Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
İftar vaktine kalan
Sivas
Hafif yağmur
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
37,9979 %-0.05
41,1222 %-0.25
Ara
reklam
Sivas Memleket SİYASET “Sivas’ın AK Partiye İhtiyacı Var”

“Sivas’ın AK Partiye İhtiyacı Var”

AK Parti Sivas İl Başkanı Burhanettin Kuru, Sivas’ın AK Partiye ihtiyacı olduğunu belirterek, “Hizmet AK Parti ile geliyor, Belediyecilik AK Partiye yakışıyor. İşte bu nedenle Sivas’ı bu güzelliklerden mahrum etmememiz lazım. Burada en büyük sorumluluk AK Parti teşkilat görevlilerine düşüyor, hepimiz daha hassas, daha titiz olmalıyız” dedi.   Ahmet Tırpan / Memleket     Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen AK Parti Ağustos ayı Danışma Meclisi toplantısında konuşan Burhanettin Kuru, yerel seçimlere dikkat çekerek, parti teşkilatını uyardı. Belediye Başkanlığını almak için her türlü çalışmayı ortaya koyacaklarını anlatan Kuru konuşmasında; “Önümüzdeki ilk imtihanımız yerel seçimler. Belediye seçimlerinde çok dikkatli olmalıyız. Bütün merkezde, ilçelerimizde ve beldelerimizde Belediyeyi almak için her türlü çalışmayı ortaya koymamız lazım. Çünkü şehrimizin, beldelerimizin ve köylerimizin Ak Parti’nin çalışmalarına ihtiyacı var. Hizmet AK Parti ile geliyor, Belediyecilik AK Parti’ye yakışıyor. İşte bu nedenle Sivas’ı bu güzelliklerden mahrum etmememiz lazım. Burada en büyük sorumluluk AK Parti teşkilat görevlilerine düşüyor, hepimiz daha hassas, daha titiz olmalıyız. Aday adayları yavaş yavaş bizlere de ulaşmaya başladı. Hepimizin hassas olması lazım, ben değil biz dememiz lazım. Önceliğimiz Sivas’ımızın  kazanması, partimizin kazanması olmalı” dedi. AK Parti Sivas İl Teşkilatının geçen süre içinde Türkiye’ye örnek bir teşkilat olduğunu belirten Kuru, “Bir yerde huzur olmazsa başarı olmaz. Enerjimizi kendi iç çekişmelerimize harcarsak Allah korusun şehrimize ve partimize hizmet edemeyiz. AKP Sivas il teşkilatı olarak bütün birimlerimizle, bütün kademelerimizle 12 yıldır olduğu gibi şehrimiz için, ülkemiz için partimiz için çalışmaya devam ediyoruz. AKP Sivas il teşkilatı diğer illerdeki teşkilatlar gibi Sivas’ın en iyi noktaları gelebilmesi için çalıştılar ve çabaladılar. Partimizin Türkiye çapında yapmış olduğu, uluslar arası alanda yapmış olduğu her türlü çalışma kamuoyuna anlatıldı. Bir taraftan teşkilatlanma çalışmalarımız devem etti, diğer taraftan şehrimize hizmet verilebilmesi için daha fazla neler yapılabilir bunların çalışması yapıldı. Gelinen noktada Türkiye dünyada farklı bir noktaya geldi. Sivas’ta artık 2002 yılındaki Sivas değil. Bugün çok farklı bir noktada, büyüyerek, gelişerek yoluna devam eden bir Sivas ile karşı karşıyayız” ifadelerine yer verdi.   “SEÇİMLERDEN BAŞARILI ÇIKACAĞIZ”   Yaklaşan Yerel Seçimler, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Milletvekili Seçimlerinde başarıyı yakalayacaklarını kaydeden Kuru; “Artık yeni bir döneme başlıyoruz. Bugüne kadar büyük başarılara imza attık. Seçimlerden ve referandumlardan büyük başarılarla çıktık. Ancak önümüzde üç önemli seçim var. Mart ayında yapılacak Yerel Seçimler, Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve hemen ertesi yıl Haziran ayında yapılacak Milletvekili Seçimleriyle birlikte Ak Parti kadroları olarak yolumuza devem etmeyi istiyoruz. Bugüne kadar ortaya koyduğumuz performans bundan sonraki üç seçimi de başarıyla atlatacağımızın nişanesi diyorum. Daha çok dikkatli, gayretli olmalıyız. Çünkü içeride bizleri sandıkta yenemeyenler, farklı eylemlerle ülkemizde iktidarı devirmeye çalışıyorlar. Allah’ımıza şükürler olsun. Milletimizin sağduyusuyla, başbakanımızın üstün gayretiyle bunun büyük ölçüde atlattık. Kesinlikle devam etmek isteyeceklerdir. Arap Baharı ile bir bahar yaşıyorduk ama bunu bir kışa çevirdiler. İslam coğrafyası şu an için kan ağlıyor, kan kaybediyor. Her gün yüzlerce, binlerce şehidimiz oluyor ve görüyoruz ki Dünyada İslam ülkelerinin huzur ve refah içerisinde geleceğe emin adımlarla yürümesini istemeyen uluslar arası güçler var. İşte bu noktada bizler de Arap Baharı hezimetini ülkemizde yaşamamak için çok dikkatli olmalıyız. Biz sıradan bir parti değiliz. Bizim bir misyonumuz, bir vizyonumuz var. Bizim bir davamız var ve bu uğurda daha dikkatli daha gayretli olmamız lazım. En ufak bir rehavet ortamı olursa ülkemiz kaybeder. Milletimiz kaybeder. Dünyadaki bütün mazlumlar kaybeder” şeklinde konuştu.       “TARİHE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”     Danışma Meclisi toplantısında ülke gündemini değerlendiren Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise tarihin yazıldığı günlere şahitlik ettiklerini belirterek, “Bu yaşadığımız olaylar tarihin akış süreci içerisinde sadece bir virgül esamesinde bir değer kazanacaktır. Ancak bu olaylar karşısında insanların davranışları ebediyen unutulmayacaktır. Bu olaylar karşısındaki tutumunuz ne ise size bu dünyada ve diğer dünyada buna göre değer verirler. Değişim ve dönüşüm hem ülkemizde hem de bölgemizde çarpıcı bir şekilde devam ediyor. Ülkemizde yaşanan gezi parkı olayları ülkenizin gündeminin önemli bir kısmını aldı. Haklı görülebilecek bir çevre duyarlılığı bahane edilerek iktidardan rahatsız olan kesimlerin, demokrasi ile iktidara gelemeyecek olan kesimlerin iktidarı götürme çerçevesi içerisinde tırmandırdığı olaylardır. O dönmemde verilen mesajlardan birisi şu arkadaşlar hükümeti bugün düşürdük düşürdük, yoksa bir daha kuyruğumuzu dikemeyiz. Mesela sadece Gezi Parkı olmuş olsaydı sadece İstanbul’da olurdu. Türkiye’nin birkaç ili istisna bütün illerinde oldu. Terör ve ekonomik kriz ile netice alınamayacağını görenler ülkemizin birlik, beraberlik ruhunu tahrip etmek, darbe vurmak istediler. Başkan bir yerden ülkemize darbe vurmayı denediler. 14 ağacı bahane ederek tam 150 milyon TL zarar verdiler. Can kayıpları da hariç. Sivil araçları, polis araçlarını, belediye otobüslerini, durakları, kaldırımları tahrip ettiler ve vermiş oldukları bu zararlar ile en az 15 milyon ağaç dikilebilirdi. Vatandaş meselenin ne olduğunun farkında. Gezi parkı olayları halkımızı daha da bilinçlendirdi. Eskinin tam ölmediğini yeninin ise tam doğmadığının farkına vardı. Yıkmak, karıştırmak kolay; yapmak üretmek zordur. Biz zora talip olduk. Problemler sarmalı içerisinde olan bir ülkemiz var. Bunların birisi bile ülkemizi karıştırmaya yeter. Bu da bizim daha çok çalışmamızı daha çok uyanık olmamızı gerektirir. Aldığımız bu emaneti bizden sonra evlatlarımıza, bizden daha iyi bir şekilde çocuklarımıza emanet etmek bizim boynumuzun borcudur” dedi.   “MISIR VE GEZİ PARKI UNUTULMAYACAK”   Konuşmasında Mısır’da yaşanan zulme ve Gezi Parkı olaylarına da yer veren Bakan Yılmaz; “Biz doğru yolda doğru istikamette olduktan sonra kimse bize zarar veremez. Bugün gerek Suriye’de gerek Mısır’da olanlar karşısında herkes sınavda. Doğuda batıda. Her şeyin hesabının bu dünyada verileceğini sananlar, bu dünyadaki geçici zaferi her şeyin üzerinde görenler, bütün ömrün sadece bu dünyada olduğunu düşünenler ilkelerini bir tarafa bıraktılar. Onlar kısa süre içerisinde galip gelmeyi her şeyden değerli gördüler. Onlar hesap gününü düşünmediler. Mısır’da olanlara darbe diyemediler, binlerce masumun gerek Mısır’da gerekse Suriye’de öldürülmesine katliamda diyemediler. Gözleri var bakarlar görmezler, dilleri var konuşamazlar. Bunlar gerçekte kaybedenlerdir. Gerçekte galip olanlar Allah’tan başka galip yok diyebilenlerdir. Bugün ne Mısır’daki darbeye sessiz kalanlar unutulur, ne de Mısır’daki halkın iradesine saygı duyulsun diyenler unutulur. Ne Suriye’deki katliama karşı sessiz kalanlar unutulur. Ne de Suriye haklı davasının yanında olanlar unutulur. Biri şer ile anılır diğeri de hayırla anılır. Batının değerler sistemi bizzat batı tarafından yok edildi. Batı değersiz kaldı. Batı oluşturduğu her şeyi dokunulmaz yaptı, sorgulatmadı, yargılatmadı, kendi değerlerini kendisi dogmalaştırdı. Özgürleşeceğim diye yola çıktı. Korkularına esir olunca tüm değerlerini bir kalemde sildi. Bu anlamda onlar yaşayan ölülerdir. Yaşayan ölülerden olmaktansa Allah yalnız divanesi olarak kalmayı tercih ederiz. Batı Mısırdaki darbeye darbe, Adeviye Meydanı’ndaki katliama katliam diyemediği gibi haksızlıklara da sustu. Bu da kendisinin o demokratik değerlerinin fazla da bir değerinin olmadığını  söyledi. Birkaç yıl önce Arap Baharından söz ediliyordu. Artık orada bir kış, bir fırtına var. Türkiye Batı ülkelerini sorguladı. Onları tutarlı olmaya çağırdı. Savunduğu değerleri unutmamasını istedi. Biz Beşer ile Suriye halkı arasında tarafsız kalamayız. Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin varisleri olan bu millet bölgesindeki tarafsızlığın özde zalimden yana olma anlamını taşıdığını bilir ve kurda merhametin kuzuya zulüm olduğunu da bizim milletimiz anlar. Ancak tutarlı olmanın da bir bedeli vardır. Bu bazen   saldırıların odağı haline gelmek olabilir. Bazen yalnızlık olabilir, bazen tuzaklarla karşı karşıya gelmek olabilir. Eğer bağımsız olmanın bir bedeli olmasaydı. Bağımsızlık çok kolay kazanılan bir değer olurdu ve kıymeti de bilinmezdi. Eğer güçlü bir savunma sanayimizin, güçlü bir ordumuzun olmasını istiyorsak ve bunun için çaba sarf ediyorsak, bunun nedeni aziz milletimizi kimliğimizi ve bağımsızlığımızı her şeyden çok önemsiyor olmamızdır. Temel amacımız ülkemizin bedenen ve ruhen başkasının kölesi haline getirilmesine engel olmaktır. Bunun milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde güçlü devletin  özgür ve zengin milletiyle kucaklaşmasından geçtiğini biliyoruz. Tıpkı Mısır darbesi gibi Gezi Parkı olaylarının arkasında da kimin ya da kimlerin olduğunu feraset sahibi milletimiz biliyor. Gezi Parkını düzenleyenlerin asıl amacı ülkemizi ayağa kaldıracak olan projelerin durdurulması. Her yerde şikayet edilirken neden hizmet vermiyorsunuz diye şikayet edilir. Biz de ise neden bu kadar çok hizmet yapıyorsunuz diye şikayet edilir. Yeni otoyolu, yeni köprüyü, yeni havaalanını istemediler, Kanal İstanbul’u istemediler, nükleer santrali, termik santrali istemediler. Bunlardan vazgeçen bir Türkiye, 21. yüzyılı Türkiye’nin asrı yapabilir mi? Çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine bunlar yapılmazsa çıkılabilir mi? Millete hizmet olmasın diye bilerek veya bilmeyerek dış güçlere hizmet ettiler. Asıl maksat Türkiye’yi ayağa kaldıracak olan projeleri durdurmak. Sorunları çözen, atak yapan bir Türkiye’yi istemiyorlar. Her zamankinden daha çok uyanık olmamız lazım. Gaflete düşmememiz, rehavete kapılmamız gerekiyor. Aramıza ikilik düşürmek isteyenlere itibar etmemiz gerekiyor. Birlik ve beraberliğimizi her halükarda sürdürmemiz, aynı gemide olduğumuzu unutturmamamız gerekiyor. Bazıları kaptana zarar vermek için gemiyi batırmak istemekte. Gemi batınca kendisinin de yok olacağını izah edememekte. Sabırla, gayretle çalışacağız. Her gelen günü bir önceki günden daha iyi bulabilmek için var gücümüzle çalışacağız. Hedefe ulaşmak, menzile varmak Allah’ın takdiridir. Önemli olan o yoldan sapmadan, tuzaklara düşmeden,   aldanmadan ve aldatmadan ilerlemektir. Sabır yoksa zafer de yoktur. Sabreden için zafer mukadderdir. Zafer biraz da hasar ister. Hasarsız zafer olmaz. Önümüzde 3 seçim var, her birisi bir diğerinden önemli. Eğerde Mısır’da oynanan oyunların Türkiye’de tutamayacağını göstermek istiyorsak bu seçimde her zamankinden daha fazla çalışmamız lazım. Suriye’ye yaptıklarını Türkiye’de yapamayacaklarını göstermek istiyorsak bu seçimlerde her zamankinden daha fazla çalışmamız lazım. Gezi Parkı olaylarını daha fazla Türkiye’de devam ettiremeyeceklerini göstermek istiyorsak bu seçimlerde her zamankinden daha fazla çalışmamız lazım” ifadelerini kullandı.   “SİVAS’A HAKSIZLIK YAPILIYOR”   Danışma Meclisi toplantısına katılarak Sivaslılarla buluşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, Sivas’a Madımak olayları ile haksızlık yapıldığını da dile getirdi. Sivas’ta her üç kişiden birinin Ak Partiye üye olduğunu, bununla da gurur duyduklarını ifade eden Erdem; “Şu anda üye sayımız 8 milyon 600’ü aştı. Tabi bu üye sayısında da Sivas’ın yeri çok ayrı. Türkiye’de her üç kişiden birisinin üye olduğu illerden bir tanesi de Sivas. Birinci sırada Rize yer alıyor ikinci sırada da Sivas geliyor. Ak Parti Sivas İl Teşkilatını ve partimizin her kademesinde görev yapan herkesi ama herkesi tebrik ediyorum. Sivas 2014 yılında da çok önemli başarılara imza atacak. Sivas kimlere direnmemiş ki. Sivas tarihte çok zulme uğramış hala da uğramaya devam ediyor. Madımak olayı ile Sivas’a haksızlık yapılıyor. Bu gün açık ve net olarak görüldü ki Sivas özel olarak seçilmiş bir il. Sivas’ta Sivaslıyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Ama oyun üzerine oyun. Ama artık bu millet bu oyunları yemiyor. Bu gün bu millet bütün oyunları bozacak güçlükte ve kudrette. Sevgili Hemşerimiz Habip Soluk Beyi aradım. Ordu ve Sivas yolu arasını merak ettim. İki yıl içerisinde Ordu ile Sivas arasında 25 tane tünel yapıldığını öğrendim. Sivas’ta ve Türkiye’de çok başarılı çalışmalara imza attık” dedi.   