Diyarbakır’da yaşanan Narin Güran davası, ülke gündemini derinden sarsarken, bu trajik olayın ardından amca S.G.’nin avukatlığını üstlenen Seda Toğrul da kararını sosyal medya üzerinden duyurdu: Dava sürecinden çekildiğini açıkladı.

2025 Resmi Tatil Takvimi: 2025 Resmi Tatiller Hangi Günler? 2025 Resmi Tatil Takvimi: 2025 Resmi Tatiller Hangi Günler?

Ancak, bu kararın ardındaki duygusal ve etik sebepler birçok kişiyi etkiledi. Peki, Seda Toğrul kimdir ve neden böyle bir karar aldı? Gelin birlikte bu sorulara yanıt arayalım.

Seda Toğrul Kimdir?

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2010 yılında mezun olan Seda Toğrul, hukuk alanındaki başarılı kariyerine Diyarbakır’da açtığı hukuk bürosuyla adım attı. Özellikle ceza hukuku alanında uzmanlaşan Toğrul, kısa sürede dikkat çeken davalarda avukat olarak yer aldı. Ceza hukuku üzerine Doğuş Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparak akademik kariyerini güçlendirdi.

Toğrul’un adı son olarak Diyarbakır’da kaybolan ve ne yazık ki cansız bedeni 19 gün sonra bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın davasında duyuldu. Bu davada sanık S.G.’nin savunmasını üstlenen Toğrul, hem mesleki hem de insani açıdan zor bir sürecin içine girdi.

Görevden Çekilme Kararının Perde Arkası

Seda Toğrul, savunma sürecinde karşılaştığı zorlukları ve duygusal çalkantıları, sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla kamuoyuyla paylaştı. Bu kararı, sadece bir avukat olarak değil, bir anne olarak aldığını belirtmesi, birçok kişiyi derinden etkiledi. "Bir anne olarak savunmaya devam edemeyeceğim" sözleriyle duyurduğu çekilme kararı, yalnızca mesleki bir karar değildi, aynı zamanda vicdani bir yükümlülük hissini de yansıtıyordu.

Olayın trajik boyutları ve davaya eklenen yeni delillerin yarattığı duygusal yük, Toğrul’un bu zor kararı almasına sebep oldu. Adli tıp raporlarının ardından gelen gelişmelerle birlikte, davayı sürdürmenin kendisi için ne denli zorlayıcı hale geldiğini ifade eden Toğrul, hem hukuki hem de kişisel sorumluluklarını yeniden gözden geçirdi. Özellikle bir anne olarak davada devam edemeyeceğini vurgulayan Toğrul, bu noktada meslekten ziyade vicdanının sesine kulak verdi.

Toğrul’un Açıklamasındaki Duygusal Yansımalar

Seda Toğrul’un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama, yalnızca bir avukatın mesleki çekilme kararı değil, aynı zamanda bir insanın derin acılar karşısındaki tepkisini de içeriyordu. Toğrul, açıklamasında Narin Güran’ın ölümünün kendisini derinden etkilediğini ve bir anne olarak bu davada daha fazla yer alamayacağını dile getirdi. Bu sözler, bir avukatın mesleki kimliğinin yanı sıra, bir insan olarak duygusal yükünü de gözler önüne serdi.

Bir meslektaş olarak Toğrul’un bu kararı, ceza hukuku alanında ne denli zorlu süreçlerin yaşanabileceğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Hukukçuların sadece yasa ve kurallara değil, aynı zamanda duygusal ve vicdani sorumluluklarına da ne kadar bağlı olduğunu görüyoruz.

Duygusal Yük ve Adalet Arayışı

Narin Güran’ın cansız bedeni bulunduktan sonra yaşanan gelişmeler, davanın gidişatını değiştirmişti. Bu süreçte Toğrul’un avukatlığını yaptığı sanık S.G. hakkında yeni deliller ortaya çıkmış ve bu durum, savunma sürecini daha da karmaşık bir hale getirmişti. Tüm bu gelişmelere rağmen, Toğrul’un yaptığı açıklamada adil bir yargılama sürecinin takipçisi olacağına dair sözleri, onun hala hukukun ve adaletin peşinde olduğunu gösteriyordu. Yani, davadan çekilmesi bir avukat olarak sorumluluklarını bırakması anlamına gelmiyordu. Aksine, adaletin tecelli etmesi için süreci bir vatandaş ve bir anne olarak takip edeceğini belirtiyordu.

Bir Annenin Vicdanı ve Mesleki Sorumluluk Arasında

Seda Toğrul’un bu kararı, birçok hukukçu ve vatandaş tarafından büyük bir anlayışla karşılandı. Narin Güran gibi masum bir çocuğun ölümü karşısında bir annenin duygularını kontrol etmek ve bu acıya karşı profesyonel kalmak her ne kadar zor olsa da, Toğrul bu sorumluluğu üstlenmişti. Ancak, olayın gelişimi ve davaya eklenen yeni deliller, onun için bu yükü daha da ağırlaştırdı.

Mesleki başarılarıyla tanınan Toğrul’un, bu davadaki zor kararını açıklarken "Bir anne olarak savunmaya devam edemeyeceğim" sözleri, onun mesleki kimliğiyle kişisel kimliği arasında yaşadığı çatışmayı açıkça ortaya koyuyordu. Bu, sadece bir avukatın geri çekilme kararı değil, aynı zamanda bir insanın vicdanıyla mesleki sorumlulukları arasında sıkışmış bir durumu da simgeliyordu.

Davada Adaletin Peşinde Olmaya Devam

Seda Toğrul’un davadan çekilme kararı, davanın gidişatını etkileyecek mi? Bu, henüz bilinmiyor. Ancak Toğrul, yaptığı açıklamada adil bir yargılama sürecinin takipçisi olacağını ve olayın acısını derin bir şekilde hissettiğini belirtti. Ayrıca, tüm sorumluların yargı önüne çıkartılmasını temenni eden Toğrul, kamuoyuna davayı yakından takip etme çağrısında bulundu. Bu da, meslekten çekilse dahi adalet arayışının devam ettiğini gösteriyor.

Meslek ve Vicdan Arasında Bir Karar

Seda Toğrul’un Narin Güran davasından çekilmesi, hukuk dünyasında nadiren karşılaşılan bir durum değil. Ancak bu olay, bir avukatın sadece mesleki kimliğiyle değil, aynı zamanda kişisel değerleri ve vicdanıyla da nasıl yüzleşmek zorunda kaldığını gösteriyor.

Toğrul’un kararı, hukuk dünyasında duyguların ve vicdanın da ne kadar önemli bir yer tuttuğunu bize bir kez daha hatırlattı.

Editör: Editör 05