MELDA GENEŞ
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Grup Toplantısında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyanın tehlikeli bir mecra olduğunu vurgulayan Bahçeli; “Bu mecrada her türlü haşarat da meydanı boş bulduğundan at oynatmaktadır. Gelişmiş ülkelerde benzerlerine şahit olunduğu üzere, sosyal medyanın hukuki ve ahlaki sınırlara getirilmesi, yalan ve iftira mahiyetli haberlerin önüne geçilmesi iç barış ve huzur ortamı için büyük bir zaruretti. Geçen hafta “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” AKP ve MHP’nin mücadele ve müdahalesiyle kabul edilerek yasalaşmıştır. Bu itibarla hepinize teşekkür ediyorum. Allah’a şükür, mühim ve acil bir ihtiyaç milli irade vasıtasıyla karşılanmıştır. Zillet ittifakı 29. maddeyi terörize ederek olmadık yollara müracaat edip mezkur kanunun görüşmelerini sabote etmeye kalkışmıştır. Peki ne diyor 29. madde? 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na 217. maddesinden sonra gelmek üzere “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” üst başlıklı şu ifadeler eklenmiştir: “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.” Zillet ittifakının, çıkarcı yandaşların, buçuk aydınların, kiralık kalemlerin saldırdığı, sulandırdığı ve feryat ettiği meşhur madde budur.” açıklamasını yaptı.
ÇOKTA GÜZEL OLDU
Muhalefet partilerinin, Dezenformasyon Yasası’nı kullanarak insanlar üzerinde algı yapmaya çalıştığını belirten Devlet Bahçeli; “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratanlara cezai sorumluluk yüklemenin neresi hatalıdır? Ülkemizin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayanlara yasal tedbir alınmasının neresi zulümdür? Dediler ki: Yasayla birlikte korku ve baskı iklimi artacakmış. Seçim öncesinde halkın haber alma kaynakları boğulacakmış. Muhalefetin sesi kısılmak istenmiş. Ucube bir başyapıtmış. Hak ve hürriyete pranga vurulacakmış. Sansür yasasıymış, istibdada çanak tutulmuş, tarih bunu yazmış. Bu iddiaların tamamı palavradır, tamamı aldatmadır, söylenenlerin hepsi yalancıların sızlanmasıdır, sosyal medyadan milletimizi manipüle etmeye çalışanların kurnaz ve kurmaca şikayetidir. Nasıl olsa yalan haber yayamayacaklar, dertleri bundandır. Nasıl olsa sahte hesapların arkasına saklanıp itibar cellatlığı yapamayacaklar, açmazları, sıkıntıları ve bunalımları bu nedenledir. Zillet ittifakının haberi olsun, ne yapsalar boşuna, köprü suyun öte yakasında kaldı. Yalan habere bel bağlamayanlar bu yasadan rahatsız olmaz. İftiraya prim vermeyenler, kamu düzenini bozmayı aklından geçirmeyenler, ülkemizin iç ve dış güvenliğini zedelemek için pusuya yatmayanlar bu yasadan asla memnuniyetsizlik duymaz. Geçiniz bunları, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, insan onuruyla insan haysiyetini savunan hiç kimse bu yasaya dudak bükmez, bükemez, bükmemiştir.” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Dezenformasyon Yasası’nın eleştiriye kapalı olduğunu söyleyen Bahçeli; “Dezenformasyon yasası hıyanetin, bozgunculuğun ve rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur. Çokta güzel olmuş, maşeri vicdan oh be demiştir. İşte kuyu, işte suyu, işte milletimizin huzuru, kast etmeye çalışanlar olursa bedelini sonuna kadar ödemeye hazır olmalıdırlar.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.