SÜMEYRA DENİZ

Türkiye'de yıllardır acı duyulan ve maalesef son zamanlar giderek artan ‘çocuk istismarı’ her anne babanın en büyük korkusu. Çocuklar tam olarak dile getiremese de istismarın etkilerini bir ömür boyu taşıyabiliyor. Peki, istismara uğrayan çocukların davranışlarında ne tip değişiklikler görülüyor?

Çocuklara yönelik cinsel istismar aslında çoğu insanın sandığından fazla çünkü istatistiklere göre bu istismarların yalnızca yüzde 2’sini biliyoruz. Çünkü genelde çocuklar utanıyor, bu durumdan korkuyor veya suçlanacaklarından çekiniyorlar. Çocuklara yönelik istismar, cinsel istismar son zamanlarda artan ve istemediğimiz bir durum. Çocuğun yaşamış olduğu istismar sonrasında davranışlarında meydana gelen değişiklikleri şöyle sıralamak mümkün, uyku bozukluğu, ebeveyne karşı gelme, ani davranışlar ve fevri hareketler söz konusu oluyor. Tüm bunlarla birlikte çocuğun bir yandan da yaşı ile beraber yaşına uygun olmayan cinsel davranışlarda bulunması görülebiliyor.

İstismara uğramış çocuğa ailenin yaklaşımı nasıl olmalıdır?

Çocuk eğer istismara uğramış ise bu durumun aşılabilmesi için aileye çok büyük yük düşüyor. Öncelikle şunun farkında olmanız gerekiyor; çocuğunuz istismara uğrasa bile bu sizin suçunuz değil. Çocukları ne yazık ki bu gibi durumlardan korumak için elimizde sihirli bir iksir yok. Bu kişiler tamamen güvendiğiniz insanlar veya aile bireyleri bile olabilir. Yani, istismarın üstesinden gelmek ve çocuğuna destek olmak için yapmanız gereken ilk şey, çocuğunuzla güvene dayalı bir ilişki kurmak. Aile her zaman çocuğun yanında olduğunu hissettiresi gerekiyor, çocukla güvene dayalı bir ilişki kurması gerekiyor.  Şu unutulmamalıdır ki cinsel istismara uğrayan bir çocuk kendisini suçlamaya eğilimlidir her ne olursa olsun çocuk yalnız bırakılmayıp her zaman destek verilip çocuğun yalnız olmadığı hissettirilmesi gerekir. Daima onu sevdiğinizi her zaman yanında olacağınızı hissettirmeniz lazım.

İstismara uğrayan çocuğa yönelik psikolojik desteğin önemini anlatır mısınız?

Çocuk böyle bir istismara uğradıysa ve gülümsemesini yitirdiyse ona karşı aşırı korumacı davranılmamalıdır. Kendisini anlatması ve ifade edebilmesi için serbest bırakılması gerekir. Çok fazla baskı ortamı kurulmadan, belli bir gözlem çerçevesinde çocuk dinlenilmelidir.  Başına gelenlerin onun suçu olmadığı her fırsatta çocuğa anlatılmalıdır. Doğru yardım ve destekler ile gülümsemesini çocuğunuza tekrar kazandırabilirsiniz diyor ve hiçbir ailenin bu tür olaylar yaşamamasını temenni ediyorum.