İL DANIŞMA MECLİS TOPLANTILARI ÖNEMLİ   Erdem, İl Danışma Meclislerinin il ilçe mahalle ve sandıkta yapılan önemli toplantılardan bir tanesi olduğunu belirterek, “Bu toplantılarımızı aylık olarak yapıyoruz. Hem ülke genelinde hem de il düzeyindeki konuların değerlendirildi toplantılardır bu toplantılar. Bizlerde Genel Başkan yardımcıları, Bakanlar ve üst düzey yöneticiler olarak bu toplantılara katılıyor çeşitli konuları teşkilatımızla paylaşıyoruz. Kısa bir süre önce bir Ramazanı geride bıraktık. Ramazan partimiz ve ülkemiz açısından oldukça bereketli geçti. Ramazan kültürümüzü birliğimizi ve dayanışmamızı ön plana çıkaran bir Ramazan oldu. Ama coğrafyamızda yaşanan bazı gelişmeler, Mısır gibi ülkelerde yaşanan gelişmeler de bizim üzüntümüz oldu. Ak Parti teşkilatı seçim bittiğinin ertesi günü yeniden seçim çalışmalarına başlayan bir teşkilat. Ramazan ayında da yine başka bir çalışma gösterdik ve güzel toplantılar idrak ettik. Türkiye’nin her ilinde çok güzel gurur duyduğumuz heyecanlandığımız toplantıları yaşadığımız gibi sıkıntı duyduğumuz olayları da yaşıyoruz” dedi. Sivas’tan muhalefete yüklenmeyi de ihmal etmeyen Erdem; “Hizmeti abarttık dersek beni bağışlayın bu sözü abartılı bulmayın. Bakın memur maaşı 200 dolardı. Yani 400 lira değildi. Ama şimdi en düşük memur maaşı Bin Dolar. Biz o dönemde çalışan memura senin maaşını Bin Dolara çıkaracağız deseydik kim inanırdı bize. Sağlıkta cebinde parası olan doktora gidebiliyordu, parası olmayan köye gidip malını satıp doktora gidebiliyordu. Biz sağlıkta geldiğimiz noktayı anlatsak kim inanırdı. Ben hangisini söyleyeyim. Bakın Türkiye7nin bitmeyen tünelidir Bolu Tüneli. Bolu Tüneli 3, 5 kilometre. 12 tane hükümet 16 tane bakan tüketmiş. Ama bitirilememiş bir türeldi. Şimdi ben Suşehri İlçesine geliyorum. Şimdi oraya 4, 5 kilometrelik tüneli yapıyoruz. Yani bolu tünelinden büyük bir tüneli il ve ilçe arasına yapıyoruz. Bolu Tüneli ki uluslar arası bir yol. Yani kıtaların kullandığı bir yol olmasına rağmen bunu yapamamıştı. Türkiye tam anlamı ile sıfırı tüketmişti. Bankalar soygun mekanizması olmuş, milleti soyuyor sonra batıyordu. Devlet milleti kandırıyordu. Konut Edindirme Yardımı adı altında milletten para toplanıyor üzerine yatılıyordu. Ödemek için baya uğraştık çünkü hesapların bile doğru tutulmadığını gördük. Biz muhteşem işler yaptık. 12 yılda bir tane tüneli yapamayan Türkiye, bu gün iki yılda 25 tane tünel yapar hale geldi. Ulaşımda Türkiye’de ulaşım alanında en çok yatırım alan illerin başında geliyor Sivas. Bu muhteşem bir şey. 12 yılda gururla onurla güzel şeyler yaptık. Bakın 11 yıldır iktidardayız. Dünya da 11 yıldır iktidarlık yapan çok nadirdir. Bu gün kamuoyu yoklamaları bir önceki seçimden daha yukarıyı gösteriyor. Bu gün baktığımızda Türkiye’de aç, açık, yetim kimse yoktur. Dünyada en sosyal demokrat politikaları hayata geçiren biziz. Şu anda dulumuz maaş alıyor. 65 yaş maaşı veriliyor. Evde Bakım Eğitim ve maaş hizmetleri veriliyor. Şehitlerimizin bizlere emanetlerine en iyi şekilde bakıyoruz. Gazilerimizle en iyi şekilde biz ilgileniyoruz. İşsizliği kaldırmak için en iyi seferberliği biz yapıyoruz. Abartı bulmazsanız Türkiye’de işsizlik 0, 8 oranında Avrupa ile kıyaslanamayacak kadar düşük durumda. İş adamlarımız bir çok sanayicimiz eleman bulamıyor çünkü vasıflı eleman yoktur. Ya da masa başı iş isteyen insanlarımız var. Vasıfsız insanların suçlusu, Türkiye’deki eğitim politikalarını yanlış uygulayanlardır. Kılık kıyafetten dolayı Üniversiteleri kapattılar, bunun adına da çağdaşlık dediler çağdaş yobazlar. Ben öğretmen lisesi mezunuyum. Liseyi bitirdikten sonra Üniversiteye sokmadılar.