaşık 60 bin TL olan bu süt tankını alacak durumda olan pek nadir üretici var. Hal böyle olunca üretici sütünü muhafaza edemediği için piyasaya ucuz bir şekilde vermek zorunda kalıyor.” dedi.
Her yıl İl Özel İdaresi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün soğuk süt zincirini oluşturmak adına yüzde 65 hibeli 100 adet süt tankı alımına destek verdiğini ve farklı bölgelerde süt üretimi yapan besicilerin bu tankları aldığını aktaran Kuzu, “ Soğuk süt zincirinin yaygınlaşması ve çiftçilerin süt desteğinden faydalanması adına yapılan bu çalışma güzel ancak süt tankı alımın 500’e çıkarılması ve soğuk süt zincirinin bir bölgede kurulması önem arz ediyor. Her yıl belli bir bölge soğuk zincire kavuşturulsa üretici de ürettiği ve koruduğu değerli sütünü piyasaya değerinde satmış olur. Soğuk süt tankları farklı farklı bölgelere dağıtıldığında bu durumdan hem üretici hem de tüketici olumsuz etkileniyor. Bu konuda da belirli bir sınırlama getirilerek gerçekten süt üreten üreticilere tanklar verilmeli. Örneğin Sivas’ta uluslararası peynir üreten yerel firmalarımız var. Soğuk hava zincirini sağlayamadığımız için bu firmalara süt veremiyoruz. Şuan süt tedarikinde de bu firmamız sıkıntı yaşıyor. Sebep ise sütün soğuk zincir olmayışı. Yine soğuk süt zincirini sağlayabilirsek Konya’daki, Aksaray’daki veya çevre illerdeki sanayici gelir çiftçinin ürettiği ve soğuk zincirde sakladığı sütün değerini ona göre biçer ve değerinde alır. Almasa bile çiftçi en azından sütünü belli bir süre koruyabilir. Başka bir alıcı ile pazarlık etme şansını yakalar. Üreticilere soğuk süt zincirini oluşturamadığımız için çiftçi ürettiği sütü zararına elden çıkarıyor yada hayvanını sağmıyor. Günlük köylerden süt toplansa bu seferde nakliye ücreti sorun oluyor. Sütü köylüden toplayan firma sütü bedava da alsa kar elde etme şansı yok çünkü yerleşim yerlerindeki mesafeler oldukça uzak. Bu sebeple önceliğimiz ilk önce belirli bölgelerde soğuk zinciri oluşturarak ilerleyen yıllarda farklı farklı bölgelerde yaygınlaştırmak olmalı diye düşünüyorum.” ifadelerini kulandı.
GENÇ NÜFUS KÖYLERDE KALMIYOR
Köylerde büyüyen genç nüfusun artık çiftçiliğe veya besiciliğe sıcakta bakmadığını da sözlerine ekleyen Kuzu, “Şu anki çiftçi yaş ortalaması 45’in üzerinde. Köylerdeki yaş ortalaması da oldukça yüksek. Gençler köylerde durmuyor. Gençlerin köyde durması ve aile işletmelerinin devamını sürdürebilmesi için üreticinin kazanması gerekli. Köylerde süt sağan genellikle kadınlardır. Örneğin 10 ineği olan bir kadın işletmecinin sigortası devletçe yapılabilir işletmeyi kapatmamak kaydı ile. Eğer bakış açımızı değiştirirsek üretimi de ciddi derecede artırabiliriz.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.