
Büyük Birlik Partisi’nden (BBP) istifa ettiğini açıklayan Sivas Belediyesi Eski Başkan Yardımcısı ve Belediye Meclis Üyesi Ömer Faruk Çınargil, Sivas’ın sultan şehir olduğu ancak sultanlık ve padişahlıkla idare edilen bir şehir olmadığını belirterek, “Kimse kral değil, padişah değil, Krallar ve sultanlarda yönetimlerini icra ederken hiçbir zaman halkını, istişare heyetlerini akıl hocalarını bir kenara bırakmadılar. Bu anlayıştan vazgeçin” dedi. Ahmet Tırpan / Memleket Belediye Eski Başkan Yardımcısı ve Belediye Meclis Üyesi Ömer Faruk Çınargil, Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Sivas Belediye Başkanlığına ateş püskürdü. BBP tarafından Disiplin Kuruluna sevk edilen Çınargil, düzenlediği basın toplantısında partiden istifa ettiğini açıkladı. BBP Merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun misyonu ile hareket ettiğini belirten Çınargil, halka açık bir üslupla görevini yerine getirdiğini anlatarak; “Benim mensubu bulunduğum siyasi partinin Merkez İlçe Başkanlığının önerisi ile partiden ihraç istemi ile İl Başkanlığına bir teklifin gönderildiğini sizlerde tespit ettiniz. Bana istinat edilen gerekçe meclis grup toplantılarına katılmadığım ve belediye faaliyetleriyle ilgili olumsuz beyanlarda bulunduğum bir gerekçe. Grup toplantılarına çok düzenli bir katılım zaten olmuyordu. Özellikle Başkanımızın da bu toplantılara iştirak etmediği toplantının bitmesine yakın son 5-10 dakika’da iştirak ettiği veya hiç toplanmadan bu toplantıyı dağıtığımız günler var. Meclis toplantılarına zaten katılıyorum. Katılmadığım zamanlarda da mazeret dilekçemi göndermek suretiyle sorumluluğuma uygun hareket etmeye çalışıyorum. Sizlerde buluyorsunuz ki Meclis performansım itibari ile şehrime dair konularda mecliste konuşan birkaç kişiden birisiyim. Bunların hepsi meclis kayıtlarında var. Yine şehri ilgilendiren bir çok konuda önerilerimle birlikte sorumlu bir meclis üyesi gibi davranmaya çalışıyorum. Tabi zaman zaman bu davranış biçimim neden mecliste konuşuyorsun gibi yorumlanıyordu bugüne kadar bende açıklamaları şöyle yapıyordum; Gerek başkanımızla gerek ilgili arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz görüşmeler bizim müdahalelerimize rağmen aynı seyrinde devam ediyor. O zaman ben sokakta gezerken halkıma falan konuyu neden şöyle yapıyorsunuz denildiğinde ne cevap vereceğim? Sen neden müdahale etmedin derse ben ne cevap vereceğim. Bizim misyonumuz Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun tamamen halka açık, istişareye açık, saklısı gizlisi olmayan bir misyondur. Bu anlayış çerçevesinde biz toplumu ilgilendiren her konuyu toplumla birlikte değerlendirme hürriyetine sahip olmalıyız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. YAZICIOĞLU HAYATTA OLSA ESKİ SANAYİ SORUNU OLMAZDI “Rahmetli Genel Başkanım eski sanayi bölgesiyle ilgili sorunu oluşturacak olayları oluşturacak olabilir miydi?” diyerek BBP yönetimine seslenen Çınargil; “İçinde bulunduğum bu ortam siyasi vizyonumuza uygun bir ortam değildir. Rahmetli Genel Başkanım eski sanayi bölgesiyle ilgili sorunu oluşturacak olayları oluşturacak olabilir miydi? bugün yaşıyor olsa. Bütün