Üç yıl aradan sonra bir lise diploması alarak Üniversiteye gittim. Peki Üniversiteye gittim diye kim zarar gördü. Türkiye zarar etti. Başörtüsünden dolayı Üniversiteye giremeyenler oldu. Pekim kim zar etti kim faydasını gördü. Türkiye zarar etti elbette. Bu gün vasıfsız insanların olmasının nedeni meslek lisesi mezunlarının Üniversitelere sokulmaması, onların önünün kesilmesi, meslek liselerine ağırlık verilmemesidir. Bakın biz şimdi işsizliği ortadan kaldırmak için İş-Kur’u devreye soktuk. Niye vasıfsız insanlara kurslar veremli eğitimler verelim onları vasıflı birer insan haline getirelim. Onları da istihdam edelim. Onunla da ekonomik sıkıntıları olan onları ekonomiye kazandıracak iş bulmalarını kolaylaştıracak bir takı projelerini hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bunlar sosyal devlet için muhteşem şeylerdir arkadaşlar. Gerçekten işsizlikte ben 8.8’i abartılı buluyorum. Şimdi okumak isteyenlerin de önünü açtık. Şimdi 70 yaşında bile okuyan insanlar var. Önceden insanlar üniversiteye sokulmuyordu şimdi de ilkokul mezunları okuma sözü veriyor bizlere. Önceden dünyada insanı yardım yapamaz hale gelmiştik. Şimdi biz Dünya’da en çok insanı yardım yapan ülkeler listesinde ilk dörde girdik.”     “GELİŞMELERDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR”   Yanşan olumlu gelişmelerden rahatsız olanlar bulunduğunu kaydeden Erdem, “Bu gelişmelerden rahatsız olanlar da var. İçerde rahatsız olanlar gezi parkını bahane ettiler, insanları sokağa döktüler ağaçları bahane ettiler. Bahane araç değil, bahane çevre değil. Gerçek bahane ve gerçek amaç Türkiye’nin yakaladığı bu güzellikleri bozmak. Bakın üçüncü havaalanını istemez, üçüncü köprüyü istemez, enerji santrallerini, HES’leri istemez peki ne istersiniz. Ya bir iktidar ne yapar? Siyasetçi ne yapar? Yapamayacakları için, iktidar olamayacakları için ‘Yaptıklarını AK Partiye nasıl yaptırtmayız?’ düşüncesi ile hareket ediyorlar. Bakın üçüncü havaalanı diyip geçmeyin. O yalnızca bir hava alanı değil o dünyanın en büyük havaalanı. Türkiye’yi dünyanın merkezi yapacak bir havaalanı. İş adamlarımız bilir işte Afrika’ya, Güney Amerika Ülkelerine, Uzak Doğu Ülkelerine gitmek isteyen iş adamlarımız ya Almanya ya Fransa ya da İngiltere’den aktarmalı ulaşıyordu. Ama bu havaalanı ile birlikte bu tersine dönüyor. Artık Almanlar, Fransızlar, İngilizler Türkiye’ye gelecek. Başka bir özelliği daha var. 25 yılda 90 milyar lirayı kasamıza koyacağız. Yani 25 yıl iktidarda olacak olan hükümetlerin kasasına şimdiden para koyuyoruz. Borç koymuyoruz. Farkımız budur. Millette bunun farkında olduğu için desteğini artırarak devam ettirmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Ben Kanal İstanbul’a harcanacak parayı gereksiz buluyorum diyor. Bu para sosyal devlet anlayışıyla millete dağıtılmalıdır’ diyor. Biz Kanal İstanbul’dan para alıyoruz para koymuyoruz. Bizim Kanal İstanbul’dan beklentimiz 100 milyar dolar. Bu anlayıştaki bir Ana Muhalefet partisinden ve liderinden Allah Türkiye’yi korusun. Önce SSK’yı bu anlayışla bitirdi şimdi de Allaha şükürler olsun ki Cumhuriyet Halk Partisini bitiriyor. Şükürler olsun ki 2014 yılında da sizlerle beraber zafere hazırlanıyoruz. Yüzde 50’nin üzerinde bir oy ile yeniden iktidarda olacağız” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Danışma Meclisi toplantısı basına kapalı olarak devam etti.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *