Bir arkadaşınla, akrabanla, çocuğunla ya da eşinle aran bozulduğunda, onlara öfkelendiğinde, neleri nasıl söylüyorsun? Ve sonrasında da başkalarına onlar hakkında neleri, nasıl söylüyorsun? Farkında mısın?
Sonradan düşününce bin pişman olduğun konuşmalarda ve davranışlarda bulunuyorsun.
O, öfkeyle oturup zararla kalkma zamanlarında, sözlerine dikkat etmiyorsun ya, işte o zamanlarda o sözlerinin her biri;
Diken olup, ok olup batıyor,
Bıçak olup, kılıç olup kesiyor,
Alev olup, kor olup yakıyor,
Sis olup, duman olup boğuyor,
Sonra ağzınla kuş tutsan telafi edemiyorsun. Çünkü ok yaydan, söz ağızdan çıkmış oluyor.
Ve o fırtınanın etkisi ile bir sürü dal budak kırılmış oluyor.
Adına dertleşmek dediğin zamanlarda ise başkalarıyla (arkadaşınla, akrabanla, çocuğunla ya da eşinle ilgili olarak), senin bakış açını desteklemesi için ve haklı olduğunu kanıtlamak adına yaptığın dedikoduları hatırla. Hani o öfkenle, bire bin katarak anlattıklarını... Şikâyetlerini, çekiştirmelerini ve zehir kustuğun zamanları bir düşün…
Bu konuşmaların, sorununu çözse, rahatlamanı sağlasa neyse… Tam aksine daha beter bir duruma sokuyor. Olayın boyutları büyüyor, işin içine hiç ilgisi olmayan kişiler giriyor, durum dallanıp budaklanıyor ve pire deve oluyor.
Sonrada ben neden böyle yaptım diye kara kara düşünüp pişman oluyorsun. Bunu hep yapıyorsun. Artık vazgeç…
Birde şu şekilde davranmayı dene;
Yakınlarınla aranı bozan ve öfkelenmene neden olan durumları fark et,
Öfkelendiğin her ne ise onu kendi içinde anla,
Öfkene neden olan kendinden kaynaklanan nedenleri bul,
Öfke ile kalktığında zararla oturduğunu hatırla,
Önce kendini sakinleştir,
Öfkenin altında var olan ve beslenen asıl öncelikli duygularını bul ve bil,
Öfkene ilişkin sorumluluk al, o iyisi ile kötüsü ile senin duygun, sahip çık,
Öfkenin sana ne söylediğini anla,
Aklından geçen hangi düşüncelerin öfkene neden oluyor, bul, onlara farklı bir bakış açısı ile yeniden bakmayı dene,
Hangi ihtiyacın karşılanmadı ya da engellendi, belirle ve kendin karşılamayı ve kendi engellerini kendin aşmayı dene,
Hangi kendince haklılığın anlaşılmadı, bil, daha kabul edilebilir olan başka yollardan anlatmayı dene,
Öfkene ilişkin kendi hassasiyetlerini kendin gider ve içindeki yaralarını bul ve tedavi et,
Sonra sorunun hala çözülmedi ise ve de istersen öfkenin muhatapları olduğunu düşündüğün kişiler ile iş birliği yapmayı deneyebilirsin. Tabi onlar da isterse…
O zaman da;
Diğerleri ile ne yapacağına ve nasıl konuşacağına karar ver. Kararın hem kendini doğru anlatabileceğin, anlaşıldığını hissedebileceğin hem de karşındakini anlayabileceğin ve anlaşabileceğin şekilde olsun ki sonradan pişman olma,
Öfkelenmene neden olduğunu düşündüğün konularda iş birliği yapmak istediğin kişiler ile konuş,
Konuşmalarında konunun dışına çıkma,
Suçlama yapma, ben dili kullan,
Dedikodu yapma,
Bire bin katma,
Konu her ne ise o kadarla sınırla, abartma ya da azaltma,
Hangi duygu ile konuşursan konuş sözlerini her zaman özenle seç ve dikkatlice kullan,
Niyetin öncelikle sorunu çözmek değil doğru anlaşılmak olsun, çünkü kendini tam da istediğin gibi anlatabildiğin zaman çözüm sonrasında ve kendiliğinden gelecektir,
Sonra muhatabını da dinle, anla ve anlaştığınız ya da anlaşmadığınız konusunda anlaş.
Kısaca diyorum ki;
‘Niyetin mutlulukla anlaşmak olsun ve bu niyetini de eylemlerinle destekle’…