Sivas halkının ve partili arkadaşlarımın bu durumu değerlendirmesini istiyorum. Rahmetli Genel Başkanım halkı ile hiç bu kadar savaştı mı? Aksine o Sivas benim kara sevdam diyor, Sivaslılara ayrı bir özen gösteriyordu. Sivas’a karşı hassasiyetleri çok farklıydı” dedi. Parti yönetimini aradığını ancak yönetimin telefonda yanıt vermediğini dile getiren Çınargil, “İçinde bulunduğum siyasi parti uzunca bir süredir benimle yüz yüze görüşme arzusu göstermemekle birlikte işte son basın toplantısına katılmadan 4-5 saat önce il başkanımı arayarak onunla da fikir alışverişi yapmak istedim ama telefonuma cevap vermedi. Hem benimle görüşmek istiyorsunuz hem benim konuşmalarımdan rahatsız oluyorsunuz hem de benim gıyabımda yargısız infaz yaparak karar veriyorsunuz. Benim amacım burada üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu düşünüyorum. Kendimi bir kuzu olarak görmüyorum. Ama kurt kuzuyu yemeyi kafasına koymuşsa kuzunun suyu üst taraftan mı içtiği alt taraftan mı içtiği hiç önemli olmazmış. Suyumu bulandırdın. Bu felsefe partiyi küçültmektedir. Bu siyasi parti ve misyon içerisinde çok değerli insanlar var. Biz aslında bir kadro hareketiyiz. Belediye içerisinde bulunan kadrolarla birlikte değil Sivas’ı ülkeyi yönetmek bizim için çok büyük mesele değil. Özellikle Belediye başkanının ‘Sorumlu benim, ben seçildim, benin ismim gelecekte anılacak’ düşüncesinden kaynaklanan ekip çalışması, takım çalışması ortak akıl gibi bir takım değerlerden uzak hareket tarzı, parti üzerindeki yoğun baskısı bu manada bütün değerlerimizi kullanmamıza engel oluyor. Eski İl Başkanlarımız var, yeni il başkanlarımız var. İnanın biz bu insanları sığdırmaz ettik bu insanları. Parti içerisinde bu davranışlardan kaynaklanan ciddi bir sıkıntı var. Camia içerisindeki rahatsızlıkları dile getirmiş sessiz bir çoğunluğun sesi oluyorum. Dolayısıyla Sivas halkının da şikayetlerini duyduğumda bunlarla ilgili zaman zaman bireysel görüşmelerle önerilerle bir performans gösteriyorum. Bundan sonraki mecliste olacak arkadaşlarımızın da orda oldukları işgal ettikleri, oturdukları, sıralarla alakalı sadece oranın unvanından ve ihtişamından faydalanmak yerine oradaki manevi sorumlulukları hissetmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü rabbim bizi huzuruna aldığında bizleri unvanlarımızla değil yaptığımız işlerimizle amellerimizle hesap soracak. Ben bu anlayış çerçevesinde hareket etmeye çalışıyorum. Camiama karşı herhangi bir saygısız hareketim olmadı. Benim katıldığım programı baştan sona izlesinler. Ben katıldığım programda Partiye ve belediye ye zarar verecek bir ifade kullanmışmıyım, buna dikkat etsinler. Ama ben şunu söylüyorum burası sultan şehir ama sultanlık padişahlıkla idare edilen bir şehir değil. Kimsede kral değil padişah değil, Krallar ve sultanlarda yönetimlerini icra ederken hiçbir zaman halkını istişare heyetlerini akıl hocalarını bir kenara bırakmadılar. Bu anlayıştan vazgeçelim. Bu camia büyük ölçüde benim belediye performansımı biliyor ve o performans içerisinde sizlerde biliyorsunuz ki hep takdir edilen bir insan olarak kaldım. Ayrıldıktan sonra da yine herkesle dostluğumu ölçülü bir şekilde sürdürdüm. Şimdi siz bana bu muameleyi reva görürken ittifak kararı ile oy birliği ile aldığınız karardan bahsederken işte bu kararın altına imza atan Merkez İlçe Başkanı Ömer Ağdoğan’ın geçmiş performansını internet gazetelerinden dergilerden ve bazı yazılarından takip edin. Partinin genel başkanına hakaret hamiz ifadelerle belden aşağı vurmak kaydı ile engaliz üslupla saldıran kişidir bu insan. Şimdi bu insan tutuyor beni partime sadık olmamakla itam ediyor. Ben partime dava felfeseme sahibim. Bu manada saygımı hiçbir zamanda yitirmedim. Ama bu parti artık tekelleşmiştir. Genel Merkez tarafından da idare edilmiyor. Şu anda Sivas İl teşkilatı ve ilçe teşkilatı Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor. Bunları takip ediyorsunuz biz yönetime geldikten sonra dört defa il başkanı dört defa ilçe başkanı değişti. Ben onu beğenmiyorum gitsin, falan gelsin falan gitsin. Bizim misyonumuz bu mu? Sivas’a hizmet etmek mi? Bunu partili arkadaşlarım ve Sivaslılar değerlendirsin. Ben şehrime bağlı bir insanım. Kimseye sıkıntı verecek bir insanda değilim” dedi. “İMZALAR SAHTE” Disiplin Kuruluna sevk edilme kararına atılan imzaların da sahte olduğunu öne süren Çınargil, “Bu kararın altında ittifak imzası var. Bende bunlardan bir tanesini aradım. Dedim ki ‘Benim ihraç istemi ile disiplin kuruluna sevk edilme kararıma imza atmışsın benimle neden konuşmadın’ dedim. O da dedi ki ‘başkanım ben şuanda Antalya’dayım. Bundan da inan ki haberim yok’ dedi. Ben inanıyorum ki bu oy birliği ile alınan kararın altında atılan imzaların bir kısmı imza sahiplerine ait değil. Bende soruyorum derdiniz nedir. Buna niye tenezzül ediyorsunuz. Yaptıkları sahteciliktir. Bunu da sonuna kadar takip edeceğim. Bu işi organize eden insanlar hesabını versinler. Kimsenin itibarı ile onuru ile oynamak kimseye vazife değildir. Dolayısıyla bu vesile ile partiden ihraç istemli kararı tasvip etmediğimi söylüyorum. Bunu yasal olarak geri döndürebilirim. Daha sonra sizin haksızlığınızı ispat ettim öyle ayrılıyorum diyebilirim. Buna da gerek duymuyorum. Ben eğer orada bir kısım insanların önünü kesiyorsam, yerini daraltıyorsam bu insanlar partimizin gönüllüleri değil. Sadece yetki makamında bulundukları için kendilerine öncelik sağlamaya çalışan insanlar. O insanlar rahat etsinler. Kalemlerini mürekkeplerini tüketmesinler. Ben şehrime dair sorumluluklarla Meclis üyesi sıfatımı seçilmiş görevi inşallah seçimlere kadar sürdüreceğim. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun felsefesine göre hareket etmeyen, onun felsefesine uymayan bu parti anlayışına, parti yönetime saygı duymuyorum. Dolayısıyla partiye gönül vermiş kardeşlerimden af diliyorum. Haklarını helal etmelerini diliyorum. Bugün noter huzurunda da istifa ediyorum” diye konuştu.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *

Son Depremler 29 Mart 2025 – AFAD ve Kandilli Rasathanesi Güncel Deprem Listesi
#Genel / 29 Mart 2025

Emeklilere Ek Ödeme Müjdesi! 1.000 TL’lik Fark İçin Tarih Açıklandı, Hesabınızı Kontrol Edin!
#Genel / 29 Mart 2025

Sahipsizler 17. Bölüm: Azize Ölüyor mu? Vera’nın Büyük Oyunu!
#Genel / 29 Mart 2025