Dünyada son zamanlarda yaşanan depremlerden sonra depremler ile radon gazı arasında bir ilişkinin olup olmadığına dair yoğun araştırmalar sürüyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Akkoyun, radon gazı hakkında bilgiler verdi. Akkoyun, radon gazının depremle direkt bir ilişkisinin henüz tespit edilemediğini, fakat işaretlerin bulunduğunu söyledi.
“TARLA İleri düzeyde araştırmaların önünü açacak”
Akkoyun, Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı (TARLA) sayesinde ileri düzeyde araştırmaların yapılabileceğini ifade ederek, “ Ülkemizde deneysel alt yapılarımız yeterli seviyede değildi. Herkesin bildiği üzere dünyada meşhur ’Cern’ hızlandırıcı merkezi bulunuyor. Ankara’da ’TARLA’ adlı benzer bir hızlandırıcı merkezi kuruldu. Bu hızlandırıcılar ile nano teknoloji, tıp, medikal alan gibi alanlarda, pek çok nükleer çalışmayı buradan aldığımız bilgiler ile gerçekleştirebiliyoruz. Biz de bu yarışa dahiliz ve bu sistem ileri düzeyde araştırmalarımızın önünü açabilecek. Buradaki laboratuvarlar sayesinde radyasyon ile çalışmaları da yürütebiliyoruz” dedi.
“Direkt bir ilişki söz konusu değil ama işaretleri bulunuyor”
Radon gazının depremler üzerindeki etkilerinin araştırıldığını belirten Akkoyun, “Bizim bugünkü güncel konumuz depremler. Dünyada son zamanlarda yaşanan depremlerden sonra depremler ile radyasyon arasında bir ilişki olup, olmadığına dair yoğun araştırmalar var. Bu çok sıcak ve güncel bir konudur. Fay hatlarının etrafında bizim radon gazı dediğimiz doğal radyasyon gazının çıkışları olduğu biliniyor. Fakat bu faylarda deprem olacak mı ya da faylar aktif deprem üretecek mi gibi sorular da aklımıza geliyor. Radon gazının çıkışında ki bir anomali buna bir gösterge olabilir mi? soruları bilimsel düzeyde araştırılıyor. Faylarda yapılan araştırmalarda saniyede 100 birim radon gazı çıkacağını örnek verelim. Daha sonrasında baktığımızda 1 saat sonra 120- 130 birim çıkmaya başlamış. Bu durum bu fayda deprem olacak mı? gibi sorularından hala emin değiliz. Radon gazı ile deprem arasında ilişkiyi dünya hala bilmiyor. Bu durum araştırma aşamasında devam ediyor. Hem nükleer fizikçilerin hem de jeologların ortak disiplineler arası çalışmalarını gerektiriyor. Bu konu hakkında ciddi keşifler var ama radon gazının çıkışını etkileyen birden fazla faktör var. Direkt bir ilişki söz konusu değil ama işaretleri bulunuyor. Umarım ki bir ilişki somut olarak kurulur. Biz de depremlerin olacağına bir ön sinyal de bu radyasyon çıkışından alabiliriz” diye konuştu.