Sivas Haberleri
SİVAS
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Sivas
Hafif yağmur
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
37,9697 %-0.05
41,0717 %-0.25
Ara
reklam
Sivas Memleket SİYASET Başbakan Erdoğan’a Akademisyen Desteği

Başbakan Erdoğan’a Akademisyen Desteği

Ayça Karadağ Cumhuriyet Üniversitesi(CÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Prof

Ayça Karadağ Cumhuriyet Üniversitesi(CÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Talat Arslan, gündemdeki öğrenci evleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Prof.Dr. Arslan bu konuda hükümetin anayasal yetkileri bulunduğunu, konuyu kişisel ahlaki değerler üzerinden ele almanın doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi. Muhalefeti ofsayttan gol atan futbolculara benzeten Arslan, “Muhalefet ofsayttan çıkmalı” dedi. Arslan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla gündeme gelen ve kamuoyunda tartışmalara neden olan öğrenci evleri ile ilgili çarpıcı analizlerde bulundu. Prof. Dr. Arslan, 1982 Anayasası'nın Gençliğin Korunması başlığı altında 58'inci maddede belirtilen, ‘Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır' ifadelerine dikkat çekti. Anayasada bu maddenin yer aldığı Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler başlığı altında sadece gençlik ile ilgili düzenleme olmadığını, ailenin korunması, eğitim hakkı, çalışma hakkı, sendika hakkı, grev hakkı, sporun geliştirilmesi, sosyal güvenlik hakkı, sanat ve sanatçının korunması vs gibi hakların da yer aldığını belirten Prof. Dr. Arslan yine bu çerçevede, 'Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir', hükmüyle devlete ödev yüklendiğini anlattı. Mevcut Anayasa hükümleri çerçevesinde hükümetin bunları uygulamaya koymasının yasal bir zorunluluk olduğuna işaret eden Arslan, şöyle konuştu: "Anayasal bir görevi yerine getirme konusundaki hassasiyet nedeniyle eleştirilere maruz kalmak tevili olmayan bir zırvalıktır. Konuyu kişisel ahlaki değerler üzerinden tartışmak yerine bu milletin genel, milli ve manevi kodları üzerinden ele almak gerekir. Yönteme karşı olmakla içeriğe karşı olmanın farklılığını muhalefet partileri hala anlamamış görünmektedir. Yine büyük çoğunluğunun inanmadığı şeyleri siyaseten iktidara karşı olma uğruna iddia etmeleri de muhalefetin toplum nezdinde itibarını zedelemektedir. Gayr-i ahlakiliği savunmakla özgürlüklere sahip çıkma arasındaki ince çizgiyi iyi görmek gerekir." “MUHALEFET OFSAYTTAN ÇIKMALI” Muhalefet ve bu konularda açıklama yapan marjinal grupların Türkiye'de siyasetinalgılar üzerinden yapıldığını unutmamaları gerektiğini hatırlatan Prof.Dr.Arslan, “Sizin ne olduğunuzdan ziyade toplumun sizi nasıl algıladığı önemlidir. Ofsayttan gol atmanın mutluluğu hakemin düdüğüne kadar sürer. Siyasetin hakemi olarak millet hiçbir pozisyonu kaçırmamaktadır. Muhalefete düşen bu tür konularda bir an önce ofsayt pozisyonundan çıkmaktır, eğer gerçekten gol atmak istiyorsa” dedi. Prof.Dr. Arslan, Türkiye'deki siyasi partiler ve bazı sivil toplum kuruluşlarının şaşırtıcı açıklamalarda bulunduklarını, oysa muhalefetin hükümeti Anayasa'nın verdiği görevi eksiksiz olarak yerine getirmesi hususunda denetlemesi gerektiğini, fakat günümüzde, anlaşılmaz şekilde bu konudaki icraatların eleştirildiğine tanık olduklarını söyledi. Kendisine sivil toplum misyonu yükleyenlerin ve televizyonlarda canhıraş konuşma yapanların, gençlerin alkolden, uyuşturucudan, suç işlemesini önleme ve kötü alışkanlıklardan korunmasına karşı mı çıktıkları sorusunu yönelten Arslan, "Muhalefetin neden sürekli muhalefet olarak kaldığını anlamak zor olmasa gerek. Toplumun yüzde 95'inin ittifak ettiği bir konuya karşı çıkarak nasıl sosyal ve demokrat olunur anlamak mümkün değil.” diye konuştu. “TOPLUMUN KANAYAN YARASI” Sosyal meselelerin polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğini söylemek ile kızlı erkekli evleri bir sorun olarak görmemenin ayrı noktalar olduğunu savunan Arslan, “Meselenin çözümü konusunda farklı yöntemler elbette ileri sürülebilir. Hem üniversiteyi başkentte okuyan hem de üniversite öğrencilerini eğitmekle görevli bir akademisyen olarak onların sorunlarına birebir şahit olmaktayız.Hangi ideolojik ve dini kılıf adı altında olursa olsun kızlı erkekli evler konusu toplumun kanayan bir yarasıdır. Travmaların yaşandığı bir konudur. ެahsi ve ailevi mağduriyetler meydana getirmekte geleceğin teminatı olan gençleri bedenen ve ruhen çökertmektedir.” diye konuştu. “MUHALEFET BİNDİĞİ DALI KESİYOR” Bu noktada muhalefetin sosyal psikolojisini de anlamak gerektiğine işaret eden Arslan, nelerin yapıldığından ziyade kimin yaptığı üzerinden eleştirilere şahit olduklarını belirterek, "Sırf iktidara muhalefet olsun diye takınılan bu tavırların kendi tabanlarını da rahatsız ettiğinin farkında olmalıdırlar. " dedi. Marjinal sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda kendilerini yeniden sorgulaması gerektiğini belirten Arslan, "Bunlar hakikaten bindiği dalı kestiklerinin farkında değiller. Toplumu tanımadan sosyal demokrat olunamayacağını bir türlü anlamak istemiyorlar" şeklinde konuştu.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *